Karanlık bir gece, kanlı ve derin
Ateşle boyandı yüzü göklerin
Şehitler bağrına uzandı yerin
           Zamanın nabzında atan bizimdir
           İhânet onların, vatan bizimdir
 Müjde verenleriz, korkutan değil
Yurda kardeş kanı akıtan değil
Namluyu millete doğrultan değil
           Tankların altına yatan bizimdir
           Esâret onların, vatan bizimdir
Hıyânet zehrini akıtmış dile
Şeytan’ı aldatır bu kahpe hîle
Görmedi insanlar tarihte bile
           Bayrağı göğsünde tutan bizimdir
           Dalâlet onların, vatan bizimdir
Tuzak kuranlara tuzak kuruldu
Zulümle örülen zincir kırıldı
Ülkeme yeniden mühür vuruldu
          Sevdayı toprağa katan bizimdir
          Nedâmet onların, vatan bizimdir
 
Bizimdir ufukta büyüyen yollar
Bizimdir diriliş bekleyen yıllar
Semâya uzansın duâlı eller
         Doğan güneş bizim, batan bizimdir
         Sefâlet onların, vatan bizimdir

Nurullah Genç şairane bir dille etmiş vatan hainlerini, delalete düşenleri, ihanet edenleri, sefalet içinde olanları. Kadıköy’de çalıştığım okulda İstanbul geneli için  yaptığımız “Unutma 15 Temmuz” adlı afiş ve maket yarışmasında dereceye giren öğrencilerin ve okulların  ödül töreni yapıldı. Törende o karanlık gecenin görüntülerini izleyince çok duygulandık. Hainlerin millete yağdırdığı kurşunları ve milletin kutlu direnişini izlerken gözyaşlarımızı tutamadık. O hainlerin kinleri, öfkeleri, ihanetleri, dalaletleri 15 Temmuz ile bitmedi. Bitecek gibi de görülmüyor. Bu nedenle yazımızı bu minvalde yazmaya karar verdim.

15 Temmuz ihanet şebekesi fırsatını buldukça içlerindeki kini kusmaya devam ediyorlar. Bu ihanet şebekesinin yurt dışına kaçan hainleri, kaçtıkları devletler tarafından koruma altında oldukları için sosyal medya üzerinden kirli düşüncelerini her fırsatta dile getirip kamuoyu oluşturma gayreti peşindeler. Ülke içinde olup da, onlar gibi düşünenler yok mu? Var elbette. Niçin ortaya çıkıp konuşamıyorlar? Onlar da fırsatını bulsalar ülkeyi terk edecekler ve Türkiye adına aleyhte açıklamalar yapacaklardır elbette. Artık kaçış kapıları yok. İstihbarat mükemmel çalışıyor. Yurt dışına çıkmayı bırak, ülke içinde de hareket kabiliyetleri kalmadı artık. Hareket kabiliyetleri kalmasa da her an bir kriz üretme peşinde oldukları çok aleni. Çıkabilecek her olumsuz olaydan hükümeti sorumlu tutmak, yurt içi ve yurt dışı işbirlikçileri ile olayı alevlendirmek peşindeler. Kurtların puslu havayı sevmesi gibi bunlar da ülkede puslu bir hava estirmek peşindeler. Puslu hava oluşturarak, yapmayı planladıkları hainlikleri başkalarının üzerine yıkma düşüncesi ile hareket etmekteler. Zaman zaman yapılan provakatif olayların arkasında ben bu güçlerin olduğu kanaatindeyim. Hiçbir kutsalı kalmayan bu hainler kendi kudurmuş nefislerini tatmin etme adına bütün ülkeyi gözlerini kırpmadan kaosa sürükleyebiliyorlar. 

Bir insanda vatan, millet, bayrak, inanç hassasiyeti kalmamışsa o insandan korkmak gerekir. Kutsalı olmayanlar her şeyi mübah görmeye başlarlar. Hal böyle olunca da yapacakları ihanetlerin neticesini düşünemezler. Akıl tutulması ile iş yaparlar. Yaptıkları işi de ellerine yüzlerine bulaştırırlar. Tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi. Onların haince planları vardı. Yüce Yaradan, semaya uzanan dualı eller dualı diller hürmetine onların planını bozdu. 

Hainlerin son birkaç seçimdir dillerinden düşürmedikleri, bu seçim iktidarın sonu olacak. Dediler, dediler başaramadılar. Ama sanki alttan alta toplumda bir algı oluşturulmuş gibi de görünüyor. İstanbul seçimlerinde sanki görülmeyen bir el, bir şeyler yapmış gibi. Onun neticesini henüz tam olarak görmedik. Yüksek Seçim Kurulu kararını açıkladıktan sonra konu üzerinde ayrıntılı bilgi sahibi oluruz diye düşünmekteyim.

Hâsılı kelam yurt dışından gelen bazı seslerle ülke içindeki bazı kesimler ve siyasilerin sesi birbirine benziyor. Bu benzerlik nereden geliyor? Şu an itibari ile net anlaşılmıyor. İstihbarat bu seslerin benzerlik gösterip göstermediğini, gösteriyorsa kimlerin sesi birbirine benziyor bunu tespit etmeli ki, kim kime hizmet ediyor, kim kimin adına çalışıyor ortaya çıksın. İhanet içinde olanlarla, vatanseverler ortaya çıksın.