KIBRIS OYUNU: PETROL!

Ortadoğu kan gölü… Zaten hiç eksik olmadı ki… Dört bir yanımız ateş çemberi… Suriye meselesinde taraf olmayan eksikler tamamlana kadar devam edecek gibi. Aslında bu tablo yıllar önce kurgulanmış hesapların gün yüzüne çıkması…

13 Aralık 2006 yılında Demokrat Gümüşhane Gazetesinde paylaştığımız köşe yazımızı konunun ve de gündemin önemine binaen yeniden sizlerle paylaşmak istiyoruz.

“Son günlerde malumumuz ki gündemi oluşturan konu Kıbrıs ve AB süreci… Bir liman manevrası ile hamlesini yapmış olan Türkiye doğrumu yaptı yanlış mı yaptı tartışıla dursun, internette gezinirken gözüme çarpan,  kamuoyunun pekte duyduğunu  sanmadığım   Kıbrıs ile ilgili Kıbrıs'ta petrol yataklarının olduğu ve dönen senaryolar…

KIBRIS ADASININ ENERJİ KAYNAKLARI

Annan planında, tüm doğal kaynakların “Ortak Devletin” denetimine verildiğini, Kuzey Kıbrıs'ta akan derelerin  dahi   ortak  devletin kontrolünde olacağını, Kıbrıs Türklerinin AB'ye uyum çalışması yapmadan acele AB'ye alınmak istenmesinin arkasında yatan en önemli unsurun bu olduğundan bahsediliyor.

Girne-İskenderun arasında da zengin petrol yatakları mevcuttur. Bu konu ile ilgili TPAO'nun sismik gemisinin raporları mevcutken herhangi bir şey yapılmamaktadır. Yaklaşık bir buçuk yıl kadar önce  Kıbrıs'ın   kuzeyinde Girne - İskenderun arasında ve güneydoğusunda  Kıbrıs - Suriye - Lübnan - İsrail - Mısır arasındaki bölgede dünyanın en zengin gaz ve petrol yataklarının olduğunun ortaya çıktığını, bütün bunların bilindiğini ancak diğer tartışmalar yanında bunların gözden kaçtığını ve yeterince önemi üzerinde durulmadığı belirtilerek, Kıbrıs adasını çevreleyen sularda 8 milyar varillik petrol rezervi bulunduğu, Kıbrıs ile Mısır arasında Ada'dan 50 deniz mili uzaklıkta ve denizin yaklaşık 2 km altında zengin petrol yatakları tespit edildiği yönünde ciddi  iddalardan bahsedilmektedir.

ABD ve İngiltere'nin Kıbrıs sorununa müdahil olmasının ve Güney Kıbrıs'ın apar topar üyeliğe kabul edilmesinin altında petrolün yattığının aşikarlığı, AB ve ABD, Kıbrıs adasının tümünü AB'nin içine almak suretiyle, Doğu Akdeniz'deki petrol ve gaz rezervlerimizin  tümünü kontrol altına almaya çalıştığı, bunu yaparken iki hususu göz önünde bulundurdukları birincisi Türkiye'yi bu rezervlerin uzağında tutabilmek, ikincisi de başlatmış oldukları çalışmalara uluslar arası hukuk kılıfı uydurmaya çalışmak. Uluslar arası deniz hukukuna göre, petrol ve gazın bulunduğu bölgeyle ilgili herhangi bir siyasi sorunun bulunmaması lazım. Bu bölgede şu anda bir siyasi sorun var ise bu siyasi sorun devam ettiği sürece burada hiçbir araştırma yapılamaz.

1960-1974 yılları arasında ABD petrol arama şirketinin, Geçitkale Havaalanı güneyindeki kuyusu ile Gazi Magosa doğusundaki açık denizde petrol kulesi bulunmaktaydı.1974 Barış Harekâtı ile karadaki kuyu beton ile kapatılmış, denizdeki kule ise sökülerek götürülmüştür.

İNGİZLER ADADA PETROL ARIYOR

Güney Kıbrıs'ta Ağratur ve Episkopi adında iki askeri üsse sahip olan İngiltere'nin, bu üslerin bulunduğu bölgedeki denizde petrol arama çalışmaları yapmaktadır. İngiltere'nin petrolden pay kapmak için Kıbrıs'taki askeri üslerini “egemen devlet toprağı” sayarak karasularını 3 milden 12 mile çıkarmaya çalışmaktadır.

KARPAZ ISRARININ SIRRI

Annan Planı'nda Kuzey Kıbrıs ta yer alan Karpaz'ın otonom bölge olarak Rum tarafına bırakılmak istenmesinin nedeni de altını çizerek Girne-İskenderun arasındaki petrol rezervleri olduğu ısrarla belirtilmektedir. Geleceğin enerji merkezi Kıbrıs olacaktır. Bu da AB, ABD ve İngiltere'nin iştahını kabartmakta… Annan Planı aslında bir petrol paylaşım planıdır.AB ve ABD petrol kaynaklarını kendi kontrollerine alma hevesiyle Annan Planını dayattılar…

KKTC PETROL YÜZÜNDEN DIŞLANIYOR….

KKTC'nin petrol üzerinde Rum tarafıyla eşit haklara sahiptir. Ancak görüşmelerde dışlanmaktadır. ”KKTC'yi bu haktan mahrum bırakmak için devlet olarak tanımıyorlar. İki devletli çözüm önerilerini reddediyorlar. Kıbrıs'ta oynanan oyunun özü budur.

Her işin sonunda bu iş bize neye patlar denir ya bu işten manevi kaybımız hesap bile edilemez, maddi kaybı merak edenler için  söyleyelim. Bu durumdan 13 milyar YTL ZARAR edeceğiz, güvenliğimiz de artık tehdit altına girecektir..

Kamuoyunun takdirine sunulur…”

Sevgi ve saygılar…
YORUM EKLE