Ara
Gümüşhane
Açık
0°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7202 %-0.02
50,1919 %-0.01
5.960,38 % -0,05

ORTA YOL 

YAYINLAMA:

Her alanda bir ben haklıyım yarışı var; özellikle sosyal medya üzerinden yürüyen, tek taraflı,hisler ve daha çok ön kabuller üzerinden ilerleyen ve asla “ burada ben yanılmışım sizinde sözlerinizde biraz  haklılık payı varmış” demeyen, sloganı ve atalarından öğrendiklerini tekrar etmeyi seven katı bir kitle.. 

Kendi inandıklarına yakın duyduğu ,okuduğu, gördüğü her bir bilgiyi ilahi kelam gibi sahiplenip hemen  sosyal hesabından gururla sunan, sunduğu içeriğin ne kadar doğru olduğundan emin olmak istemeyen ve dahası yalan olma ihtimali olsa dahi “yeterki karşı tarafı tazyik edeyim” cinsinden milyonlarca paylaşım. 

Bazen bu yazdıkaları  sözlere kimse itibar etmez korkusuyla yazdıklarının altına,Mevlana, Konfiçyus, ,İlber Ortaylı hatta Frued,Kant gibi düşünce adamlarının adını yazan uyanıklarda var.. 

Öyle ya.!  Yazdıkaları ve ikna etmeye çalıştıkları kitlede kim bilecek ki bu sözü Mevlana yada Konfiçyus demiş mi dememiş mi?  Böylesinde kendisini uyanıkzanneden bir “aklı evveller” gurubu... 

Aslında insanların “ne dediğinden” daha çok “niye dediğine” bakınca herkesin neyin peşinde olduğu kolaylıkla anlaşılabiliyor. Kendini uyanık zanneden kişiden daha akılsız kim olabilir ki.?.Bir esnaf ağabeyimiz demişti ki; ben dışardan gelen her müşterinin ne maksatla dükkanıma girdiğini gelişinden tanırım, alıcı mı, sorup çıkacak mı kesin bilirim “ demişti.  

Arif olmasıyla ünlü  Anadolu halkı yer mi bunları.? Herkes  herkesin niyetini yazdıklarının ne maksatla söylendiğini bilir. Sadece kabalık olmasın diye bazen beğeni atıp, bazende sessiz kalmayı seçer. 

Bu nedenledir ki; hayatın her alanında aslında orta yolu seçmek gerekebilir. Sevgimizi belli ederken ve nefretimizi ifade ederken de itidalli olmak gerekir. 

Bir akraba kardeşim şöyle demişti; “ aşırı sevgi de aşırı nefret gibi sorunsuz değildir”  

Ehliyeti olan herkesin bildiği bir konudur ki; otobanlarda sol şeritler hız yapmak isteyenlere, sağ şerit yavaş gitmek isteyenlere, orta şerit ise ortalama hızla gitmek isteyen sürücülere ayrılmıştır. Bu şeritlerden en güvenlisi “orta  şerittir” çünkü ; çok suratlı gitmenin yanında çok yavaş gitmekte  otobanda tehlikelidir. 

Hayatın kendisi de yollardaki trafiğin akışına benzer bir akışla devam eder. Aciliyeti olan,müşgülü olana, can kurtarmaya giden, Ambulans ,itfaiye,can kurtaran benzeri araçların hızlı gitmeleri ne kadar önemliyse, normal sürücülerin gereksiz hız yaparak kendisinin ve başkalarının hayatını tehlikeye atması o kadar gereksiz, lüzümsuz ve anlamsızdır. 

Sosyal medya kullanıcıları,siyasi söylemleri sevenler,fikirleriyle başkalarını dövmeyi kazanç görenler, görev ve sorumluluklarının dışında fuzuli işler peşinde koşanlarla birlikte  bir gün Şener Şen olsak..! 

Biraz gülümseme.. 

Azcık ciddiyet.. 

Biraz dalgın gözlerle “gartal gayasına” baksak. 

Minnacıkta işimizin bize yüklediği tarihi sorumluluğu düşünüp uykusuz kalsak.. !

Kendi işine gösterdiği saygısı,özeni ,işinin sorumluluğunda olmasının ona kazandırdıklarını hangi fiil kazandırabilir ki?  Sessizce nasılda insanların zihninde sevgiyle anılmayı başarmış,nasılda ona bakan herkes o konuşmaya başlamadan önce ondan emin olabiliyor..! 

Anadolu halkı anlaşmazlıklarda yada pazarlıklarda her iki tarafında rıza göstereceği gelin” orta yolda anlaşalım” der.Devletler arası diplomasininde en çok başvurulan yöntemlerindendir; orta yolu bulmak.. 

 ABD  Başkanı Trump delisini burda hatırlatmaya gerek varmı bilmiyorum. Sanırım anlatmak istediğim anlaşılmıştr. 

..... 

Geçen aylarda yazdığımız  yazılarda bizi telefon ile arayıp düşüncelerini aktaran ve yazılarımdaki bazı konuların tekzip  edilmesini isteyen iki dostun düzeltme- ekleme istedikleri hususlar var. 

Bunlar: 

Zonguldak Orman Bölge müdürümüz  Zekariya Beyazlı : “Tarım bizim geleceğimiz adlı yazımızda geçen ; “Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgelerinde kasıtlı yakılan orman alanlarının yerinde bir iki yıl içerisinde villalar ve lüks konutlar beliriyor.” İfadesinin doğru olmadığını, çünkü Ülkemizde orman kanunlarının çok hassas bir şekilde uygulandığını ve yakılan  yada tahrip edilen hiç bir ormanlık alanın imara açılamayacağını, basında buna benzer çıkan haberlerin asılsız olduğunu belirttiler. 

 
Milli Şuur başlıklı yazımızdan sonra bizi arayan Adem Kara kardeşimiz, yazıdan dolayı tebrklerini belirtirken,yazıda “adalet konusuna da yer verilmesinin doğru olacağını çünkü: Mili şuur oluşurken adaletin milletin güvencesi olması, daha doğrusu herkesin adalet önünde eşit olması konusunun önemli olduğunu, bu nedenle devletlerin adalet üzerinde de çok hassasiyetle durmaları gerktiğini belirttiler.Aradan uzun yıllar geçti belki tarih unutulur, hatırlatayım ,  lise yıllarımızda Adem, 10 luk sistemde bütün yazılı notları 10 olan ;9 aldığında bütün sınıfın şaşırdığı müstesna bir kardeşimizdir.Onun görüşleri de elbetteki 10 luk sistem üzerinden yine 10 dur.) 

.. 

Her iki dosta ve yazdıklarımızı okuma zahmetine katlanan tüm arkadaşlarımıza ve sevdiklerimize saygılarımızla..  

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *