Yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşmasında ülkede yaşanan gerçekleri açık yüreklilikle ifade ettiğini savunan Ağaç, “Sayın Genel Başkanımıza soruşturma başlatılması ve kamuoyu önünde nezaket ve zarafetten yoksun eleştiriler ve hakaretler bizleri derinden üzmüştür. İktidar partisi ve liderlerinin toplumu ayrıştırıcı, kendinden olmayan kesimlerin değerlerine hakaret eden ve aşağılayan politikaları sonucunda ülkemiz kutuplaşmış ve toplumsal barış adeta yok edilmiştir” dedi.
Toplumdaki gerilimi azaltması ve birleştirici ve bütünleştirici olması gerekenlerin aksine toplumu daha da germeye ve kamplaştırmaya çalıştıklarını savunan Ağaç, “Her siyasi eleştirinin tazminat ve hapis cezaları ile tehdit edilmesi sağlıklı demokrasilerde görülmeyen hususlardır. AB’ye tam üyelik sürecini hedef alarak demokratik ülkeler bloğunun bir parçası olmaya çalışan ülkemize bu tutum yakışmamaktadır. Bizler düşüncelerine katılmasak bile bu ülke insanların düşüncelerini hür ve sansürsüz bir biçimde ifade edebilme özgürlüğünü savunmak zorundayız. Voltaire'nin günümüzden yaklaşık 300 yıl önce söylediği; “senin düşüncene katılmıyorum ama düşünceni ifade etme hakkını ölümüne savunurum.” sözünü hatırlatmak istiyorum” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun kurultaydaki sözlerinin Türkiye için acı gerçekleri ifade ettiğini dile getiren Ağaç, şunları söyledi: “Çocuk, yaşlı, kadın ve erkek demeden sivil halka uygulanan orantısız şiddet ve yargısız infazların yaygınlaştığı, yargı bağımsızlığının adeta yok sayılarak hukukun iktidar erki ile yönlendirilmeye ve siyasallaştırılmaya çalışıldığı, kamu mallarının yolsuzluklarla yağmalanmasının bile sorgulanamadığı, Anayasanın askıya alındığının rejimin artık değiştiğinin ve bunun artık herkes tarafından kabullenilmesi gerektiğinin açıkça kamuoyuna ilan ve ifade edildiği yönetim tarzının, siyasi literatürdeki tanımı bellidir ve Genel Başkanımız bunu kamuoyu önünde tüm çıplaklığı ile ifade etmiştir. Ancak maalesef ülke yönetiminde etkin ve sorumlu olanlar ülkemizde yaşanan tüm bu yanlışlıkları gidermeye çalışacaklarına korku ve baskıyla insanların eleştirilerini engellemeye çalışmaktadır. Basın ve düşünce özgürlüğü konusunda maalesef ülkemiz üçüncü dünya ülkelerinin bile gerisine düşmüş durumdadır. Korkutarak ve sindirerek bu acı tabloyu yok sayarak kendimizi ve başkalarını kandırmak mümkün değildir. Son olarak ifade etmek istiyoruz ki Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu'na karşı özellikle yandaş medya aracılığıyla uygulanan; açık bir organize itibarsızlaştırma ve linç girişimidir. Çirkin ithamlarla Genel Başkanımıza saldırılmasını şiddetle kınıyoruz. Bizler Kurultayımızdan tam destek alarak yeniden seçilen Sayın Kılıçdaroğlu'nun tüm örgütümüzle ve üyelerimizle yanında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Nereden gelirse gelsin hukuksuzluğun, haksızlığın ve baskıcı uygulamaların karşısında CHP örgütü olarak şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da dimdik durma kararlılığındayız. Gümüşhane’nin başta imar, temizlik, içme suyu, yol, kaldırımların insanların geçmesine bile müsaade etmeyecek tarzda işgal sorunu, Pazar yeri, şehir içi trafik, kanalizasyon, araç park yeri sorunu olmak üzere onlarca sorunu henüz çözülememiş ve bu konuda ciddi gözle görünür hiçbir çalışma yapılamamış olmasına rağmen; bu sorunlarla uğraşması ve çözüm üretmeye çalışması gerekenlerin kendi asli görevlerini bırakarak Genel Başkanımız hakkında hadlerini ve boylarını aşan değerlendirmelerde bulunarak bir yerlere şirin gözükmeye çalışmalarını şiddetle kınıyorum.”
Güncelleme Tarihi: 29 Ocak 2016, 09:53
