Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8297 %0.02
50,7254 %0.55
6.152,32 % 0,69
GÜMÜŞHANE DESTANI

GÜMÜŞHANE DESTANI

YAYINLAMA:

“Ne zaman bir köy türküsü duysam şairliğimden utanırım” diyor ya şair işte bu yüzdendir ki şairlik ustalık, maharet, sanatsal kaygıların ötesinde en önemlisi hissiyat gerektiren bir olgu. Bu haftaki köşe yazımda Gümüşhane Destanı adlı şiirimle sizlere seslenmek istedim. İyi ki Gümüşhaneliyiz, iyi ki bu güzide şehirde yaşıyoruz birlikte…

Bir uçtan bir uca gezdiğim şehir,
Atamdan emanet yâr Gümüşhane.
Yokluğu besbelli bir tutam zehir,
Zigana gönlümde kar Gümüşhane.

Ziyaüddin dosta uzanır kollar,
Gurbete göç verir peş peşe yollar.
Maziden bihaber biterken yıllar,
Vuslatı hasrete sar Gümüşhane.

Karaca danteli içimde mazi,
Alnıma yazılmış bu kara yazı.
Zevraki gönlümde amansız sızı,
Bir boydan bir boya dar Gümüşhane.

Kadırga şenlenir düğünle toyla,
Örümcek Ormanı uzanır boyla.
Asalet timsali erdemli soyla,
Nesilden nesile var Gümüşhane.

Atsız’ın yurdudur Torul otağı,
Zigana belinde durur eteği.
Ezelden beridir şehit yatağı,
Hicrani özünde nar Gümüşhane.

Bağlarında gezer kızı kızanı,
Bir cennet misali yürür düzeni.
Hıfziya dilimde garip ozanı,
Yediden yetmişe zar Gümüşhane.

Gözelerde hayat bin bir çiçeği,
Her daim zikreder börtü böceği.
Dökülür üstüme hüzün saçağı,
Bir yayla dönüşü yer Gümüşhane.

Pir Ahmet Çağırgan yan yana yatar,
Tandırda yokluğun dumanı tüter.
Bahçeler tarumar ısırgan biter,
Zemheri her yanı kar Gümüşhane.

Zilli kilim dokur Kelkit güzeli,
Dallardan dökülür gülü gazeli.
Dost sırrı içinde yoktur özeli,
Kelkit Çayı gibi yâr Gümüşhane.

Köse Yaylası’nda gözeler çağlar,
İlhami Baba’nın gönlünü dağlar.
İbrahim sofrası bahçeler bağlar,
Yakıyor özümü har Gümüşhane.

Şeyrani bir dostun yanına vardım,
Tomara misali yaramı sardım.
Şiran’ı kaç kere düşümde gördüm,
Yokluğu içimde zor Gümüşhane.

Canca Kalesi’nden uçar turnalar,
Elleri koynunda bekler analar.
Gidenler ne vakit yurda döneler,
Gümüşten bir masal der Gümüşhane.

Kuşakkaya hırçın başında duman,
Osmanlı yurdudur tarihe ferman.
Kuşburnu çiçeği dertlere derman,
Bir tarafı geniş dar Gümüşhane.

Dilimde bu destan besbelli bitmez,
Seveni yâr olmuş bir yana gitmez.
Konaklar virane dumanı tütmez,
Hayali bir selam ver Gümüşhane.

Evet, Gümüşhane vatan ve millet sevdasının zirvede yaşandığı, askerine, polisine ve kendisine emanet edilenlere en güzel şekilde sahip çıktığı, huzurun ve kardeşliğin unutulmadığı bir belde-i şahanedir. Çünkü bu şehir Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Hazretlerinin manevi ikliminin baharlar üflediği bir vefa yurdudur. Bu şehrin çatısı altına giren herkes canından ve malından emin olarak birer kardeşimizdir.  

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *