Gümüşhane’de çocuğunun öğretmenini tehdit eden akademisyen kınandı

Gümüşhane’de Eğitim-Bir-Sen teşkilatı kendisi de bir eğitimci olan akademisyen velinin, çocuğunun matematik öğretmeniyle okulda tartışıp tehdit etmesini kınadı.

Gümüşhane’de çocuğunun öğretmenini tehdit eden akademisyen kınandı

Bağlarbaşı mahallesinde bulunan Fevzipaşa Ortaokulunda matematik öğretmeni olarak görev yapan Adem Meydan, 8 Nisan tarihinde öğrencisinin velisi Gümüşhane Üniversitesi akademisyeni Doç.Dr. Ü.Ö’nün İstiklal Marşı töreni öncesi meslektaşları, velileri ve öğrencileri önünde sözlü saldırısına uğradı, tehdit edildi, darp edilmesi de olaya şahit olan öğretmenler tarafından engellendi.

Olayın ardından konunun adliyeye intikal etmesiyle Doç.Dr. Ü.Ö hakkında Asliye Hukuk Mahkemesince 6 ay boyunca öğretmenin bulunduğu konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması yönündeki tedbir kararı alınırken, Eğitim-Bir-Sen teşkilatı da okul bahçesinde olayı kınayan bir basın açıklaması yaptı.

“Öğretmene yönelen şiddetin örf ve adetlerimize, hukuk düzenimize ve milletimizin tüm dünyaya örnek uygulamalarına ters düştüğünün altını bir kez daha çizmek istiyorum”

Memur-Sen İl Başkanı Harun Şeker, sendika yöneticileri ve öğretmenlerin katıldığı basın açıklamasında Hz.Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözlerini hatırlatan Eğitim-Bir-Sen Gümüşhane şube Başkanı Habib Tanış, “Biz bu düstur ile yetişmiş  bir milletiz. Bu anlayışla geleceğimiziniz mimarı olacak nesilleri yetiştiriyoruz. Fakat geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitimcilere yönelik saldırılar, tedbir alınmadığı için artarak devam etmektedir. Eğitim ve şiddeti aynı cümle içerisinde kullanmak bile bizi derinden yaralamaktadır. Eğitimciye saldırı topluma ve toplumun geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Hal böyle iken, öğretmene yönelen şiddete karşı toplum olarak karşı çıkmak hepimizin ödevidir. Bu konuda birer ebeveyn olarak, bu geleneğin ve toplumun saygın birer üyesi olarak hep birlikte bu mücadeleyi yürütmeliyiz. Öğretmene yönelen şiddetin örf ve adetlerimize, hukuk düzenimize ve milletimizin tüm dünyaya örnek uygulamalarına ters düştüğünün altını bir kez daha çizmek istiyorum. Başta Öğretmenlerimize yönelen şiddet eylemleri olmak üzere her türlü şiddeti kınıyoruz” dedi.

“Hiçbir veli geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimize karşı sözlü, fiziki ve yazılı olarak şiddet gösterme hakkına sahip değildir”

Son aylarda Türkiye genelinde ve Gümüşhane’de öğretmenlere yönelik şiddet girişimlerinin arttığını ve bu durumun kendilerini derinden üzdüğünü ifade eden Tanış, “Bu saldırganlara karşı toplum olarak, ülke olarak önlem almak zorundayız. Yapılan sözlü veya fiziki her türlü şiddet eylemi karşısında durmak, yapılan çağdışı eylemlerden eğitim çalışanlarını korumak için yasal düzenlemeler acilen yapılmalı, bu fiile kalkışanlar hak ettiği cezaları almalıdır. Eğitimciler olarak eğitim öğretim faaliyetlerinin değişmez unsuru ve destekleyicisi olan velilerimizi eğitim faaliyetlerinin önemli bir parçası olarak gördük. Eğitim faaliyetlerine destek olan her zaman yanımızda yer alan velilerimize teşekkür ediyoruz. Fakat bazı velilerimiz okullarımızın işleyişine, öğretmenlerimizin derslerine, derslerindeki uygulamalarına müdahale eder hale gelmiştir. Bu durumlar okullardaki idarecilerimizin ve öğretmenlerimizin görevlerini icradaki motivasyon ve isteklerini kırmaktadır. Bu durumlara asla izin verilmemelidir. Hiçbir veli geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimize karşı sözlü, fiziki ve yazılı olarak şiddet gösterme hakkına sahip değildir” diye konuştu.

“Adem öğretmenimiz yalnız değildir”

Öğretmenlere yapılan bu çirkin ve seviyesiz saldırıların son örneğinin Fevzipaşa Ortaokulunda yaşandığını aktaran Tanış, şunları söyledi: “Öğretmenimiz, İstiklal Marşı töreni öncesi meslektaşları, velileri ve öğrencileri önünde; öğrenci velisinin sözlü ve fiziki saldırısına uğramış ve veli tarafından tehdit edilmiştir. Darp edilmesi olaya şahit olan öğretmenlerimiz tarafından engellenmiştir. Bu çağdışı fiili gerçekleştiren veliyi ve aynı zihniyette olanları kınıyoruz. Bu çirkin girişimde bulunan veli hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş ve yasal süreç devam etmektedir. Şahsın çalıştığı kurumada konu ile ilgili yazılı olarak başvuru yapılmış ve sözlü olarak da şikayetimiz iletilmiştir. Buradan öğretmene şiddet eyleminde olanlara bir kez daha sesleniyoruz; geleceğimizin mimarı, öğretmenlerimiz, eğitim çalışanlarımız ve Adem öğretmenimiz yalnız değildir. Öğretmene saldıranlar bilmeliler ki onlar geleceklerini de yok ediyorlar. Bir eğitimciye saldırmak demek aynı zamanda bilime ve ülkenin geleceğine saldırmak demektir. Öğretmene uygulanan şiddetin temelinde öğretmene olan saygı ve sevginin azalmasının payı elbette çok büyüktür. Bu konuda yetkililere, velilere ve eğitim kurumlarına çok iş düşüyor. Herkes şunu bilmelidir ki öğretmen asla sahipsiz değildir. Eğitim -Bir-Sen olarak bütün gücümüzle eğitim çalışanlarımızın ve öğretmenlerimizin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz ve arkadaşlarımızın uğradığı şiddetin takipçisi olacağız.”

Güncelleme Tarihi: 22 Nisan 2022, 16:11
YORUM EKLE
YORUMLAR
Ali Hoca
Ali Hoca - 2 yıl Önce

Şimdi bu yaptığınız “Gazetecilik” öylemi!
Toplumun hiç bir kesiminde fiziki veya psikolojik şiddet meşrulaştırılamaz. Peki o “öğretimemin” ailenin çocuğuna, Hocanın eşine yaptığı konuşmalardan haberiniz varmı!?
Mutlaka vardır, ama bir taraf tutmanız gerekmekte, Buda tabiki gümüşhaneli olmalı!
Sendikaya ne demeli! Eğer hocayla tartışan hoca o sendikadan olsa aynı tavrı gösterecekmiydi! Yazık!
Bir tebrikte bu haberin altına yorum yapan, Engin bilgisi ile son Doç. ve Prof. bükücüye, sanki bu ünvanlar marketten alınıyor! Ülkenin yarısı Doç. ve Prof. muş! Bak sen!
Şunu da söyleyeyim, konusu olan akademisyen arkadaş, üniversitenin belki en sakin insanıdır. Böyle bir insan nasıl bu noktaya getirilir, bunu da sorgulamak lazım. Eğer ki o öğretmenin o aileye tavrı orada toplanan kişiler, bu haberi yapan gazeteci ve bu haberin altına yorum yapan kişilere yapılmış olsaydı, nasıl tepki verirlerdi acaba!

Metin Sevindik.
Metin Sevindik. - 2 yıl Önce

Maalesef kötü bir tesadüf olmuş.
Kendisi de eğitim çalışanı olan bu kişinin bilmeden ,kendi unvanını kullanıp meslektaşına böyle bir hoş olmayan muamelede bulunması çok manidar
Biz bu tip muameleyi başka cenahtan zaten bekliyoruz....

İsmail HAYAL
İsmail HAYAL - 2 yıl Önce

Bu konuda köşe yazımı yakında buradan okuyabilirsiniz. Kısacası diyorum ki hangi mevki ve branşta olursanız olun. Sizi yetiştiren bu kutsal mesleğin temsilcisi öğretmenlerden elinizi, dilinizi çekin. İsmi önündeki unvanlar kişiye değer katmaz. Değer yükseldikçe nefsine hem vuranların hasletidir.

murat
murat - 2 yıl Önce

Sevgili doçent olmuş arkadaşım sen kendini ne zannediyorsun bu ülkenin yarısı doçent ve profesörlerle doldu bunu sende iyi biliyorsun yani hiç bir özelliğin yok TIP FAKÜLTESİ HARİÇ diğer bölümler sıradan ve boş kusura bakma ama sen öğretmenin amiri olamazsın o nedenle saygını yitirme bence.

Ahmet Onat
Ahmet Onat @murat - 2 yıl Önce

Murat denen vasıfsız hadsiz kişilik insanları tanımadan etmeden hangi sıfatla yargılıyorsun? Üniversitelerdeki hocaların ünvanlarını marketten mi veriyorlar? Sen ve senin gibi haddini bilmezler yüzünden ülke bu hale geldi eskiden insanlar öğretmen,asker gördüğünde saygıdan ne yapacağını şaşırdı. Eğitim şart sözü burda önem kazanıyor lakin senin gibilerini eğitmeye önce kökten başlamak lazım.

SIRADAKİ HABER