HODRİ MEYDAN
Geçen haftalar ve aylarda zaman zaman basın ve sosyal medyada çıkan direkt ve dolaylı madencilik faaliyetlerini hedef alan ilgili tüm açıklamalara bir cevap vermek şart oldu!
Neden derseniz? Gümüşhane ilinin özelliklede il dışından konunun uzmanı olmayan kişi, kurum ve STK’lar ile domine edilmeye çalışılması; beyhude bir çabayı andırıyor. Dış kaynaklardan üretilen eylem ve söylemlerin şehir ölçeğinde ciddi bir zemin bulamadığını söylemek, çok da yanlış olmaz diye düşünmekteyim. Neden denilirse? şehrin bazı erklerinin dönemsel sosyal medya ve basın açıklamalarına karşı şehir insanlarının tepki ve yorumlara bakıldığında, dinamiklerinin bu tür konularda ciddi eleştiri aldığı gözlemlenmektedir. Bu sebeple il dışından; bilgi, yetecek, güç, siyaset, bürokrasi ve kapitale sahip söylem ve eylem gerçekleştirmek isteyen aktivistlerin, gün itibari ile heybelerinin çok daha dolu, ispatlı, delilli, iş yapar ve çözer halde ortaya çıkmaları da ayrıca önem kazanmaktadır.
Örnek olarak geçen günlerde Gümüşhane ilinin yüzde 93 maden ruhsatlı adlı açıklama ve diğer benzer açıklamalara cevap olarak şunu belirtmekte fayda görüyorum. Yüzde 93 maden ruhsatı olmayacakta başka ne olacak anlamakta güçlük çekiyorum? Coğrafya kaderdir şiyarına ne oldu acaba? yeri geldiği zaman herkes tunç çağından bugüne madencilik faaliyetlerini ballandırarak anlatıyor ama!
Öyle ise; Antalya ilinin yüzde şu kadarı turizm alanı ve yüzde şu kadar kıyı şeridi, Konya ilinin yüzde şu kadarı tarım arazisi, Bursa ve Kocaeli illerinin yüzde şu kadarı sanayi bölgesi vs. vs. diye şikâyet mi edilmesi gerekli? Bilimsel açıdan bakalım; Turizm arttıkça kanalizasyon ve kimyasal atık artıyor, tarım alanları ve tarımda kullanılan zirai ilaçlar, biyoçeşitlilik etkiliyor, sanayi tesisleri sonucu ortaya çıkan gazlar, partiküller çevre ve insan sağlığına zarar veriyor vs. vs. tüm bunlar akademik yayınlar ve birçok çevresel etki değerlendirme raporlarında zaten açıklanmış ve ortaya koyulmuşken, memlekette tek sorun maden ruhsatları ve madencilik faaliyetleri gibi göstermeye çalışmak doğru ve çözüm odaklı bir yaklaşım mıdır?
Ezbere konuşanlar; sadece yapay zekaya bile sorsanız size vereceği cevap şudur; Dünyada maden arama ve araştırma faaliyetlerinde kabaca bir hesapla 1000 tane arama yapılan ruhsattan 1 tanesi ciddi bir maden ocağına dönüşmekte ve ekonomik katma değer yaratmaktadır. Gümüşhane ilinde dördüncü grup (IV grup) olarak tanımlanan kaç metalik madenler arama ruhsatı vardır acaba bilinmekte midir?
Madencilik faaliyetlerine yapılan bu tip eleştiriler hangi mantık ve mantalite ile veya hangi bilimsel ve akademik veriler ışığında ne tür sayısal altlıklar kullanılarak yapılmaktadır, anlamak mümkün değil! Yıllardır vurgulamamıza rağmen Gümüşhane ilinde madencilik faaliyetlerinin çevre, insan sağlığı ve bunların etkileri konulu resmi bir rapor, bir akademik çalışma vb. mevcutta var mıdır?
Dünyaya bakarsak; Suudi Arabistan Necran bölgesinde altın, bakır, çinko, kurşun madenleri işletilmektedir. Adamlar; dünyada kimsenin sahip olmadığı bir ibadet turizmi gerçeğine sahip ve bunun finansal getirisini artık çocuklar dahi bilmektedir. Hacılarımız bedava gitmiyor bu ülkeye demi? Şimdi adamlar kalkıp biz zaten ibadet turizminden, petrolden finansal getiriyi fazla fazla sağlıyoruz, metalik madenlerimiz işletilmesin diyorlar mı? Dünyanın en büyük altın madenlerine sahip Özbekistan Kızılkum çölündeki Muruntau Altın Madeni, Amerika Nevada Carlin Trend madenleri, emin olmamak ile birlikte Amerika altının %80 yakının bu alandan sağlandığı söylenir. Rusya Severo-Yeniseysky Olimpiada madeni, biyo-oksidayon teknolojisi kullanır. Dominik Cumhuriyeti Sánchez Ramírez Eyaleti, Eski Kasaba madenleri ve çevresinde 2040 kadar üretim hedefleri dahi konuşulmaktadır.
Başkasının çölü, eski kasabası, dağı taşı maden ruhsatları ile çevrili oluyor, uzun yıllardır yeni teknolojiler ile ciddi arama ve araştırma faaliyetleri yürütüyor ve bu madenler ile katma değere sahip oluyor da bizim “ŞEHER” olunca bu neden sorun oluyor anlamak mümkün değil!
Gün itibari ile Gümüşhane’nin onurlu madenci evlatları dünyanın dört bir yanında, kıtalar ötesinde madencilik faaliyetlerine ciddi katkı koyuyor ve isimleri madencilik tarihe yazıyorlar siz bunlardan haberdar mısınız acaba? bu iş sadece kanun, bilimsel çalışma, akademik bilgi, siyaset ve bürokrasiden ibaret de değildir. Memleketin çay ocaklarında, caddelerinde, ara sokaklarında dünyadaki en üst düzey maden operasyonlarında görev alabilecek yetkin, iş ehli madenci evlatlarının yaşadığını da bilmek gerekir. “Harabat ehlini hor görmeyin” Gümüşün hanesinde nice cevherler barındıran “defineye malik viranelerini” hatırlatırım size efendiler.
Siyaset, bürokrasi ve dış STK üçgeninde; ortasından nehir akan, hiç karnı acıkmayan, her istediği önüne gelen, 15’inde maaşı yatıp bu dünyada cenneti yaşayana, koltuklardan esip gürlemek kolaydır. Efendiler kalkın o koltuklardan ve caddeye çıkın artık. O zaman, hodri meydan; ister bu memlekette isterse dünyanın neresinde olursa olsun, akademisyen, eğitimci, bürokrat, siyasetçi kim olursa olsun memleketin kalbinde tam ortasında buyursun gelsinler. Bizler gerek bilimsel gerek ise sosyal açıdan tüm konuları her platformda tartışmaya varız. Hanenin yüzde 93 maden ruhsatı olunca Ankara da İstanbul da ne olacakmış konuşalım, bugüne kadar yüzde kaçı ruhsatlı idi bugünden sonra yüzde kaçı daha olsa ne olacakmış ölçelim, tartalım. Neredeyse metrekareye bir adet, müdür, başkan, bürokrat, akademisyen, siyasetçi vs. düşen bir şehirde, madencilik faaliyetlerinde topa girecek erkler aslın da belli ama şu an herkes de bir kafayı kuma gömme hali mevcut olduğu için iş başa düştü.
Bizler gün ve an itibari ile bu memleketin madenci evlatlarının yanında olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Siyasi ve bürokratik yok saymalarına karşı gücümüz ölçüsünde bugün ve yarınlarda çok daha fazla madenci kardeşlerimiz yanında olmaya devam edeceğiz. Çünkü; hak olan kutsal irade dışında unutulmuş, bir kenara atılmış, incinmiş bir madenciyi, oturmuş olduğu liyakat koltuğundan ne siyaset ne bürokrasi ne de dış STK gücü kaldırabilir. 1000 yıl önce de vardılar bundan sonra da var olacaklar.
Memlekete en yüksek katma değer oluşturan maden emekçilerine sonsuz saygı ve hürmetle.
Rasim Taylan KARA
Jeofizik Mühendisi, Jeoloji Yüksek Lisans Mezunu.
Ulusal Maden ve Kaynak Rezerv Raporlama Komisyonu UMREK Yetkin Kişisi