Ara
Gümüşhane
Açık
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,0589 %0.04
47,1299 %0.3
4.282,25 % 0,37
YARINA KALIR AMA YANINA KALMAZ

YARINA KALIR AMA YANINA KALMAZ

YAYINLAMA:

Son günlerde bir siyasetçinin yargılanması üzerine toplumun farklı kesimlerinden yükselen tepkiler, ülkemizin siyasi atmosferini bir kez daha ısıttı. Özgürlük, adalet ve hukukun üstünlüğüne yapılan vurgular, kimileri için haklı bir çıkışken, kimileri içinse seçici bir hassasiyetin göstergesiydi. Peki, toplumun farklı kesimleri, benzer duyarlılığı her meselede gösteriyor mu? Yoksa bazı olaylar özel olarak mı sahipleniliyor?

Bir grup sanatçı ve kamuoyu önünde tanınan isimler, söz konusu siyasetçi için adalet çağrısında bulunarak, hukukun siyasete alet edilmemesi gerektiğini belirtti. Ancak şu soru akıllara geliyor: Aynı isimler, ülkenin milli birlik ve beraberliğine yönelik tehditler karşısında da benzer bir duruş sergiledi mi? Şehit haberlerinde, büyük doğal afetlerde, toplumu doğrudan etkileyen krizlerde aynı ses yükseldi mi? Bu soruların yanıtı, toplumsal hafızanın derinliklerinde saklı.

Devlet hafızası güçlüdür. Olayları ve aktörleri kaydeder. Zaman zaman susar ama unutmaz. Adalet, herkes için gereklidir; ancak bir yandan yolsuzluk, rüşvet, iltimas ve kamu kaynaklarının usulsüz kullanımı iddiaları konuşulurken, öte yandan "adalet herkese lazım" söylemiyle her şeyi gölgede bırakmak, toplumu ikna edebilir mi?

Güç Mücadelesi ve Siyasi Stratejiler

Söz konusu siyasetçi hakkındaki iddiaların büyük bir kısmı, bizzat kendi siyasi çevresinden gelen isimler tarafından mahkemeye taşınmış durumda. Öyleyse, bu sürecin tamamen dışsal bir müdahale olduğu söylenebilir mi? Geçmişte yaşanan iç hesaplaşmalar, koltuk mücadeleleri ve siyasi stratejiler bir kenara bırakılarak, yalnızca mağduriyet eksenli bir söylem oluşturulması ne kadar gerçekçi?

Daha da ilginci, bu isim neden bu kadar ısrarla ön plana çıkarıldı? Hakkındaki soru işaretlerine, eğitim geçmişine dair belirsizliklere ve iddialara rağmen, belirli kesimler tarafından liderlik için dayatılmasının ardında hangi hesaplar yatıyor? Aynı dönemde, farklı bir isim, daha geniş kesimlere hitap etme potansiyeli olmasına rağmen neden geri planda bırakıldı?  Siyasi dengeleri ve perde arkasındaki oyunları bilmeden bu sorulara cevap vermek zor.

Küresel ve Yerel Hesaplar

Tarihin sayfalarına baktığımızda, dış müdahalelerle şekillendirilen liderler ve ülkeler görürüz. Acaba bugün benzer bir süreç mi işletilmek isteniyor? Bir siyasetçinin duruşu, devletin temel dinamikleriyle ne kadar örtüşüyor? Toplumu yönlendiren medya ve belirli aktörler, bu olay üzerinden nasıl bir algı oluşturuyor? Küresel güçlerin hedefi, yalnızca bir kişinin siyasi geleceği mi, yoksa daha büyük bir resmin parçaları mı hareket ettiriliyor?

Bir yanda, geleneksel değerlere karşı mesafeli duran bir siyasetçinin, farklı inanç gruplarına ve dış etkilere daha sıcak yaklaşımı sorgulanırken, diğer yanda onun etrafında dönen güç mücadelesi ve yolsuzluk iddiaları göz ardı ediliyor. Bu noktada, adaletin gerçekten herkes için istenip istenmediği, yoksa sadece belirli kişiler lehine mi savunulduğu sorusu akla geliyor.

Gençlere Çağrı: Aklınızı Kiraya Vermeyin

Geleceğin teminatı olan gençlerin, olaylara tek taraflı değil, çok boyutlu bakması gerekiyor. Fikirleriniz hangi yönde olursa olsun, doğru ile yanlışı ayırt etme sorumluluğunuz var. Birileri sizi mücadeleye çağırıyorsa, önce onların çocuklarının nerede durduğunu sorgulayın. Size verilen bilginin doğruluğunu araştırın, duygularınıza değil, aklınıza hitap eden verilerle hareket edin. Yanlışın yanında yer almak, günü geldiğinde en büyük pişmanlık olabilir.

Son Söz: Bu Ülke Hepimizin

Türkiye’nin güçlü kalabilmesi için, bireylerin ideolojik saplantıları bir kenara bırakarak milli birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerekiyor. Birileri halkı sokağa çekmek, iç kargaşa çıkarmak niyetindeyse, unutmamalıdır ki karşılarında ülkesini, devletini ve bayrağını korumaya hazır milyonlar var. Tarih, iç ve dış düşmanlara karşı verilen mücadelelerle doludur ve bu mücadele, yalnızca cephelerde değil, zihinlerde de sürmektedir.

Ey TÜRK gençliği! Hangi görüşten olursanız olun, sağduyunuzu kaybetmeyin. Bilgiye ulaşın, sorgulayın, adil olun. Bu devlet, bu vatan hepimizin. Ve unutmayın, başka Türkiye yok!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *