El kazanı ile aş kaynamaz...

“Yardımlaşma ve dayanışma düşüncesini yüzyıllar öncesinden insan odaklı hizmet anlayışı ile bütünleştiren ve bir medeniyet bilincine dönüştüren vakıf müessesesi, günümüzde de toplumsal farklılıkları kendi geliştirdiği “vakıf şuuru” etrafında buluşturarak, yardım etmek isteyen ile yardıma ihtiyacı olan arasında köprü vazifesi gören önemli bir kurum olmuştur.”

 “Vakıflar Genel Müdürlüğü, taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının muhafaza, bakım, onarım ve restorasyon işlerinin günümüz teknolojik imkanları kullanılarak gerçekleştirilmesi, yurt dışına kaçırılmış olan vakıf kültür varlıklarının titiz bir şekilde takip edilerek geri getirilmesi, vakıf varlıklarının ekonomik bir şekilde işletilmesi gibi bir çok görev üstlenmiştir.”

Okumuş olduğunuz bu metinler Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün internet sitesi üzerinden alınmış olup, kuruluş amacını ve görevlerini ifade etmektedir. Genel Müdürlük yukarıda belirtilen görevlerini Bölge Müdürlükleri vasıtasıyla gerçekleştirmekte ve bu müdürlüklerden biri olan Trabzon Bölge Müdürlüğü ise; Rize, Artvin, Giresun, Gümüşhane ve Trabzon’dan oluşan beş ile hizmet götürmektedir.

Aynı metinde kurumun işleyişi;“Genel Müdürlüğümüz personeli olarak çalışanlar; görevlerini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, kanunlara ve evrensel hukuk kurallarına bağlı olarak dürüstlük, adalet, hakkaniyet, objektiflik, güvenirlik, tarafsızlık, hesap verme sorumluluğu, saydamlık, şeffaflık, karar ve işlemlerde etkinlik, göreve bağlılık ve kamu yararına uygunluk ilkeleri çerçevesinde yürütmeyi amaçlamışlardır” şeklinde belirtilmiştir.

Sistemin işleyişi bu çerçevedeyken Gümüşhane’de ki vakıf eserleri için yeterince özen gösterilmediğine inanmaktayım. İşte bu nedenle Trabzon Bölge Müdürlüğü özelinde, koyu renkte yazılı ilkelerin sorgulanması, bazı soruların ivedilikle cevaplanması gerektiği kanaatindeyim.

Dürüstlük: Başta Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan ve çalışanların dürüstlüğü hakkında yorum yapmayı hadsizlik olarak görmekte, bu konuda insanımıza karşı olan güvenimi ve inancımı muhafaza etmekteyim.

Adalet: Büyük balığın küçük balıklara yaşam hakkı tanımadığı bir düzende adalet kavramına Bölge Müdürlüğü tarafından yeterli hassasiyet gösterilmemektedir. Gümüşhane, üvey evlat muamelesine tabi tutularak yapılan yatırımlardan minimum derecede faydalanabilmiştir. Gücü elinde tutan irade ilimizdeki vakıf eserlerini ve sorunlarını görmezden mi gelmektedir?

Hakkaniyet:  İller arasında ki yatırım miktarındaki uçurum göz önünde bulundurulduğunda, bu ilkenin de çiğnenmiş olduğu izlenimi oluşmaktadır. Devletin bir kurumu olan müdürlüğünüzde geçerli olan “Hak verilmez alınır” mantığı mıdır?

Objektiflik: Basına verilen beyanatlardan da anlaşılabileceği gibi sorumluluk alanında bulunan iller; bırakın Trabzon’u, ilçelerinin bile gölgesinde kalmaktadır. Proje ve uygulamalarınız ortada iken, bölgede resterasyonu yapılan eserler hangi objektif kriterler gözetilerek seçilmektedir?

Güvenirlik: Müdürlüğünüz, Gümüşhane Valiliği tarafından düzenlenen İl koordinasyon toplantılarına bile gerekli özeni göstermemektedir. Bu şartlar altında Gümüşhane insanı size ve dolayısıyla kurumunuza nasıl güvenebilir?

Tarafsızlık:  Bölge Müdürlüğünün Trabzon merkezli kurulmuş olması doğal olarak personel yapısına da yansımaktadır. Bu durumda tarafsızlık ilkesinin temini için ne gibi tedbirler alınmıştır?

Hesap verme sorumluluğu: Gümüşhane insanı kendine hizmet edenleri el üzerinde tutmaktadır. Tıpkı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a gösterdiği vefa örneğinde olduğu gibi. O hesabını Allah’a ve milletine vereceğini söylemektedir. Siz hesabınızı sadece Trabzonlulara mı vereceksiniz?

Şeffaflık, Saydamlık: Kaynakların sınırlı olduğu göz önünde bulundurulduğun da insanların kafalarında oluşan soru işaretlerinin giderilmesi için basın kuruluşlarını kullanmak gerekmektedir. Sizin yerel basınla olan ilişkileriniz hangi seviyededir?

Sorumluluğunuzun sadece Trabzon ile sınırlı olmadığı düşünüldüğünde kendi adımıza sizleri Gümüşhane’de ağırlamaktan, soru ve sorunlarımıza cevap bulmaktan memnuniyet duyacağımızı belirtmek isterim. 

Gelinen noktada Gümüşhane olarak; “El elin eşeğini türkü çağırarak arar” atasözünü unutmadan, “Kendi göbeğini kesmek” deyiminin gereğini yerine getirmeliyiz.
YORUM EKLE