Ara
Gümüşhane
Açık
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,2831 %0.08
46,8303 %-0.22
4.322,57 % -0,22

Eskiler...

YAYINLAMA:

Hasır taburenin önündeki küçük masaya gelen, çiçeği burnunda çayı yudumlamadan önce, namı değer Erzurum şekerinden bir ısırık alır, çayı sonra ağzına götürürdü çoğu... 

Salı gününün kalabalığında, kim yoktu ki pazar yerinde. Köyden gelen ve acele adımlarla kalabalığı yaranlar, yanında ki çocuğun el arabasına, pazardan aldıklarını doldurup evin yolunu tutanlar, basma tezgahlarına karışan nalbur tezgahları... Az ileride Kemaliye Caminin etrafında köyden getirdiklerini satan anneler, teyzeler. Her şey göz kararı... Tartı hak getire, minziler, kuşburnular,  fasülyeler... Biraz ileride Kıbrıs çarşısında sebze meyve tezgahları, bulgur ve tahıl satanlar...

Buluşma noktalarından biriydi benim de garson olarak çalıştığım Zafer çayevi... Benim dışımda, 2 avukat, 1 mühendis ve 1 işletmeci çıkmasında, hızlı garson adımlarına sahip olmak gerekti belki de. Hepsi garsonluk yaptı okul hayatlarında orada. Hayatı farkında olmadan orada öğrenmeye başlamıştık aslında. Çok çay içer insanımız. Kim kaç çay içti, çay parası ile içilen sayının çarpımı, para alış verişi... Garsonluk aslında kısmen hizmet, kısmen matematiktir. Çocuk hallerimden,  delikanlı çağlarıma kadar garsondum yaz aylarında. Hele bir keresinde, iyi müşterimiz Yusuf Duman ın mağazasına 1 tepsi dolusu meşrubat götürürken, düşürüp hepsini kırdığımda,  lokantacı Salih abinin şişelerde kalan meşrubatları içişi hiç aklımdan çıkmaz, bir yandan da üzülme evlat seslenişleri... Yüncü Esat amca, eczacı Atay Mert, kireççi Zeynel abi, Şahinler ticaret... 80 li yılların Zafer meydanında ki müdavim ve köklü esnafları.

Salı günleri kalan 6 günün işi olur, benim dışımda genelde Saleh aga ile garsonluğumuza,  ocakçı ustamız Nuri agam yetiştirirdi çayı... Öğlen yemeklerimizi bile Salı günleri ikindiye kadar yiyemezdik...

Akşam saatlerinde her sergicinin patronu gelir ve çay hesabını kapatırdı.  Berekettir Gümüşhanede Salılar... Buluşmadır,  özlemdir, gezmedir, muhabbettir,  hasbihaldir...

Beyaz gömleklerin, ceketle ve tespihle buluşmasıdır. Cuma kalabalıklarını Kemaliyede Salılarda tekrarlar... Salı pazarı gerçeği halen devam ediyor, eski coşkuları olmasa da. 

Tek fark var aslında, çocukluğumda, Kıbrıs çarşısında binek hayvanlarının otopark olarak kullandığı yerleri bırakın, araba park etmeye dahi yer kalmamış...

Selam olsun pazardaki kalabalığa nazire yapan Kuşakkayanın bakış açısına...
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *