SAKİN BİR LİMANDA HUZURU YAKALAMAK

Günlük hayat telaşı insanı bir koşuşturmanın içine sokuyor bunu hepimiz biliyoruz ve yaşıyoruz. Bu telaş fark etmesek de bizi kısır bir döngünün, kargaşanın içine sokuyor. İlk çocukluk döneminden sonra okul hayatı ile başlayan koşuşturmaca insanın son nefesine kadar devam ediyor. Hayata nasıl başlarsak devamı da aşağı yukarı aynı oluyor. İnsan daha dünyaya gelmeden anne karnında iken birçok alışkanlığı kazanıyor. Annenin yediği yemek çocuğun yemek alışkanlıklarını, annenin dinlediği müzik, müzik alışkanlığını, evdeki huzur ya da kargaşa bireyin kimliğinin oluşmasında önemli etkenlerdir. Birey oluşan bu kimliği ile bir hayat sürüyor. Bu nedenle hayatta huzuru yakalamak ve çevremizdekileri de mutlu edebilmek için öncelikle kendi içimizde huzuru bulmamız gerekiyor. Kendi huzurumuzu yakalarsak başkalarının huzurlu olmasına da katkı sağlayabiliriz.

Sakin bir limanda huzuru yakalamak için; Ufak şeyleri dert etmeyin. Kusursuz olamayacağınızı kabullenin. Rahat ve ılımlı insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bir yana bırakın. Olumlu ve olumsuz düşünce kartopunun çığ gibi büyüme etkisini göz önüne alın. Unutmayın: Öldüğünüz zaman yapılacak işler listeniz hâlâ dolu olacaktır. Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin. Birisine bir iyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin. Bırakın ilgiyi başkaları toplasın. İçinde bulunduğunuz ânı insanca yaşamayı öğrenin. Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün. Sabır geliştirme egzersizleri yapın. Sevgi elini önce siz uzatın. Kendinize sorun: Bir yıl sonra bunun bir önemi olacak mı? Gerçeği kabul edin. Arada sırada canınızın sıkılması yararlıdır: Bırakın canınız sıkılsın. Her gün bir dakikanızı, beş dakikanızı minnettar olduğunuz birini düşünmek için harcayın.

Tanımadığınız insanların gözlerine bakın ve gülümseyerek merhaba deyin. Her gün kendinize biraz sessiz ama anlamlı zaman ayırın. Daha iyi bir dinleyici olun. Eleştirme isteğinizi bastırın. En inatla savunduğunuz beş iddianızı sıralayın ve bu konularda yumuşamaya çalışın. Planlarınızda esnek olun. Suçluluğu değil masumiyeti görmeye çalışın. Size yöneltilen eleştiriyi kabul edin. Göreceksiniz canınız yanmayacak. Zaman zaman kendi görüşlerinizden tamamen farklı makale ve kitaplar okuyun ve bir şeyler öğrenmeye çalışın. Zihninizi sessizleştirin. Olumsuz düşüncelerinize yüz vermemeye çalışın. Öfkeniz kabarmaya başladığı zaman ona kadar sayın. Sorunlarınızı öğretmeniniz olarak görün. Biraz yüzünüz gülsün. Gevşeyin!  Bugününüzü son gününüzmüş gibi ibadet ederek yaşayın.  İç dünyanız için zaman ayırın. Olağan şeylerdeki olağanüstülüğü arayın. Kendi işinize bakın, kendinizi başkasının yerine koymayın. Yüreğinizin sezgisine güvenin. Bırakın çoğu zaman başkaları haklı olsun. Daha sabırlı olun. Zaman zaman kendi cenazenize katıldığınızı farz edin hayatın çok uzun olmadığını hissedeceksiniz. Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin.  Herkesin onayını alamayacağınızı unutmayın. Övgü ve yergi aynı şeydir. Övüldüğünüzde çok sevinmeyin yerildiğinizde çok üzülmeyin. Rasgele iyilikler yapın karşılık beklemeden ve yardım yapacağınız kişiyi görmeden. Bir davranışın ardındakini görmeye çalışın. Gönlü bol olmayı haklı olmaya yeğleyin. Alçak gönüllü olmaya çalışın. Eksikleri gedikleri kapatma telaşından kaçının. Ön yargınızdan uzak, başka insanların yaşam ve davranış tercihlerini inceleyin, güzel olanları hayatınıza rol model olarak alın. Herkesin farklı olabileceği gerçeğini anlayın ve saygı gösterin.

Kendinize bir kamusal yardım konusu seçin. Her gün en az bir kişiye beğendiğiniz bir özelliğini söyleyin. Sınırlarınızı öne sürmeyin, yoksa sınırlı olursunuz. Başkalarının fikirlerinde biraz olsun doğruluk payı arayın. Kendinizi iyi hissettiğiniz zaman şükredin, kötü hissettiğiniz zaman ılımlı olun. Bir vakıf yoluyla bir çocuğa bir yoksula veya tanımadığınız insanlara yardım edin. Sahip olmak istediğiniz şeyleri değil, elde etmiş olduklarınızı düşünün. Dostlarınızdan ve ailenizden bir şeyler öğrenmeye açık olun. Bulunduğunuz konumdan mutlu olmaya bakın. Hizmet vermeyi yaşamınızın değişmez bir parçası haline getirin. Bir iyilik yapın, karşılığını ne isteyin, ne de bekleyin. Varlığınızı bir bütün olarak kabullenin. Başkalarını suçlamayı bırakın. Yardım etmeye çalışırken önceliğinizi küçük şeylere verin. Unutmayın: Bundan yüz yıl sonra dünyada bambaşka insanlar olacak. Sorunlarınıza olan bakışınızı değiştirin. Bir tartışmaya girecek olursanız, kendi görüşünüzü savunmadan önce karşı tarafın savını anlamaya çalışın. Duygularınıza kulak verin; size bir şey söylemeye çalışıyorlar. Yaşamınızı sevgiyle doldurun, doldurun ki hayatınız huzurlu ve mutlu olsun.

YORUM EKLE