Temsilcimiz Gümüşhanespor’da sezona en formsuz başlayan isim, Teknik Direktörü Gürses Kılıç oldu. Haftalar geçmesine rağmen Kılıç’ın formsuzluğu artarak devam ediyor.
Özellikle iç saha maçlarında yaşanan puan kayıplarına müdahale edemeyen Kılıç’ın, birçok karşılaşmada yaptığı tercih hataları ise dikkat çekiyor.
Defans kurgusunda bir türlü oyuncu istikrarı yakalayamayan temsilcimizde, sezona başlarken en sorunsuz görünen bölgede yapılan gereksiz arayışlar, defansımızı en sorunlu bölge haline getirdi.
Kaç sezondur iyi veya vasat ama istikrarlı bir şekilde devam eden sağbek mevkiine Teknik Direktör Kılıç’ın takıntısını anlamak mümkün değil. Taner Koç varken, yerine emeklilik yaşı gelmiş birini transfer etmek, olmayınca stoperden sağbek yaratma çabasına girmek, o da olmayınca ön liberodan imdat beklemek hangi mantığın ürünü anlamak mümkün değil.
Hâlbuki alternatif bulmak ve yeni arayış içinde olmamız gereken bölgelerimiz herkesçe malum. Mesela forvet mevkisi. Birinci tercihimiz belli, İzzet. İzzet, sezona da iyi başladı. Eğer sahada kalabilirse, temsilcimizin yükünü çekebilecek kapasiteye sahip. Sahada kalabilirse diyorum çünkü, yapı olarak agresif bir yapıya sahip. Her an takımı yalnız bırakabilir. Hadi onlar olmadı, buyurun işte sakatlandı. Kime kaldık? Sezon başından beri Gürses Hocanın kulübede yanında unuttuğu Samet’e. İzzet temsilcimize yeni katılan bir oyuncu değil. Sakatlanmasa bile, 1-2 maç sonra yine kırmızı kartla takımı yalnız bırakacak. Bunu bile bile İzzet’e bir alternatif hazırlamak yerine, yıllardır oturmuş sağbek mevkiine alternatif ararsan, kulübeden kaçan puanların peşine bakarsın.
Samet, kulübümüz için önemli bir oyuncudur ve geçmişte yaptığı katkılar ortadadır. Şimdi de, gücünün sonuna kadar sahada savaşmaya devam ediyor. Ama fizik olarak kendine gelmiş değil. Bunun tek sorumlusu ise teknik kadrodur. Gürses hocanın sadece Tekin Adar performansıyla sezonu götüremeyeceğini anlaması lazım. Çekirge bir zıplar, iki zıplar. Her maçta son dakikalarda kazanacağınız penaltılarla günü kurtaramazsınız.
Bir başka çözülmesi gereken sorun ise, Hakan Albayrak sorunu. Sorun diyorum çünkü Hakan kardeşimiz takımımızın yıldızı olarak lanse edildi. Sezon başında frikikten attığı güzel gol bu yıldızlık sevdasına kendisini de inandırmış olacak ki, ayakları yere basmıyor. Fizik olarak maalesef sahada tel tel dökülüyor. Allah bazı meziyetleri kendisine vermiş. Kumaşında iyi bir futbolcu olduğu belli. Ama günümüz futbolunda gücün yoksa yeteneğin bir anlamı kalmıyor. Bu güçsüzlüğün sebebi teknik kadroda olduğu kadar Hakan kardeşimizin kendisinde de muhakkak vardır. Her iki tarafta bir an evvel bu sorunu gidermelidir.
Teknik Direktörümüz Sayın Gürses Kılıç’a bir eleştirimde penaltı konusunda olacak. Bugün amatör takımlarda dahi, o takımın penaltıcısı bellidir. Birisinin Gürses Hocaya bizim 2.ligde oynadığımızı hatırlatması lazım. Haftalar olmuş, üç penaltıda topun başına üç farklı ismin gelmesi normal değil. Sayın hocam penaltıcında belli olacak, duran topları kullanacak isminde. Gümüşhanespor, deneme yanılma yeri değildir. Sayın hocam kusura bakmayın ama oyuna sadece 2 dakika önce girmiş gencecik birisine penaltı attırmak futbol cahilliğidir. O dakikada sahada penaltıyı rahatça kullanacak çok sayıda oyuncuyu bir çırpıda sayabiliriz. Mesela; Yusuf, Fatih, Bilal, Samet, Fırat gibi isimler her şartta topun başına gelecek ve tereddüt yaşamayacak tecrübe ve birikime sahiptirler.
Bunları penaltı kaçtı diye yazmıyorum. Penaltı kaçması futbolda olan hadiselerden biridir. Dünyanın en büyük futbolcuları ve en önemli takımları hayati maçlarda penaltı kaçırıyor. Bunu yazmamın sebebi, sistemsizlik ve yapılanma sıkıntısıdır. Bununda baş mimarı en yetkili isim olan Gürses Kılıç hocadır.
Kısaca Sayın Kılıç; karşılaşmalarda oyuna müdahalesiyle, oyuncu tercihleriyle, takım içinde oluşturulması gereken dengelerle, takımın fizik durumuyla alakalı hiçbir konuda şimdiye kadar geçer not almış değil.
