Ara
Gümüşhane
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,0514 %0.03
46,9841 %-0.05
4.240,61 % -0,23
Gümüşhane’nin Acı Gerçeği: Çakarlı Arabalar ve Sessiz Çığlıklar

Gümüşhane’nin Acı Gerçeği: Çakarlı Arabalar ve Sessiz Çığlıklar

YAYINLAMA:

Gümüşhane, bugün bakıldığında çakarlı arabaların boy gösterdiği bir şehir haline gelmiş durumda. Peki, bu gösterişli görüntünün ardında yatan gerçek ne? Esnafı, emeklisi, dar gelirli vatandaşı kan ağlıyor. Şehir ekonomik olarak çöküşe sürüklenirken, sivil toplum kuruluşları (STK) adeta kabuğuna çekilmiş durumda. Şehrin kalkınması için ne bir adım atıyorlar ne de projelere destek veriyorlar. Günlük rutinlerinin dışına çıkmaktan aciz hale gelmiş, kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmüyorlar.

Peki, bu duruma kaç kişi ses çıkarıyor? Gümüşhane’de dobra dobra konuşan 1-2 cesur insan dışında kimse yok. Geri kalanımız, doğrulara kulak tıkamış, pencerelerini kapatmış durumda. Şehrin çöküşü bu kadar barizken neden herkes sessiz? Kendi halimize mi terk edildik, yoksa bu sessizlikle şehrin batışını izlemekten mi hoşlanıyoruz?

Eğer bu şehirde 1 değil, 10 tane İbrahim Bektaş olsaydı, Gümüşhane belki de bugün çevre illerle rekabet eden bir şehir olurdu. Ama şu an bu potansiyel, görmezden gelinip köreltiliyor. Gümüşhane’nin kalkınması, birkaç cesur insanın omzuna yüklenmişken, geri kalanlar bu yükten kaçmaya devam ediyor.

Artık uyanmanın, gerçeklerle yüzleşmenin ve harekete geçmenin zamanı geldi. Çakarlı araçların sahte parıltısının arkasına sığınmayı bırakıp, şehrin emekçileri için savaşacak projeler, fikirler ve cesur adımlar atmamız gerekiyor. Yoksa bu şehrin geleceği, hepimizin gözleri önünde yok olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *