Gümüşhane’nin Halit Abisi
“Halit Huldi ZARBUN. Cumhuriyetin sessiz kuvveti”
Bazı insanlar vardır ki hayatta gürültüye hiç ihtiyaç duymazlar. Onlar devleti omuzlarında taşıyan, halkı kalbinde yaşatan, hatıraları şehirlerin taşına suyuna işleyen sessiz kahramanlardır.
Gümüşhane’mizin en vakur, en müstesna evlatlarından biri de hiç şüphesiz Halit Huldi ZARBUN dur. Adını saygıyla, hatırasını minnetle anmak boynumuzun borcudur. Çünkü o, silinmeyen, sönmeyen bir meşale, her yeni neslin umut dolu bakışlarında unutulmayan bir izdir.
1912 yılında Gümüşhane’de doğdu. Henüz Osmanlı'nın yıkılışına, Cumhuriyet’in doğuşuna tanıklık eden bir çağın çocuğuydu. 1939’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olarak Cumhuriyet’in adalet kadrosuna katıldı. Sessizdi, ama kararlıydı. 1946’da Demokrat Parti saflarında yer aldı ve 1950 seçimlerinde DP’den Gümüşhane Milletvekili olarak birinci sıradan Gazi meclise girmeyi başardı.
Yassıada’ya Uğramayan Bir İstikrar
Adnan Menderes Hükümetleri döneminde etkili bir siyasetçi olarak ünlenen vekillerden biriydi., Halit Bey farklıydı. 1957’de ülke genelinde CHP hezimete uğrarken Gümüşhane, Halit Bey'e sadık kaldı. Böylelikle o, Yassıada’nın hüsranına uğramadı, siyasi itibarını daima korudu. Ardından Milletvekili ve Cumhuriyet Senatosu Üyesi seçildi. 12 Eylül 1980 darbesi ile parlamento feshedilince, devlet bu kıymetli şahsiyetten yine vazgeçemedi; onu Danışma Meclisi üyeliğine davet etti. Her dönem görev, her makam ona yakıştı.
Siyaset Değil, Vefa ve Hizmet Adamı
Halit Huldi Zarbun, sadece bir hukukçu ya da siyasetçi değildi. O bir hizmet neferiydi, vefa timsaliydi. 2001 yılına dek fırsat buldukça Gümüşhane’yi ziyaret eder, biz gençleri çevresine toplar, yaşanmışlıklarını bizimle paylaşırdı. Ne buyurgan, ne de sahne arayan biriydi. O sadece anlatırdı; ama o anlatırken biz susar, bir Cumhuriyet devri geçerdi içimizden.
Eşi Nesrin Hanım ile birlikte Gümüşhane merkezde yaptırdığı Nesrin–Halit Zarbun Anaokulu ve yükseköğretim öğrencileri için “Halit ZARBUN öğrenci yurdu” geleceğe bıraktığı en zarif izlerden biridir. Ve bu fiziki yapılar sadece bir bina değil; onun bir vasiyetidir. Belki adını taşıyan bir cadde yok... Ama o, adını geleceğin çocuklarının kalbine yazdırmasını bildi.
Bu da ona ölümsüzlük için yeter de artar.
İlçelere yaptırdığı görkemli şadırvanlar, susuzluğa değil vefasızlığa cevap gibi yükseldi. Siyaset arkadaşlarını ve onların evlatlarını yıllar sonra bile arayıp sorması, kendine uzanan elleri hararetle sıkmasını bilen Halit baba gerçek bir gönül dostu idi.
Bir Soyad, İki Büyük Aydın
Halit Beyin Kelkit’lede ilişkisi vardı. Türkiye’nin medya patronu Sayın Aydın Doğan’la da akrabaydı. Biri hukuk ve devletin, diğeri ekonomi ve iletişimin yolcusuydu. Ama ikisi de Gümüşhane’den çıkıp Türkiye’yi etkileyen isimler oldu. Halit Bey’in bu soy bağı da onun yerel köklerini inkâr etmeyen bir büyüklük içinde yaşadığını gösteriyordu.
Sessiz Miras: Hatırlanmayı Bekleyen Bir Devlet Adamı
Bugün ne yazık ki onun ismini taşıyan bir cadde yok, heykeli dikilmemiş ne bir konferans salonunda ne de okul amfisinde resmi yok. Ama onun en büyük eseri, gönüllerde bıraktığı saygı ve devlette bıraktığı izdir. O, Gümüşhane için “bir vekilden öte, bir abi”, Türkiye için ise “anayasal vicdan” idi. Vekil Halit Zarbun, Senatör Halit Zarbun, Anayasa Mahkemesi Üyesi Halit ZARBUN ve Danışma Meclisi Üyesi Halit Zarbun ne Gümüşhane de ne de Türkiye de bu niteliklere sahip başka devlet adamı yok.
O yüzden diyoruz ki:
Halit Huldi Zarbun, Gümüşhane’nin Yüz Akı’dır.
Hem kitabımızda hem kalbimizde yaşatılması gereken bir değerimizdir...
Kapakta ilk sırayı alması da boşuna değildir. O yer, onun hakkıdır.
Gümüşhane 24.TEMMUZ.2025.
Yusuf SADIK. Eğitimci yazar-Gazeteci Emekli Milli Eğitim Müdürü.