Yazar
GÜMÜŞHANE'DEYİM...
YAYINLAMA:
Bir haftadır Gümüşhane’deyim. Mevsimin kara kış olmasına rağmen Gümüşhaneli Kara hasret.
Yerel seçimlerin tansiyonu yükselttiği ilimizde buna eklenen muhtarlık seçim tartışmalarını ehline bırakarak yürüyorum kentin caddelerinde.
Ayaküstü sohbetlerin tarifsiz hazzını, pestil ve köme ikramları ile zenginleştirip dostlarla zafer çay evinde demliyoruz gönlümüzü.
Babamın hakka vuslatının üzerinden kırk günden fazla geçti. Dini vazifelerimizi yerine getirmek üzere bizleri ana kucağı gibi sarıp sarmalayan Baba Ocağındayız.
Ateşten sıcak olan baba ocağında “babasız” kalmanın derin üzüntüsü içerisinde günlerim hüznün ve hasretin hüküm sürdüğü duygu sarmalında geçiyor.
Bu duygu sarmalında Gümüşhane’nin caddelerinde ilerlerken yerel seçimlerin yoğun olarak konuşulduğu bir zaman diliminde fırsat buldukça babamın dost ve arkadaşlarıyla buluşup sohbet etmeye gayret ediyorum.
Anılar… hatıralar…
Köyümüzün unutulmaz muhtarlarından babamın kadim dostları olan Şaban Balki, Şeref Ali Ergin, Fehmi Turhan, Hamdi Balki, Yılmaz Ergin ilk aklıma gelenlerden...
Sağlığında kendine yakın bulduğu anılarını bizimle paylaştığı bu Çınarlarla doyumsuz sohbetlerimiz oluyor. Geçmişi yad ediyoruz.
Zaman tünelinde yaşanılan anı ve hatıraları birinci ağızdan dinlemek babama olan özlemimi arttırıyor.
İnsanın dostları olması, sırlarını onunla paylaşması ölümünden sonra onu hayırla ve güzelliklerle yâd etmesi bir fani için ömrü hayatında kazanabileceği en büyük servet sevgili okuyucular.
İnsanlar, tanıdıkları ve dostları ile nice güzellikleri paylaşır. Nice değerin ve derinliğin farkına beraber varırlar. Ömürlerinde, en güzel, en taze, en saf yıllarında; insan olmanın güzelliklerine tanık olurlar. Babamın dostlarında gördüğüm gibi.
Oysa insan ömrü, aslında çok kısadır. Ancak insan isterse, o kısacık ömürde, çok şeyler yapar ve pek çok olaya ve gelişmeye de tanık olur. Zaman için de bunları bir vesile hatırlar, büyük haz alırken, yaşamın ve yaşananların, ne kadar güzel olduğunun da farkına varırlar.
Ayrıca vefalı dost olabilmek ve kalabilmek, herkesin harcı değil.
Çünkü vefa, sevginin dostluğun, kardeşliğin, bağrında yetişen güldür.
Sevgi, bağlılık, dostluk ve güzel ahlaklı olmanın adıdır "VEFA".
Nitekim Peygamberimiz, "Sizin, en hayırlınız insanlara, faydalı olandır." buyurarak, hem iyiliğe teşvik eder, hem de iyilik yapanları, taltif ederdi.
Ne mutlu, hakka vuslattan sonrada olsa vefalı dost olanlara ve dost kalabilenlere…
Yerel seçimlerin tansiyonu yükselttiği ilimizde buna eklenen muhtarlık seçim tartışmalarını ehline bırakarak yürüyorum kentin caddelerinde.
Ayaküstü sohbetlerin tarifsiz hazzını, pestil ve köme ikramları ile zenginleştirip dostlarla zafer çay evinde demliyoruz gönlümüzü.
Babamın hakka vuslatının üzerinden kırk günden fazla geçti. Dini vazifelerimizi yerine getirmek üzere bizleri ana kucağı gibi sarıp sarmalayan Baba Ocağındayız.
Ateşten sıcak olan baba ocağında “babasız” kalmanın derin üzüntüsü içerisinde günlerim hüznün ve hasretin hüküm sürdüğü duygu sarmalında geçiyor.
Bu duygu sarmalında Gümüşhane’nin caddelerinde ilerlerken yerel seçimlerin yoğun olarak konuşulduğu bir zaman diliminde fırsat buldukça babamın dost ve arkadaşlarıyla buluşup sohbet etmeye gayret ediyorum.
Anılar… hatıralar…
Köyümüzün unutulmaz muhtarlarından babamın kadim dostları olan Şaban Balki, Şeref Ali Ergin, Fehmi Turhan, Hamdi Balki, Yılmaz Ergin ilk aklıma gelenlerden...
Sağlığında kendine yakın bulduğu anılarını bizimle paylaştığı bu Çınarlarla doyumsuz sohbetlerimiz oluyor. Geçmişi yad ediyoruz.
Zaman tünelinde yaşanılan anı ve hatıraları birinci ağızdan dinlemek babama olan özlemimi arttırıyor.
İnsanın dostları olması, sırlarını onunla paylaşması ölümünden sonra onu hayırla ve güzelliklerle yâd etmesi bir fani için ömrü hayatında kazanabileceği en büyük servet sevgili okuyucular.
İnsanlar, tanıdıkları ve dostları ile nice güzellikleri paylaşır. Nice değerin ve derinliğin farkına beraber varırlar. Ömürlerinde, en güzel, en taze, en saf yıllarında; insan olmanın güzelliklerine tanık olurlar. Babamın dostlarında gördüğüm gibi.
Oysa insan ömrü, aslında çok kısadır. Ancak insan isterse, o kısacık ömürde, çok şeyler yapar ve pek çok olaya ve gelişmeye de tanık olur. Zaman için de bunları bir vesile hatırlar, büyük haz alırken, yaşamın ve yaşananların, ne kadar güzel olduğunun da farkına varırlar.
Ayrıca vefalı dost olabilmek ve kalabilmek, herkesin harcı değil.
Çünkü vefa, sevginin dostluğun, kardeşliğin, bağrında yetişen güldür.
Sevgi, bağlılık, dostluk ve güzel ahlaklı olmanın adıdır "VEFA".
Nitekim Peygamberimiz, "Sizin, en hayırlınız insanlara, faydalı olandır." buyurarak, hem iyiliğe teşvik eder, hem de iyilik yapanları, taltif ederdi.
Ne mutlu, hakka vuslattan sonrada olsa vefalı dost olanlara ve dost kalabilenlere…
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *