Ara
Gümüşhane
Kapalı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28

BELEDİYELER VE İFTAR YEMEKLERİ!

YAYINLAMA:
Eski dönemlerde böyle olmamıştı.

Geçmişte de toplumun dini hissiyatlarını suistimal eden siyasiler görev alırdı.
Ancak yakın dost ve arkadaş yemekleri olurdu.
Özellikle son on yıldır bu meselenin de cılkı çıktı.
Kimileri on bin kişilik sokak iftarları verdi. Kimileri yirmi bin kişilik, kimileri de elli bin kişilik.                                                                                                                           
Küçük iller ve ilçeler, yerleşim yerleri düzene uyarak, boylarını aşan yemek ikramları yapmaktalar.
Ama hiç kimse, verilen bu iftar yemeklerinin parasının nereden karşılandığını düşünmedi, hangi bütçeden karşılandığını açıklamadı ve sormadı.

Özellikle Belediyeyi hangi parti kazanmışsa, her yemekte o partili tanıdık simalar başköşeye kuruluyorlar.
Sanki babalarının çiftliği, buralar hep onların, diğer insanlar dış kapının mandalı cinsinden.
İşte Türkiye'de demokrasi anlayışı.
O yüzden Türkiye hiçbir zaman bu demokrasiyi öğrenemeyecek.

Aklıma şairin dediği: ‘Yiyin beyler yiyin, tıksırıncaya kadar yiyin’ cümleleri geliyor.
Aklıma paraları kutulara doldurduklarını gören halkın, çalıyorlar ama olsun bir şeyler de yapıyorlar, sözleri geliyor.
Aklıma, yesinler, yiyorsa bizim Müslümanımız yiyor diyenler geliyor...
Ve aklıma devlete ve belediyelere verdiğimiz vergiler geliyor.
Bizim vergilerimiz nerelerde heba oluyor?

Ama yok, hayır, bu toplu yemekleri bilmem hangi zengin veriyormuş.
Bilmem hangi fabrikatör veya müteahhit veriyormuş.
Peki bu adamlar sonra o Belediyelerden hangi tavizleri alıyor, biliyor musunuz?
Kim kime beş, on, yirmi, elli, yüz bin kişilik yemeği karşılığını almadan verir?

Oysa bu gösterişten vazgeçilse, hakiki fakir ve ihtiyaç sahipleri bulunup bu paralar o insanlara harcansa daha iyi olmaz mı?
Bu yıl mahallemizde verilen yemeğe acaba o fakirlerden kaç tanesi katıldı?

(Samimi oruç tutanları ayrı tutarak)
Çünkü yemek veren de aklı sıra siyasi reklam yapıp kazanıyor, bedava yiyen de aklı sıra kazanıyor düşüncesinde.

Oysa yüz binlere bedava yemek verenler Sevgili Peygamberimizin gösterişi hiç sevmediğini bilmiyorlar mı?
Elbette biliyorlardır...
Kimin malını kime, babasının malı gibi dağıtıyorlar acaba?
Kaç tanesi kendi parasıyla bu sofraları kuruyor?

Özellikle iktidar belediyelerinin devlete ve özele çok borcu var.
Bu borçlar neler yapılarak meydana gelmiştir?
Neden ödenmiyor?
Bilen, duyan, açıklayan olmadı.
Zaten soran da olmadı, isteyen de.
Her şeyimizin metalaştırıldığı Allah’la kul arasında olması gereken tertemiz inancımızın, kişisel çıkarlara alet edildiği bu karanlık günlere kaldı ülkemiz.

Açıkça ülkemiz bölünmeye ve karanlıklara doğru gidiyor.
Bunu görmemek, kör ve sağırlığa delalettir.
Yüce Mevla’m ışığını esirgeme bizlerden ve ülkemizden... Amin.
Saygılarımla...
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *