Ara
Gümüşhane
Hafif kar yağışlı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7062 %0.01
50,2494 %0.01
5.883,80 % -0,43

GÜMÜŞHANE TARİHİ

YAYINLAMA:

Herkesin Gümüşhane sevgisi başkadır. Kimisi az sever kimisi çok sever. Ortak bir sevgi değeri belirlemek bu yüzden oldukça zordur. Çoğu Gümüşhanelinin bu şehre ait hikâyeleri de benzerlik göstermez. Çünkü coğrafya kültürleri bölmüş, bölünen kültür insanları farklılaştırmıştır. Aşağı ve yukarı dereler diye adlandırılır bu bölünmüşlük genellikle kültürel dokuyu da etkilemiştir.

Kimi Gümüşhaneli çok iyi tahsillidir, çok iyi yerlerde görev yapmaktadır. Kimisi ise okumamıştır tarlada bağ bahçe işleri ile meşgul olmaktadır. Kimisi modayı takip eder, kimisinin umurunda bile değildir. 

Kimisi siyaset yapar, kimi siyasete karışır kimisini de siyaset karıştırır. Çorba gibidir benim memleketim, aynı ideolojinin mensupları bile farklı görüşleri savunurlar ama mükemmel bir tat bırakırlar damakta.

Çoğu meselede anlaşamaz insanımız ama bir konu var ki herkes hemfikirdir. Bütün Gümüşhanelilerin dilinde şöyle bir cümle vardır Gümüşhane’yi tarif ederken;  

“Gümüşhane Gümüş madenlerinden dolayı Osmanlı devletine çok büyük faydaları dokunmuştur. Ermeni Rum ve Türk vatandaşlar barış içerisinde bir arada yaşarlarmış. Eskiden buraların nüfusu 60.000 civarındaymış. Çok eski bir tarihi vardır bu şehrin” 

Hemen hemen herkes çoğu yanlış azı doğru olan bu bilgiye Amentüye iman ettikleri gibi iman ederler. Lakin hiç biri bu bilgiyi nereden öğrendiğini bilmez. Neden mi? 

Çünkü ortada müstakil bir Gümüşhane tarihi kitabı yok.

Efendim olur mu öyle şey diyebilirsiniz. Tabi ki Gümüşhane tarihi ile ilgili yazılmış dönemsel bilgiler içeren çalışmalar mevcuttur. Lakin bu çalışmalarda Üniversite hocalarının akademik puan tamamlamak için yaptıkları dönemsel araştırmalardan öteye geçmemektedir. Allah razı olsun Talat Ülker, Necati Yılmaz, Engin Doğru ve Şahin Kazancı hocalardan ki zamanında 6 cilt olarak hazırladıkları Gümüşhane Halk Kültürü Antolojisi bu alanda büyük bir boşluğu doldurdu. Lakin bu eser hala Türkiye’deki en büyük Halk Antolojisi olma özelliği taşısa da bir Gümüşhane tarihi değil. 

Türkiye’de Şehir tarihi ile ilgili müstakil bir eseri olmayan sayılı illerinden birisiyiz. En yakınımızdaki Bayburt bu konuda bizden daha geniş bir anlayışa sahip olacak ki, Üniversite bünyesinde Bayburt Tarihi ve Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi (BAKÜTAM) diye bir birim oluşturmuşlar ve buradan birkaç önemli yayını yapmayı da başarmışlar. 

Yukarıda söylediğim gibi, Gümüşhane ile ilgili yapılan belli başlı çalışmalar bulunmaktadır. Gerek üniversitedeki akademisyenler gerekse üniversitelerden bağımsız çalışan araştırmacıların bu konuda yapmış olduğu yayınlar vardır. Lakin tarihin karanlık devirlerinden günümüze kadar gelen müstakil bir şehir tarihi çalışmamız bulunmamaktadır. 

Elimizin altında böyle bir çalışma olmayınca da bu şehirle ilgili söyleyeceğiniz birçok bilginin rivayetten öteye geçmemesine sebebiyet veriyor. Dolayısıyla bu konuda bir çalışma başlatılması gerekmektedir. Merkez ve ilçe belediyeleri ile birlikte Valilik başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları ve iş adamları mesailerinden kısa da olsa bir kısmını bu meseleye ayırabilirlerse,  Gümüşhaneli tarihçiler ve Gümüşhane Üniversitesinde görev yapan tarihçiler de bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceklerdir diye temenni ediyorum. 

Sonuç olarak siz değerli büyüklerimize iş öğretecek değilim. Lakin belli ki sizin içinizden böyle şeyler yapmak gelmiyor. Ama bunu yapmak sizlerin bu şehre karşı olan borcudur. Lüzumsuz dünya kadar işle gündeminizi meşgul edeceğinize kıymetli vaktinizin bir kısmını bu şehrin mesaisine harcayıverin de yarın çocuklarınıza anlatacağınız bir şehir tarihi olsun. Ondan sonra telefonda millete şu böyle mi olmuştu, bu şöyle mi olmuştu diye sorular sormazsınız. Elinizin altında olursa açar okurusunuz. Gerçi böyle bir işe ön ayak olunca her yerde ben yaptım diye de anlatırsınız ama olsun o kadarına da katlanacağız artık. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *