Zafiyet Yumağı

Temsilcimiz Gümüşhanespor hafta sonu evinde konuk ettiği Beşikdüzüspor karşılaşmasında da kötü gidişe ve kan kaybına dur diyemedi.

Sezon başından itibaren ısrarla altını çiziyoruz, iştahsızlık, isteksizlik, konsantrasyon ve en önemlisi disiplin problemleri var bu takımın diye. Bunu bir türlü sorumlulara anlatamadık ya da ısrarla ve inatla anlamak istemediler. Bu yüzden mevcut sıkıntılar maalesef halen yerlerinde sabit duruyor.

Sorun sadece bunlarla da sınırlı değil, forma dağıtımındaki adalet bile hocanın canının istemesine bağlı. Takımda birçok futbolcu küstürülmüş. Nasılsa ağzımla kuş tutsam formayı giyme şansım yok diye düşünüyor. Bir takımın içinde rekabet ortamını sırf egolar yüzünden yok edip bunun adına da canım öyle istiyor derseniz, sadece iş hayatınızda değil Allah katında da altından kalkamayacağınız vebali omuzlamış olursunuz. Unutmamalı ki, ara transfer sezonu başlayana kadar bu isimlerle mecbur yola devam edilecek.

Burada hocaya çok fazla bir şey demek istemiyorum. Çünkü ne maksatla ve hangi şartlarda hala takımın başında durduğunu ve karar mekanizmasının kendisi olmadığını herkes iyi biliyor. Bu yüzden sorumlu yönetim kuruludur yani ortada ciddi bir idari zafiyet var. Yönetim kurulundan da idari zafiyetin aslan payı Gümüşhane kanadındadır.  Sana maaşla çalışan hoca bile değil, yardımcısı olan kişi canı istediği gibi takımla oynayacak, senin öz değerlerini üvey, kendine yakınları öz sayacak, sense bunlara seyirci kalacaksın ve sesin çıkmayacak. Sadece boynunda akreditasyon kartıyla maça girmek için her şeyden taviz vereceksin. Demek ki akreditasyon kartı takmak ve kulüp binasını lokal gibi kullanmak, sizin için bazı değerlerden daha önemli.

Teknik açıdan ortaya çıkan zafiyetlerinse hangi birini saysak bilmiyorum. Sahaya çıkan takım evlere şenlik, değişiklikler fiyasko, disiplin sıfır ve ne oynadığımız belli değil. Kanatları kırık bir kuş gibi çırpınıp duruyoruz. Genç Furkan oyuna girişi esnasında, hoca sol kanattaki zaafı gördü derken, sol kanatta çok etkisiz oynayan Semih'i oyundan almak yerine daha çok sorumluluk alması gereken ön liberoya çekmek neyin mantığı anlayamadık.

Sağ kanat ise baştanbaşa bomba. İlk günden beri oynadığı her karşılaşmada saç baş yolduran hatta komik durumlara düşen Kadir'e artık taraftar kızmıyor bile. Onu sahada artık futbolcu olarak değil komedyen olarak izliyor. O da sağ olsun beklentileri boşa çıkarmıyor. Birde önünde oynayan yerli Messi Tekin'in her pozisyonda adamları delip ortasından geçme sahneleri eklenince sağ kanadımızın tadına doyum olmuyor. Demek ki, Taner'in takım oyunu oynamak ve devamlılık gösterme yerine çalım meziyetlerini artırması gerekiyor ki, en azından 18 kişilik kadroya girsin.

İstanbul kanadı doğal olarak sadece maça geliyor. Ve eminim şuna inanıyorlar, hafta içi yapılan antrenmanlarda iyi olanlar kadroya giriyor. Hayır. Öyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Burada bazılarına yakınsanız takıma giriyorsunuz. Gümüşhane kanadınız şu anda bomboş. Şu anda Gümüşhane kanadında yönetim kurulunu dolduranların birçoğu eminim gerçek hayatta bir abi, bir amca, bir dayı olarak çok iyi insandır; ama yöneticilik çok farklı meziyetler ister. Maalesef bu meziyette kimse şu anda faal değil. Kuru sıkı atıp futbol duayeni edasında olanlarda dahil. Çünkü takımın durumu açıkça diyor ki, bu işi be-ce-re-mi-yor-su-nuz.

Görünen en yakın çözüm, şu anda 2.Başkan konumunda olan fakat çok aktif olmamayı tercih eden Ercan Çimen'in devreye girmesi. Oturup Kurban başkanla konuşacak ve Gümüşhane'de tek yetkili olarak takımı toparlayacak. Çünkü kendisinde bu bilgi ve birikim fazlasıyla var. Gerek iş hayatında gerek siyasi hayatında gerekse idarecilik hayatında aktif ve başarılı olmuş birisinin bu kadar olayların dışında kalması kabul edilemez. Ya bilgi ve birikimlerini takıma aktarmak için devreye girmeli, ya da arkadaşlar benim bu işler için zamanım yok deyip kenara çekilmeli. Bunun ortası olmadığını Sayın Çimen bizden iyi bilir.

Ben şahsen Gümüşhane'yi, Gümüşhanespor'u ve futbolu bu kadar çok sevdiğine inandığım birisinin daha fazla kenarda kalacağına inanmıyorum.
YORUM EKLE