ÖLÜMÜN SOĞUK YÜZÜ

Hayat biz insanoğlu için… Acıda bizim için tatlıda ama insanı olgunlaştıran acılar… Ölümün yüzü soğuk, bu soğuklukla bir silkinip kendimize geliyoruz. Dünya nimetlerinden, heveslerinden, hırslarımızdan bir an olsun kısa bir süreliğine de olsa vaz geçiyoruz. İnsan olmanın verdiği acziyete geri dönüyoruz, insan olduğumuzu anlıyoruz. Sevdiklerimizin arkasından mukadderat diyoruz, boyun eğiyoruz.

Zordur sevdiklerimizden ayrılmak, zordur daha dün karşında canlı gördüğün insanı toprağa koymak. Zordur ceddinin ardından toprak atmak. Her ne kadar zor olsa da geçmişin yaşam kıyısında yapılan hep bu olmuştur ve hep böyle olmaya devam edecektir. İlahi iradenin tecelli etmiş olduğu sırada sırası gelen gidecektir… Her ne kadar bizler gençlere ölümü yaşlılardan ziyade yakıştıramamış olsak ta takdiri ilahi böyle demekten başka bir şey elden gelmemekte… Belki de yürek burkan nokta bu nokta. Herkes yaşlanıp ölmüş olsaydı o zaman her şey normal karşılanacaktı o zaman acı diyeceğimiz kavramda olmayacaktı. Ölümün faydası olur mu demeyin ama faydası da vardır, dindirilmeyen bazı acılar ölüm acısının yanında diner. Anıları unutturan zaman gibi ölüm de başka acıları dindirir. Ölümün korkutan yanlarından birisi de bizi nerede beklediğinin bilinmemesidir. Madem ölümün bizi nerede ne şekilde yakalayacağını bilmiyoruz o zaman aklıselim insanın yapması gereken onu her yerde gönül rahatlığı ile bekleyebilmektir. Eğer biz ölümü gönül rahatlığı ile bekleyebiliyorsak ne mutlu bize…

Ağlayarak doğumla başlayan hayat denen bu yolculuk hikâyemizde temiz kalmayı beceremiyor olmamızdan mıdır ki yıkanarak gitmek durumunda kalıyoruz demek ki bu dünya kalınmaya değer güzel bir yer değilmiş idrakini hissediyoruz içimizde…

Kalbimizin her bir çarpıntısı ecelimizin ayak sesidir. Yıllarca duymazdan geliriz bu sesi de, sonra kesili verir…

Bu hafta neden ölümden bu kadar bahsettik diye soracak olursanız geçen hafta Dedem Zekeriya YILDIZ ve Halamın Beyi Kerim BOZALAN Hakkın rahmetine kavuştular. Evet, her ölüm erken olarak nitelendirilir ama genç yaşta ve peş peşe olması belki de zor olan burası…

Son söz Hasan Basri Hz.’den ( k.s.)

“Ölüm meleği her eve günde üç kere bakar. O evde kim rızkını bitirir ve Ömrünü tüketirse onun ruhunu alır. Melek onun ruhunu alınca, Evdekiler onun için ağlamaya başlarlar. Melek evden çıkarken dönüp onlara şunu söyler: ”Bu benim eve son gelişim değildir. Ben hepinizi alıp götürene kadar, buraya gelip gideceğim. ”Ev halkı meleğin bu sözünü duyabilselerdi, Öleni bırakıp kendileri için ağlarlardı…  “

Allah ölümünde kalımında hayırlısını versin.(Amin)

Sevgi ve Saygılar…

Not: Geçen hafta Dedem ve Eniştemiz için taziye dileklerini ileten, acımızı paylaşan dost akraba herkese teşekkür ederiz.
YORUM EKLE