Herzog’un ziyaretine Gümüşhane’den tepki 

Saadet Partisi (SP) İl Başkanlığı ve İnsani Yardım Vakfı (İHH) Gümüşhane şubesi düzenledikleri basın açıklamalarıyla İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Türkiye ziyaretine tepki gösterdi.

Herzog’un ziyaretine Gümüşhane’den tepki 

15 Temmuz Zafer Meydanında ayrı ayrı gerçekleştirilen açıklamalarda ‘Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika’ ve ‘Katil İsrail’ sloganları atıldı, katılımcılar ellerinde "Terörist İsrail", "Kudüs'ün özgürlüğü İslam'un özgürlüğüdür", "İşgalci İsrail mutlak şerdir", “Ülkemizde katil istemiyoruz” yazılı dövizler taşıdı.

“Katil Herzog'u ülkemizde görmek istemiyoruz”

2008'den bu yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk İsrailli lider olan Herzog’un gelişine tepki gösteren Saadet Partisi İl Başkanı Av. Akın Demir, “Terör devleti İsrail'in Cumhurbaşkanı Herzog'un ülkemize davet edilişini şiddetle kınıyoruz. Anormalliklerin normalleşme olarak takdim edilmesini ise reddediyoruz. Kudüs'e, Gazze'ye bombalar yağdıran, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'yı kirli postallarıyla çiğneyen, çoluk-çocuk, kadın, yaşlı demeden mazlumları katledenlerin ülkemizde yeri yoktur ve olmayacaktır. Bizler, Sn. Cumhurbaşkanı'nın 2013 yılında açıkladığı ve bir türlü gerçekleşmeyen Gazze ziyaretini beklerken; katillerin ülkemize davet edilmesi akıl alır gibi değildir. Bizler hakikaten merak ediyor ve soruyoruz; Bugün değişen nedir? Ne değişmiştir ki böyle bir davette bulunulmuştur? Ne oldu "one minute" çıkışınıza? Bu Herzog denilen adamın Netanyahu denilen katilden farkı nedir? İsrail değişti de biz mi bilmiyoruz; yoksa iktidarda bulunanlar mı çok değişti? Bu denklemde değişen nedir? Bunu bizlere, aziz milletimize ve mazlum Filistin halkına açıklayın. Filistin'de Müslüman kardeşlerimize yapılan zulüm mü son buldu? Gazze’ye uygulanan abluka mı kalktı? Bu katiller, Filistinlilere uyguladığı soykırımdan vaz mı geçti; yoksa İsrail, bölgemizde kurguladığı tehlikeli planlarından vaz mı geçti?” dedi.

Türkiye topraklarının işgal, sömürü ve tahakkümden kurtuluş toprakları olduğunu kaydeden Demir, “Emperyalizme karşı kazandığımız Kurtuluş Savaşımız sonucunda bu topraklar bizlere vatan, tüm mazlum coğrafyalara ise umut ışığı olmuştur. Gazi Meclis diye nitelendirdiğimiz Meclis’imiz; gazilik unvanını işgaller karşısında kazandığı zaferle almıştır. Siz, bir başka katil Şimon Peres'in Gazi Meclisimizde konuşturulduğu, alkışlandığı görüntüler birer utanç vesikası olarak arşivlerde ve hafızalarımızda dururken; bugün bir başka utanç verici adımı attınız! Bu aziz topraklar da bu milletin sinesi de hiçbir işgali ve işgalciyi kabul etmemektedir! Cumhurbaşkanı hangi toprakları yönettiğinin farkına varana kadar susmayacağız! İsrail normalleşmeden, ki normalleşmesi mümkün değildir; İsrail ile normalleşmek, mazlum kardeşlerimize ihanettir; tarihi müktesabatımızı hiçe saymaktır. İsrail işgal ettiği topraklardan çekilmeden, Yağmaladığı toprakların, canına kıydığı Filistinli masumların ve Mavi Marmara katliamının hesabını vermeden, Filistin topraklarında, Bağımsız Filistin devleti kurulmadan; İsrail ile ilişkiler hiçbir şart altında normalleşemez! Çok net ifade ediyoruz: Eğer İsrail ile ilişkileriniz normalleşiyorsa; bilin ki, Filistin’le anormalleşiyordur. İsrail ile ilişkileriniz normalleşiyorsa, Gazze’de başına fosfor bombası atılan Müslümanlarla anormalleşiyordur. Bunun başka hiçbir izahı olamaz” diye konuştu.

“Özgür Filistin'e selam olsun”

Cumhurbaşkanı'na böyle bir adımı yakıştıramadıklarının altını çizen Demir, “Bugüne kadar uyardık, iktidarda bulunanlar kulak vermedi; en azından şimdi bu hatadan dönülmeli; Herzog'un ziyareti sonlandırılmalı ve ülkemizden defolup gitmelidir. Saadet Partisi olarak, tüm bu süreçlerin takipçisi olduğumuzun, Müslüman kardeşlerimizin uğradığı her haksızlığın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da karşısında olacağımızın, iktidar sahiplerinin ses çıkarmadığı, aksine kırmızı halılarla karşıladığı katillerden elbette bunların hesabını soracağımızın da bilinmesini isteriz” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisinin ardından aynı alanda İHH da bir açıklama yaptı. 

İHH sözcüsü Recep Şen, “Filistin topraklarının neredeyse tamamı İsrail rejiminin işgaline uğradı. Kurulduğu günden itibaren bölgedeki hak ihlallerine devam eden İsrail, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak bölgede bitmek bilmez bir kriz sarmalı üretmiştir. Bu kriz sadece Filistin toprakları ile de sınırlı kalmamış dalga dalga tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüse dönüşmüştür. İsrail'in son yıllardaki karnesine baktığımızda, hemen hemen her gün ayrı bir hak ihlali ve yerinden etme ile geçmiştir. Çocuk, yaşlı ve kadınlar üzerinde uyguladığı sert ve acımasız politikalar ile milyonlarca insanın yerinden edilmesi, evleri yıkarak toprakların işgal edilmesi, mabetlere saldırarak din özgürlüğünün elinden alınması bu ihlallerden yalnızca bazılarıdır. Filistinlilerin yaptığı insancıl gösterilere uyguladığı orantısız güç ile binlerce gencin sakat kalmasına ve bir ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasına sebep oldu. Son 70 yıldır Ortadoğu'da sadece problemden, kandan ve gözyaşından beslenen Siyonist isgal çeteleri sadece Filistin için değil: Türkiye içinde bir güvenlik sorunudur. 2010 yılında insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisine, uluslararası sularda yaptıkları hukuksuz saldırı ile 9 vatandaşımız şehit edilmiş, 1 kişi 4 yıl boyunca komada kaldıktan sonra şehit olmuştur. 56 insani yardım gönüllüsü de, ağır bir şekilde yaralanmıştır. Bu saldırı sonrasında yaşanan süreçte Mavi Marmara Derneği olarak tam 12 yıldır süren hukuk mücadelesine başladık. Ailelerimiz ve arkadaşlarımız adına ulusal ve uluslararası mecralarda yaptığımız kişisel başvurulara, gayri hukuki şekilde engel olunmaya çalışıldı. Mülkün temeli olan adalet; Yahudi lobisinin gizli görüşmeleri ile engellenmeye çalışıldı” dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER