Ara
Gümüşhane
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7381 %0.03
50,2767 %0.17
5.999,67 % 0,61

GÜMÜŞHANE VE KALKINMA

YAYINLAMA:
Yıllardır büyüklerimiz, bizler ve küçüklerimizGümüşhanemiz nasıl zenginleşir ve nasıl kendi kendine yeter bir il haline gelir?” sorusuna cevap bulabilmek için birçok fikir ve proje ortaya atar; konuşur ve tartışırız…

Bu konu büyük bir hamur halini alır ve sürer gider yıllardır. Sular taşırız bu “kalkınma ve kurtulma” hamuruna ama bu hamur çok su götürür durur. İşte benden de bir iki fikir:

Gümüşhane’mizin nüfusu 2011 yılı TÜİK kayıtlarına göre 132 bin 374 oldu. Her hanede ortalama 4 kişinin yaşadığını düşünürsek Gümüşhane’deki toplam hane sayısı 33 bin’dir.

33 bin hane sayısı, bir Ankara, İstanbul’da orta ölçekli mahalle hane sayısıdır. Yani Gümüşhane nüfusunu büyükşehirlerimizde mahalle muhtarı temsil etmektedir.

Bu küçük nüfusu avantaja dönüştürmek için ne yapmamız lazım bunu düşünmeliyiz.

İşte tam burada birçok öneri geliyor. Tarımı geliştirelim, turizmi geliştirelim, madenciliği geliştirelim, ticareti geliştirelim v.b.

Bence yapılması gereken hane halkı insan kalitesini geliştirmek için çalışmalar yapmaktır.

Sosyal projelerle ayni, nakdi yardım yapılan ve önlerine balık koyduğumuz hemşerilerimize; balık tutmayı öğretmektir. Eğitim seviyesi yüksek, başarılı bir toplumun iş bulması, işsiz kalması imkansızdır. Bu yükün ne demek olduğunu sayın vekillerimiz her gün iş için kapılarını çalan işsiz kardeşlerimi gördükçe çok iyi anlamaktadırlar.

Bu kadar az sayıdaki insanımıza yoğun, orta ve uzun vadeli bir eğitim programı uygulamalıyız. Bir hedef koyup; kendi yerel imkanlarını işleyebilecek, kendisine sermaye oluşturabilecek, donanımlı, yabancı dil sahibi insanlar yetiştirmeliyiz. Yani var gücümüzü eğitime harcayarak 5-10 yıl çile çekmeyi göze alıp; sonrasında ise ayrıcalıklı bir toplum meydana getirmeliyiz.

Bu kapsamda kendim bir Gümüşhaneli olarak bir vizyon belirledim. Allah bunu bana nasip ederse tabi…

a)
Öncelikle Gümüşhane’de eğitim alarak; hukuk, tıp, mühendislik gibi yüksek puan gerektiren fakültelerde okuyan tüm kardeşlerimize belirli miktarda burs vermeliyiz.(Şu an bu konuda sıkıntılarım var. Ama ileride çok daha güzel bir çalışma yapacağım inşallah).

b)
Bu bursu tüm branşlara yaymalıyız.

c)
Toplam 6 adet şehir merkezimize 8 yıllık eğitim veren özel okullar açarak; Japonya standardında bir eğitimle çocuklarımıza eğitim verilmesini sağlamalıyız.

d)
Yine tüm şehir merkezlerimizde üniversiteye hazırlık kursuna gidemeyen ve belirli gelir seviyesi altında hane halkı geliri olan çocuklarımıza bedava yatılı kurslar ve üniversiteye hazırlık programları düzenlemeliyiz.

e)
Yetişkin eğitimini genele yayıp; çalışan çalışmayan tüm hemşerilerimize, sanat, müzik, yabancı dil v.b. üst düzey vasıf kazandıracak genel kurslar düzenlemeliyiz.

BU İŞLER İÇİN BİR VAKIFA İHTİYAÇ DUYMAKTAYIZ.

Bir vakıf var biliyorum ama (
Aydın Doğan Vakfı’nı ayrı tutuyorum) etkin olmadığını görüyorum…
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *