Ara
Gümüşhane
Açık
-3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7308 %0.05
50,1439 %-0.15
5.957,80 % 0,81

SEVGİ-SAYGI-SADAKAT...

YAYINLAMA:

Yıldız savaşlarının sona ermesi ile birlikte tek kutuplu bir dünyada yaşadığımızı benim kadar sizlerde biliyorsunuz. Gelişen ekonomik şartlar ve toplumdaki değişiklikler, insanları daha çok menfaat ilişkileri ile birbirlerine   yakınlaştırdığını üzülerek gözlemliyoruz., Ortak değerlerimiz olan bu 3 temel esastan (sevgi-saygı-sadakat) giderek uzaklaştığımızın bilmem farkında mısınız?

Psikolog Fromm, “Alış-veriş üstüne dönen maddesel değerlerin en üstün değerler olduğu bir kültürde insanlar arası ilişkilerinde mal, mülk ve iş pazarında geçerli olan yöntemlere göre gelişmesine şaşmamak gerekir. Ekonomik sistemin belirlediği yaşam pratiği insanların duygu ve düşüncelerini de belirler. Çocukta yaşam sevgisinin gelişmesi için en önemli koşul, onun yaşamı seven insanlarla birlikte olmasıdır” .Şeklindeki açıklamasından anlıyoruz ki yaşamı seven insanlar gittikçe azalıyor, bunun sonucu da sevgiden uzaklaşılıyor.

İnsanları, yüksek özverilere götüren duygu olarak tanımlanan sevgiden söz etmişken sevilmek ve sevmekten bahsetmemek olmaz. Sevilmek, sevmenin mükâfatıdır. Asla karşılığı değildir. Bedeli yine sevgiyle ödenir. “Sev-sevil- sevindir” kuralında olduğu gibi.

Sevmek, sevgi ve bağlılık duymak anlamına gelmektedir.  Keman çalmak gibi bir şey. Bilmeyen kötü sesler çıkarır. Her insan sevmek yeteneğine sahiptir ama bunu başarmak gerçekten zordur. Ü.Y. Oğuzcan’ın dediği gibi, “Kuş değildir uçmaz. Çiçek değildir koklanmaz. Bitmez çile değildir. Ne dersen o değildir, sevmek”…

Saygı, bir kimsenin düşüncelerine sözlerine ve davranışlarına toplum içindeki itibarına ve inanırlığına karşı duyulan histir. Ölçülü davranmayı sanat haline getiren, ailenin ve toplum huzurunun devamını sağlayan bir davranıştır. Sevginin ikiz kardeşidir. Sevginin olmadığı yerde saygıda olmaz.  Bunun içindir ki halk arasında, “seversen sayarsan beni, bende sever sayarım seni” özlü sözü boşuna söylenmemiştir.

Atatürk’ün dediği gibi. Düzenin anahtarıdır. Yani hemen her kapıyı açar.

Sadakata gelince: Dostluk, doğruluk, içten bağlılık anlamına gelen Sadakat ne yazık ki günümüzde yine kötü örneklerle karşımıza çıkıyor. Çoğu zaman el üstünde tuttuğumuz, övdüğümüz sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanlar, makam ve mevkilerini kaybettiklerinde sevgi ve saygıdan yoksun kaldıklarını bilenlerdeniz. Bu sadakatsizlik örneklerini başka alanlarda görmekte mümkündür.

Siyasette, sporda, eğitimde, sağlıkta hizmet vermiş olanların zamanla hatırdan silindiği, dün baş tacı ettiği,  önünde arz-ı endam ettiği patronunu, amirini ve de siyasi liderini ilişkileri kesilince “öküz öldü, ortaklık bitti” kabilinden nasılda dışladıkları hepimiz tarafından bilinen gerçeklerdir.

Hasılı, para, mal, mülk, makam gibi değerlere olan hırsımız, bizleri “sevgi-saygı-sadakat” gibi duygularımızdan az da olsa uzaklaştırıyor.

Bu açıklamalar doğrultusunda yine de diyorum ki!   Kültürümüz içerisinde yer alan ve asla eskimeyen bu ve benzeri temel kavramlarımıza toplum olarak sahip çıkılması ve eğitim programları ile de desteklenmesi halinde  “Sevgi-Saygı-sadakat” üçlüsü hakkındaki olumlu kanaatimi henüz yitirmediğimi ve umutlu olduğumu söyleyebilirim.     
       

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *