İKİ KAHRAMANI İYİ TANIYALIM

Bu satırları yazmasam içim rahat etmeyecekti.

Milli mücadele yıllarında destan yazan bu gün unutulmaya yüz tutmuş ve beni derinden etkileyen iki kahramanın hikayesinden kısaca bahsetmek istiyorum.

Yazılarımızı takip eden okuyucular anımsarlar yıllar önce bir yazımda Emirdağlı “Deli Battal”dan biraz bahsetmiştim.

Aile dostumuz Behçet Beyle Afyon Emirdağ ilçesine yapmış olduğum ziyarette cadde üzerinde kocaman anıtını görünce tanıdım “Deli Battalı”

İlçe merkezinde ki ana cadde üzerinde bir elinde çorabı diğerinde çarığı ile gelenleri ilk o selamlıyor.

Deli Battal, milli mücadele döneminde kuvva hareketinin ilk zamanlarında kaymakamın odasında  gizli yapılan toplantıya  girerek deli haliyle yapmış olduğu  o asil duruş ve davranışını okuyunca çok etkilenmiştim.Delimiz bile vatan millet sevdalısı bu topraklarda diye söylemiştim etrafımdakilere…

Belkide onun deli haliyle yaptığı o davranışı birçok akıllı yapmadı…

Çeşmede yıkadığı delinmiş çoraplarını ve ayağından çıkardığı çarıklarını eline alıp kaymakamlığa koşmasını kim unutabilir!

Bakınız kendi lisanından kaymakamın odasında bir hışımla girince; “Duydum ki Mustafa Kemal'in askeri yalın ayakmış, çarığı da delikmiş... Kuvvacılara yardım için herkes bir şeyler yapıyor. Allah şahidimdir ki benim malım mülküm yok. Size çoraplarımı getirdim… Şimdi yıkadım… Vallah temizdir… Çorabımın topuğu azıcık deliktir ama çarığım sapa sağlamdır…”

Deli Battal’ın bir elinde çorap, ötekinde çarıkla Emirdağ’ındaki heykeli Kuvva yıllarının hüzünlü bir hatırasıdır…

****
Gelelin derinden etkilendiğim ikinci hikayeye!

Kütahya Altındaş İlçesi Saraycık Köyünden “Sakatların İsmail”’in yürek dağlayan öyküsü!

Akıl dolu cesareti ve yunanı tuzağa düşüren hikayesi!

Geçtiğimiz 30 Ağustos salı günü Dumlupınar şehitliği içerisinde bulunan anıtının üzerinde yazanları 100.yıl törenleri için Dumlupınar’a gittiğimizde ilk kez okuyunca varlığından haberim oldu.

Anıtta yazılanları okudukça gözyaşlarımı tutamadım.

Kısaca hikaye şöyle:“Kütahya'nın Dumlupınar kurtuluş parkında anıtı bulunan sakatların İsmail, Saraycık köyünde doğar .Babasızdır zaten, babasını balkan savaşlarında kaybetmiştir.Sakatların İsmail Yunan'lılar Anadoluyu işgal ettiklerinde, annesi ile beraber dağlara çıkarlar .

Altı ay süresince, ağaç yaprakları, otları yiyerek kendileri gibi kaçan köylüleri ile beraber saklanırlar.Yunanlılar dan bir elçi gelir.

Bugünkü tavşan tepe yakınlarında saklanan köylülere zarar vermeyeceklerini söylerler.

Ve köylülerin Dumlupınar'a geri dönmelerini isterler . Halkın bir kısmı geri döner . Yunan geri dönen köylüleri çeşitli angarya işlerinde çalıştırmaya başlar. Lakin Yunanlılar sözlerini tutmazlar.

Halktan bazı kişileri,Türk ajanı diyerek kurşuna dizer.Öldürürürler.

İşkenceler ederler.

Sakatların İsmail’de dağlarda çobanlık yapar, hem mezalimden kurtulmaya çalışır, hemde uzak kalmasını annesi de istemektedir.

26 Ağustos günü başlayan Büyük Taarruzla birlikte Sakatların İsmail dağdan inmez ve hayvanlarını kendince çok daha güvenli bölgelere doğru götürür.

Kızıl taş vadisinin, Belova Köyü yakınlarına bakan bir tepede beklemeye koyulurlar.

30 Ağustosta kaçmaya çalışan Trikopis gurubu 7000 kişiyle dağda Sakatların İsmail'e rastlarlar .”

Asıl hadisede tamda burada başlar.

“İsmail karşısında koca bir ordu görünce korkar .

Düşman askerlerinin kendisini öldüreceğini anlamıştır.

Kendince yarın askerimiz buraya gelir düşüncesiyle;

Yunanlıları kandırır.

Onlara Bursa yolu diyerek Oysu Yüğlük yolunu gösterir ve rehberlik eder ki.O yol ise Bursa'ya gider İzmir'e değil!

Afyon'a doğru geri gelen yoldur.

Sakatların İsmail, aklını kullanarak Yunanlıları aldatır.

Ve Türk ordusuna altın değerinde bir zaman kazandırır.

Yunan ordusu, onun tarif ettiği yoldan gelerek Bursa ya gittiklerini zannederler .

Lakin sabah olduğunda durumun farkına varan General Diyenis ;

İsmail'e döner .

-- Bizi kandırdın öleceksin diyerek daha 14t yaşındaki o kahraman Türk sivil neferimiz İsmail’i kurşuna dizerler!

Hayvanlarına el koyarak telef ederler ve kaçmaya çalışırlar .”
İşte böyle Sakatların İsmail…!

Türk milleti için emsali olmayan ve örnek alınacak bir rehber.

Küçük yaşına rağmen, düşünebildikleri günümüz insanlarıyla kıyaslanamaz bile…

Bu kahraman Türk evladının Dumlupınar kurtuluş parkında mezar taşı ve kabri bulunmaktadır.

Tıpkı Emirdağ’da Deli Battal gibi…

Bu aziz vatan öyle kolay kazanılmadı dostlar…Kimileri servetlerini, kimileri canlarını, kimileri çorabını,çarığını, kimileri canlarından çok sevdikleri evlatlarını feda ettiler…Hemde gözlerini kırpmadan!

“Vatan sevgisi imandandır”sözünün ete kemiğe bürünmüş örnekleri “Sakatların İsmail ile Deli Battal”

Daha niceleri…

Türk tarihine altın harflerle geçen kahramanlarımıza sonsuz minnettarız…

100 yıl sonra onları rahmetle anıyoruz.Ruhları şaad olsun.

YORUM EKLE