YAMAN VALİ-2

Milli Eğitim Müdürü, elini yüzünü yıkadı. Havlu ile kurulandı. Aynanın önündeki tarakla önce sakalını, daha sonra saçını taradı. Saat dokuz olmasına karşın hala evindeydi. Karısının hazırladığı kahvaltı masasına oturdu. Çayını dolduran karısı:

-Saat dokuzu geçiyor, mesaiye geç kalmadın mı?

-Boş ver hanım. Bu vali varken mesainin bir önemi yok. Ne arıyor ne soruyor. Aram da çok iyi. Başka müdürlerle nasıl bilmiyorum ama benimle çok iyi.

-Sakalına müdahale etmiyor mu?

-Ne müdahalesi, saç sakal artık serbest. Müdür yardımcımın da saçı uzun. Omuzlarına kadar iniyor. 

-Ya öğretmenler?

-Onlarda da saç sakal serbest.

-Öğrenciler:

-Onlar da istedikleri kıyafetlerle okula gelebiliyorlar.

-E, nasıl tanıyorsunuz öğrenci olduklarını? Desene öğrenci, öğretmen, müdürlerde artık bir disiplin yok.

-Onlar eskidendi hanım eskiden. Şaşırma hatun şaşırma. İsteyen okur isteyen okumaz. Şimdi öğrencinin kulağını bile tutamıyorsun.

-İyi valla…Hadi çabuk ol da fazla geç kalma.

Xxx

Haftanın ikinci günüydü. Semt pazarıydı. Köylüler için ayrılan Pazar yeri tıklım tıklım doluydu. Köyde yetiştirdikleri ürünleri semt pazarında satmak için getiren kadınlar erkekleri ikiye üçe katlıyordu. Milli Eğitim Müdürü kuruma gitmeden semt pazarına uğradı. Köylerden gelen ürünleri teker teker dolaştı. Karısı ona sıkı sıkı tembihlemişti. “İyi bak, pahalı alma, pazarlık yap” demişti. Öylesine bakıp geçiyordu. Bu kez bir şey almak içinden geçmiyordu. “Közde Çay Evi” önünden geçerken:

-Müdürüm çay güzel gel bir çayımı iç.

-Sen miydin muhtar hoş geldin.

-Hoş bulduk. Közde, bir çay yap müdürüme, tavşan kanı olsun. 

-Ne var ne yok muhtar?

-Sana söz verdiğim gibi, kuzu hazır, valimi de al gel.

-Deme, ne zaman gelelim? 

-Sen gününü ayarla, gelmeden bir gün önce ara beni.

-Tamam, çaya teşekkür ettim. Daireye gitmem gerek, imza işleri şimdi yığılmıştır, imzala babam imzala. Sanki devlet çok maaş veriyor da.

Xxx

-Gel Yaman gel, gel bakalım Yaman Korkmaz. Hoş geldin.

-Hoş bulduk Sayın Başbakanım. Beni emretmişsiniz.

-Evet. Sana zor bir görev vereceğim.

-Emredersiniz Sayın Başbakanım.

-Hele otur.

Zili çalar, içer, giren sekreterine:

-Kızım bize iki tane kuşburnu çayı.

-Peki efendim.

-Yaman, kaç yıldır Keşan’da kaymakamsın?

-Dört yıl oldu efendim.

-Senden çok memnunum. Seni Vali yaptım.

-Vali mi?

-Evet.

-Siz nasıl emir buyurursanız.

-Sana özel harcama yetkisi de vereceğim. Gideceğin ili diğer iki ille birlikte pilot il olarak ilan ettim. Ödenek sıkıntın olmayacak. Seni biliyorum, yönetmelik mevzuatı da pek tanımasın ama… Ne yapayım seviyorum seni ve senin bu çalışkanlığını. Bugüne kadar hiçbir vali ile makamımda görüşmedim. Sen, siyasetçileri de pek dinlemezsin, onu da biliyorum. Al şu zarfları birinde senin ataman, diğerinde eşinin atama kararnameleri var.

Yaman, heyecanla zarfları Başbakanın elinden elleri titreyerek aldı.

-Heyecanlı görünüyorsun.

-Evet efendim. Atamamdan çok beni övgü dolu sözleriniz heyecanlandırdı. Başınızı öne eğecek bir iş yapmayacağımdan emin olabilirsiniz.

-Şimdi git hemen görevine başla. Göreve başlayacağın zaman bir gün öncesinden haber ver, Resmi Gazete’de yayımlatacağım.

-Efendim, izin verirseniz, bir hafta başlamayayım. Bir vatandaşın arasına gireyim, gideceğim ilin durumu, idarecilerin çalışkanlığını kontrol etmek istiyorum.

-Olur. Zaten ben de göreve başlayacağın günden bir gün önce sekreterime bilgi ver.

-Tamam efendim. Yalnız…

-Söyle?

-Keşan’daki korumamı da almak istiyorum.

-Tamam al git. Onun da atamasını yaparız.

-Başka bir emriniz var mı Sayın Başbakanım?

-Kurum müdürlerini iyi test et. İşine yaramayanları bildir, biz gerekeni yaparız.

Oturduğu yerden kalkar. Başbakanın elini tutar ve:

Allahaısmarladık Sayın Başbakanım.
 

-Devamı var-

YORUM EKLE
YORUMLAR
Fırtına29
Fırtına29 - 4 ay Önce

Abi hikayeyi biraz daha uzun tutarsan çok iyi olur. Emeklerine sağlık.

emre eren
emre eren - 4 ay Önce

abi hoş geldin şeref verdin. özlettin kendini.