GORBAÇOV’UN HEDEFLERİ

Gorbaçov, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin son lideri, Cumhurbaşkanıdır. 1985 -1991 yılları arasında altı yıl SSCB devlet başkanlığı yaptı.

Mihail Gorbaçov, ülkesine şeffaflık ‘glasnost’ politikasını getirdi.

SSCB’yi içine kapanık bir ülke olmaktan çıkartıp dünyaya açmaya başladı. SSCB’de tabu olan liderleri Stalin ve Troçki’yi eleştirdi.

Gorbaçov, 1990 yılında Nobel Barış Ödülünü kazandı. Kapitalist ve sosyalistler arasında çıkan mücadelede Gorbaçov, kapitalist tarafı seçti ve 19 Ağustos 1991 tarihinde SSCB’yi ve Soğuk Savaşı bitirdi.

Daha sonra Sosyal-Demokrat Parti’yi kurdu. Fakat girdiği seçimlerde bir başarı gösteremedi.

GORBAÇOV KİTABI

Amerikalı ünlü tarihçi William Taubman, Gorbaçov’un biyografisini kitap olarak yayımladı.  Kitap, İngilizceden Hollandacaya da çevrildi. Umut ederim kısa sürede Türkçeye de çevrilir.

Bu kitapta Gorbaçov şöyle diyor:

 “SSCB için iki temel hedefim vardı. Bunlardan ilki komünizmi yani Stalinzmi yıkıp, Soğuk Savaşı bitirmekti. Bu hedefime ulaştım. Ancak ikinci hedefim Sovyetlere, Avrupa tipi sosyal demokrat bir sistemi getirmekti. Ancak bu hedefime ulaşamadım.”

Gorbaçov, Avrupa demokrasilerinde vatandaşın, beşikten mezara kadar devletin bakımı ve güvencesi altında olduğunu biliyordu.

Kitapta Gobaçov’un bu hedeflerini daha 1975 yılında Partisinin eyalet lideri iken düşündüğünü yazıyor. Ve bu görüşleri şaka ile karışık dile getiriyor. O zaman ki KGB Şefi ise ona “Sen bizim mezarımızı mı kazmayı düşünüyorsun?”  diye takılıyormuş. Görünüşte bunlar şaka gibi geliyordu ama sonunda gerçek oldu.

Taubman, kitabında şu görüşlere yer veriyor:

“Gorbaçov, Rusların birinci demokrat lideri idi. Çünkü O,  insanları ezen bir sistemden onları kurtardı. O hem bu dikta rejimini hem de Soğuk Savaşı bitirdi.  Devlet parasının silahlanmaya değil, insanlara onların sosyal güvenliğine, ekmeğine harcanması gerektiğini savundu.

Bundan dolayı Gorbaçov ismi Batı da çok olumlu ve iyi bir isim olarak karşılanırken Rusya’da tam bunun zıddı olarak algılanıyor.”

DEMOKRASİ, DEVLETİ YAŞATIR

Gorbaçov olayı bile başlı başına dünyada demokrasinin ne kadar önemli ve hayati bir değer olduğunu anlatmaya yeter de artar bile. Çünkü demokrasi devletin geleceği ve güvencesidir. Demokrasi; bir devletin yaşam belgesidir.   

Olaya bu açıdan bakınca Türkiye,  1946 yılında çok partili demokratik sisteme geçti ve geleceğini güvenceye aldı. Aynı şeyi SSCB yapamadı, tek parti diktatörlüğü ile kendi çöküşünü ve yıkılışını hazırladı.

Öyleyse tek yol demokrasidir. Bir devletin bir ülkenin geleceği garantisi demokrasidir. Hiç bir dikta rejiminin ve darbenin geleceği yoktur olmamıştır. Ama demokratik sistemler, yaşamasını sürdürüyor sürdürecektir. Çünkü demokrasi yönetimlerinde kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü esastır.

Öyleyse halkımızı demokratik değerlerle donatmaya devam etmeliyiz..

Avrupa demokrasileri;  üç politik kolon üzerinde durur. Bu kolonlar: 1) liberal demokratlar, 2) muhafazakâr demokratlar, 3) sosyal demokratlardır.

Bizler de ülkemizde demokrasiyi güçlendirip sürdürmeliyiz. Çünkü demokrasiden başka çıkış yolumuz yoktur. Bu cümleden hareketle demokrasiye ve demokratik partilere sahip çıkmalıyız. Çünkü partisiz demokrasi olmaz.

Bekir Cebeci

(Güney Hollanda Eyalet eski Milletvekili)

Rotterdam, 8 Ocak 2018

E-mail: info@bekircebeci.com

Kaynak:

  1. De Volkskrant gazetesi, 3 Kasım 2017
YORUM EKLE
YORUMLAR
Mustafa MOLLAOĞLU
Mustafa MOLLAOĞLU - 4 yıl Önce

Bu görüşleri insanlarla paylaştığın için teşekkür ederim. Selamlar sevgiler.