İmam Konutları

Göz göre göre bir felaketi daha yaşadık.

Millet olarak en büyük alışkanlığımız yaşayıp görmek. Bilim ve ilim ışığında her bir şey önceden tahmin yada tespit edilebilecek durumda iken biz nedense hayatı ve olayları akışına bırakmayı seviyoruz.

Toplum olarak en büyük eksiklerimizden birisi de ''bana ne lazım'' diyerek duyduklarımıza kulak tıkayıp, gördüklerimize göz yummamızdır.

Bu hafta Gümüşhane'de bir felaketin eşiğinden dönüldü. İmam Konutları olarak bilinen mevkide yapılan bir kooperatife ait blokların arkasında bulunan duvarın göçmesi sonucu konutlarda ciddi tahribatlar oluştu.

Bu olayla ilgili olarak kuşkusuz en büyük temennimiz can kaybı yaşanmaması olmuştur.

İhmaller zinciri olan bu olay karşısında bedel ödemesi gerekenlerin en ağır cezayı alması en büyük temennimdir.

Yaklaşık 6 ay önce İmam Konutlarında ikamet eden bir arkadaşım evlerinin arkasında bulunan duvarın çatladığını söylemişti.

6 ay önce ''ben göçüyorum'' diye haykıran istinat duvarı dediğini yaptı ve gerekli tedbirler alınmadığı için göçtü.

Aslına bakıldığında kesilen kaya blokların üzerine akla, mantığa ve tekniğe aykırı şekilde yapılan taş duvar imalatının göçmemesi anormal bir durum olurdu.

Kesilen kaya blokların üzerine delinen bir kaç deliğe çakılan bir kaç demirin üzerinde oluşturulan bir temel ve bu temel üzerine yapılan 8 ila 10 metre yüksekliğe varan taş duvar imalatları.

Yapılmış olan duvarın temelinin uygun olmadığı gibi kesitinin de yetersiz olduğu görülmektedir.

Yaşanan bu olay sonrası millet bir hoca ya yükleniyor .

Kimdir bu hoca bilmem, tanımamda fakat öğrendiğim kadarı ile imamlığı bırakıp inşaat yapmaya başlayan birisi.  

Burada çok bir anormallik görmüyorum. Bu gün inşaat sektöründe binlerce ilkokul mezunu yüzlerce milyon liralık işler yapmakta ve yapmaya devam etmektedir. Benzer şekilde memurluğu, öğretmenliği, doktorluğu vs. bırakıp müteahhitlik yapan binlercesi var.

Bunla ilgili bir kısıtlamada yok.

İş Hoca da bitmiyor kıymetli okurlar.

Asıl iş denetim de.

İnşaat sektörünün en büyük sancılarından birisi de işin içinde iyi paralar varsa mühendis olmayan bir çok müteahhit teknikten ödün vermesidir.

Ama ne olursa olsun denetimin elden bırakılmaması 1.Kural olmalıdır.

Bu olayın afet olarak değerlendirilmesini ben yadırgıyorum. Çünkü ortada ne deprem var, ne toprak kayması var, ne sel var ne de çığ var.

Ortada tekniğine uygun olmayarak yapılan bir iş varken bunu afet olarak değerlendirmek bu olayın sorumlularının hem hukuk önünde haklı duruma geçmelerini hem de toplum nezdinde kaybolması gereken itibarlarını kaybetmek yerine kazanmalarına neden olacaktır.

Yaşanan olay sonrası insanlar ne yapacağını bilemez halde iken yaptığı açıklamalarla devletin gücünü gösteren sayın valimize mağduriyet yaşayan bütün hane sahipleri adına teşekkür ediyorum. Benzer şekilde vatandaşa sahip çıkan belediye başkanımıza da teşekkür ediyorum.

Teşekkürden sonra kendilerinin şu noktada eleştiriyi hak ettiklerini düşünüyorum.

Sayın Valimizin görevde olduğu dönemde vuku bulan bu olaydan dolayı kendilerinin öz eleştiri yapmaları gerektiğini düşüncesindeyim. Elbette sayın valimiz gelip duvarı inceleyecek durumda değildir. Ama mülki amirken altında çalışan kurumlara gelen şikayetler olmasına karşın vaktinde rijit kararlar alınmamasını sayın valimizin sorgulaması ve kendisini sorumlu olarak hissetmesi için fazlaca yeterlidir.

Benzer şekilde sayın belediye başkanımız her ortamda şehri emin olduğunu vurgularken kendilerine yapılan onlarca şikayet sonrası olaydan ''biz konut sahiplerine , kooperatife ve müteahhide risk olduğunu önceden bildirmiştik'' diyerek sıyrılmaya çalışması yanlış bir tutumdur. Şehri eminin bu noktada bu konuda fazlası ile tecrübeye sahip akademisyen ve meslektaşlarımızdan destek isteyerek bu durum bu noktaya gelmeden çözmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu eleştirilerim ne sayın valimizin ne de sayın belediye başkanımızın şahsına yönelik değil silsile yolu ile altlarında bulunan çalışan veya kurumların sorumluluklarını hissetmeleri gerektiğini düşündüğümdendir.

İdareciler elbette devletin iradesini en iyi derecede göstermelidir. Ancak yeri geldiğinde öz eleştiri yapabilmeleri ne kadar erdem sahibi olduklarını gösterir.

Şehrimiz bu olayın hem hukuksal hem de teknik olarak yakın takipçisi olacaktır. Hukuksal olarak neler gelişeceği kuşkusuz yapılan soruşturma ve teknik incelemeler sonucu neticelendirilecektir ancak teknik anlamda bir an evvel gerekli tedbirlerin alındıktan sonra bölgedeki bütün istinatların yıkılıp tekniğine ve projesine uygun olarak yapılmasıdır.

Böylesi acı olayları yaşamamamız temennisi ile.

Sağlıcakla kalın.

YORUM EKLE