Gördüğümüz tek başarılı olduğu konu ise, gereksizce inatla isimlere takılı kalması...!
Özellikle iç saha maçlarında yaşanan puan kayıplarına müdahale edemeyen Kılıç’ın, birçok karşılaşmada yaptığı tercih hataları ise dikkat çekiyor.
Defans kurgusunda bir türlü oyuncu istikrarı yakalayamayan temsilcimizde, sezona başlarken en sorunsuz görünen bölgede yapılan gereksiz arayışlar, defansımızı en sorunlu bölge haline getirdi.
Kaç sezondur iyi veya vasat ama istikrarlı bir şekilde devam eden sağbek mevkiine Teknik Direktör Kılıç’ın takıntısını anlamak mümkün değil. Taner Koç varken, yerine emeklilik yaşı gelmiş birini transfer etmek, olmayınca stoperden sağbek yaratma çabasına girmek, o da olmayınca ön liberodan imdat beklemek hangi mantığın ürünü anlamak mümkün değil.
Hâlbuki alternatif bulmak ve yeni arayış içinde olmamız gereken bölgelerimiz herkesçe malum. Mesela forvet mevkisi. Birinci tercihimiz belli, İzzet. İzzet, sezona da iyi başladı. Eğer sahada kalabilirse, temsilcimizin yükünü çekebilecek kapasiteye sahip. Sahada kalabilirse diyorum çünkü, yapı olarak agresif bir yapıya sahip. Her an takımı yalnız bırakabilir. Hadi onlar olmadı, buyurun işte sakatlandı. Kime kaldık? Sezon başından beri Gürses Hocanın kulübede yanında unuttuğu Samet’e. İzzet temsilcimize yeni katılan bir oyuncu değil. Sakatlanmasa bile, 1-2 maç sonra yine kırmızı kartla takımı yalnız bırakacak. Bunu bile bile İzzet’e bir alternatif hazırlamak yerine, yıllardır oturmuş sağbek mevkiine alternatif ararsan, kulübeden kaçan puanların peşine bakarsın.
Samet, kulübümüz için önemli bir oyuncudur ve geçmişte yaptığı katkılar ortadadır. Şimdi de, gücünün sonuna kadar sahada savaşmaya devam ediyor. Ama fizik olarak kendine gelmiş değil. Bunun tek sorumlusu ise teknik kadrodur. Gürses hocanın sadece Tekin Adar performansıyla sezonu götüremeyeceğini anlaması lazım. Çekirge bir zıplar, iki zıplar. Her maçta son dakikalarda kazanacağınız penaltılarla günü kurtaramazsınız.
Bir başka çözülmesi gereken sorun ise, Hakan Albayrak sorunu. Sorun diyorum çünkü Hakan kardeşimiz takımımızın yıldızı olarak lanse edildi. Sezon başında frikikten attığı güzel gol bu yıldızlık sevdasına kendisini de inandırmış olacak ki, ayakları yere basmıyor. Fizik olarak maalesef sahada tel tel dökülüyor. Allah bazı meziyetleri kendisine vermiş. Kumaşında iyi bir futbolcu olduğu belli. Ama günümüz futbolunda gücün yoksa yeteneğin bir anlamı kalmıyor. Bu güçsüzlüğün sebebi teknik kadroda olduğu kadar Hakan kardeşimizin kendisinde de muhakkak vardır. Her iki tarafta bir an evvel bu sorunu gidermelidir.
Teknik Direktörümüz Sayın Gürses Kılıç’a bir eleştirimde penaltı konusunda olacak. Bugün amatör takımlarda dahi, o takımın penaltıcısı bellidir. Birisinin Gürses Hocaya bizim 2.ligde oynadığımızı hatırlatması lazım. Haftalar olmuş, üç penaltıda topun başına üç farklı ismin gelmesi normal değil. Sayın hocam penaltıcında belli olacak, duran topları kullanacak isminde. Gümüşhanespor, deneme yanılma yeri değildir. Sayın hocam kusura bakmayın ama oyuna sadece 2 dakika önce girmiş gencecik birisine penaltı attırmak futbol cahilliğidir. O dakikada sahada penaltıyı rahatça kullanacak çok sayıda oyuncuyu bir çırpıda sayabiliriz. Mesela; Yusuf, Fatih, Bilal, Samet, Fırat gibi isimler her şartta topun başına gelecek ve tereddüt yaşamayacak tecrübe ve birikime sahiptirler.
Bunları penaltı kaçtı diye yazmıyorum. Penaltı kaçması futbolda olan hadiselerden biridir. Dünyanın en büyük futbolcuları ve en önemli takımları hayati maçlarda penaltı kaçırıyor. Bunu yazmamın sebebi, sistemsizlik ve yapılanma sıkıntısıdır. Bununda baş mimarı en yetkili isim olan Gürses Kılıç hocadır.
Kısaca Sayın Kılıç; karşılaşmalarda oyuna müdahalesiyle, oyuncu tercihleriyle, takım içinde oluşturulması gereken dengelerle, takımın fizik durumuyla alakalı hiçbir konuda şimdiye kadar geçer not almış değil.
Gördüğümüz tek başarılı olduğu konu ise, gereksizce inatla isimlere takılı kalması...!