GEÇEN YILLAR MI, GEÇTİĞİMİZ YOLLAR MI?
Geçmişte yaşadığımız; acılar, sıkıntılar, elemler, kederler olmasa idi nasıl güçlenip onlardan kurtulup geleceğe umutla bakabilirdik ki?
Geçmişte yaşadığımız güzellikleri, neşeleri, mutlulukları tatmasaydık, gelecekten nasıl mutluluklar bekleyebilirdik ki?
Geçmiş geleceğin aynasıdır.
Zaman inişli çıkışlı da olsa bir düzlemdir.
Zamanı biz günlere, aylara, yıllara bölüyoruz.
Esasında acısıyla, tatlısıyla yaşadıklarımız zamanda bir bütündür.
Yaşadıklarımız fiil, biz ise özneyiz.
Her şeyi zamanla kazanır, zamanla da kaybederiz.
Sevgilerin toplamı aşktır, aşkta da dostta da vefa aramıyor muyuz?
Geçmişin bilançosu ile geleceğin bütçesini hazırlamıyor muyuz?
Bize lazım olan akıl ve sabır ise sabrı da geçmişten kazanmıyor muyuz?
İsteyen biz, yön veren yine biziz.
Geçmişimiz geleceğimizin anahtarıdır.
O zaman geçmişe sırt dönmeden akarsu misali geçmişten geleceğe akarken, yeni yıla Bismillah diyerek geçmişten kazandığımız anahtarı gelin birlikte çevirelim,
Bu duygularla,
Salgın hastalıkların, düşmanlıkların, fakirliğin, fukaralığın, işsizliğin, insanın insana muhtaç olmadığı,
Sevginin, adaletin, barışın, başarının, huzurun, mutluluğun, milli birliğin hakim olduğu Türkiye ve kimsenin hiç kimseyi sömürmediği, açlığın, susuzluğun, savaşların olmadığı bir Dünya dileklerimle yeni yılınızı tebrik ederim.
“Gece görünenin sonu, görünmeyenin başlangıcıdır çünkü.
Bitiş ile başlangıç, yoklukla varlık, ölümle doğum, veda ile bismillah, hepsi gecede saklı.”
Bizler zamanı geri saramıyacağımıza göre, o zaman savaş alanına dönen dünyamızın gece karanlığından kurtulması için yeni yıla bismillah diyelim.
