15 TEMMUZ’UN YIL DÖNÜMÜNDE AK PARTİ AR-GE BİRİM BAŞKAN YRD. SN.MAHMUT SAMİ MALLI İLE SÖYLEŞİ…

O kâbus dolu gecenin üzerinden geçeli 1 yıl oldu… Ülke olarak, millet olarak büyük bir badire atlattık. Allah bir daha böyle günler bizlere göstermesin. Konu ile ilgili olarak Ankara Eski Milletvekillerinden, Ak Parti Ar-Ge Başkan Yardımcısı değerli hemşerimiz Sn. Mahmut Sami MALLI’ya geçen 1 yılı sorduk.
Sn. MALLI, kalkışmanın üzerinden bir yıl geçti. Bu zaman zarfında fetö ile yapılan mücadelede gelinen noktayı ve ABD faktörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
“ Bugün karşı karşıya olduğumuz fetö terör örgütü 40 yılı aşan uluslararası bir yapıya sahip birçok ülke tarafından açık şekilde desteklenen ve hala kollanan bir örgüttür. Yapıyı bu şekilde ele almak, resmin tamamını görmek gerekir. Bu çirkin, alçak, tarihin görmediği bir yapıyı bir yılda çözmek, bu kalleş yapı ile kısa sürede bu kadar başa çıkmak gerçekten bir başarı. Tabi ki yetmez, mücadele her alanda devam ediyor. Liderimiz, Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde her kesim, her yurttaş üzerine düşeni yaptıkça başarı daha kısa sürede gelecek inşallah.
Fetönün siyasi ayağı kendini belli etmeye başladı ve siyasi ayakta da incelemeler başladı. Bugün tablo açıkça ortada: CHP ve HDP’ye baktığımızda fetönün siyasi ayağını net bir şekilde görebiliyoruz.
Emniyet teşkilatımız başta darbe girişiminde 15 Temmuz da üstün bir başarı gösterdi. Hala da çok başarılı çalışmalar yapmaktadır. Emniyet teşkilatı bizim için çok değerli ve de önemlidir. Kurumlarımız gerektiği yerde gerekli mücadeleyi fazlası ile fedakârca vermektedir.
O kurum bu kurum diye ayrıştırmadan mücadeleye devam etmekteyiz.
15 Temmuz gecesini bizzat eşi, babası, kardeşi tüm ailesi ile tanklara karşı durarak yaşayan bir kardeşiniz olarak diyorum ki: bizimle dünya uğraşmaktan vazgeçsin bizde lider Recep Tayyip Erdoğan oldukça başaramayacaklar, bir gece her gün bu ülkeyi ailece savunur ailece koruruz.
Yenikapı ruhunu biz toplumda yakaladık, bugün fetöye destek sıfırdır. Toplum Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde kilitlenmiş durumda. Yenikapı ruhunu biz korumaya devam ediyoruz. CHP ne yaparsa yapsın bozamayacak.
15 Temmuz gecesi Türkiye batılı güçler önderliğinde bizim gibi görünüp de bizden olmayanlar tarafından işgal edilmek üzereyken Allah’ın yardımıyla dökülen 248 şehidin kanıyla bugünlere ulaştı.
ABD açısından süreci değerlendirecek olursak; havanın durumunu koklayarak Türk Hükümetine geciken destek açıklamasını yapan ve önce suçlayan sonrasında ise özür dileyen çeşitli açıklamalarla karşımıza çıkan ABD Türkiye için “güvenilirliğini” sorgulatan bir ülke konuma gelmiştir.
FETÖ’nün 15 Temmuz tarihinde ülkemizde gerçekleştirdiği başarısız darbe girişiminde  ABD, süreci her zaman olduğu gibi bu kendi işine geldiği şekliyle yorumladı.
ABD medyası da ondan geri kalmadı 15 Temmuzu önemsemeyerek bir iki cümle ile geçiştirmekte yetindi.
Hatırlasanız ABD büyükelçisi darbe ile ilgili ABD'nin ne önceden ne de sonrasında bir haberi olmadığına yönelik komik açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de yapılacak her bombalı ve terörist saldırı öncesinde vatandaşlarını günler öncesinden uyaran ABD'nin bu darbeden nasıl haberi olmaz? Buna kim inanır?
Darbe girişiminin baş mimarı olan fetö'yü koruması ve iadeye yanaşmaması başka ne ile açıklanabilir?
ABD Başkanı Donald Trump Temmuz 2016'da New York Times'a verdiği röportajda Başkan seçilmesi halinde Türkiye gibi müttefik ülkelerde yapıldığı öne sürülen insan hakları ihlallerine müdahale edip etmeyeceğine dair soruyu yanıtlarken çok ilginç ifadeler kullandı.
ABD'nin başka ülkelere baskı yapmadan önce "kendi bozukluklarını düzeltmesi" gerektiğini ifade eden Trump "Bence başkalarına nutuk atma hakkımız yok, ülkemizde olup bitene bir baksanıza! Birileri polis memurlarını soğukkanlılıkla vururken nasıl başkalarına ders verebiliriz? "dedi.
Trump, Başkan seçilmeden önce ABD'nin yaptığı haksızlıkları en ağır şekilde eleştirirken seçildikten sonra Ortadoğu ülkelerini ziyaret ederek fitne ateşini yaktı. Trump aslında kendi ülkesindeki hukuksuzluklarının üstünü örtme derdinde. Trump'ın geçen ay 150 milyar dolarlık silah satışının ardından Katar'ın ABD'den silah ve uçak alması da çok önemli bir olay.
ABD'nin esas amacı kanayan bir Ortadoğu oluşturup bu sayede cebini doldurmasıdır. Nitekim 2016 verilerine göre de ABD'nin dünya silah ticaretinde %33 paya sahip olması da bunu doğruluyor.
Yeni Türkiye vizyonuna dışarıdan baktığımızda Türkiye'nin gerek sahip olduğu coğrafya gerekse üstlendiği misyon, İslam ülkelerinin liderliği konumu imajı taşıdığı için Batı'da bir korku oluşturmakta.
Tarihimize baktığımızda bu bölgeyi 600 sene boyunca ecdadımız yönetti ve yönettiği zaman hiçbir ülkede kötü bir imaj bırakmadı. Çünkü bizim "fetih" anlayışımız hiçbir zaman bir "işgal" olmamıştır.
Bugün Türkiye’nin Ortadoğu politikasının en önemli amacı bölgede barışın ve istikrarın sağlanmasıdır. Bu hedef doğrultusunda bölgedeki etkin güçlerle sivillerin hakkını gözeterek çözüm oluşturmaktır.
ABD Ortadoğu'ya ilk geldiği zaman adaleti getireceğim diye vaat etmişti. Geldiğimiz bu günde Ortadoğu'da bırakın barışı, içişlerine karışmadığı ülke bırakmadı. Bölgede bir tek Türkiye’nin ayakta dik bir şekilde kendinden emin durması, batılı ve dış güçlerin oyununu bozmaya yetiyor. Türkiye’nin bu dik duruşundaki mimari hiç şüphesiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan sayesinde olmuştur. “Kefenimizle çıktık biz bu yola” söylemini 15 Temmuzda tüm dünya bir kez daha görmüş oldu. Ülkemizdeki her kesim tarafından rahatça görülmese de dışarıdan özellikle 15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin bu dik duruşu ve Ortadoğu’da üstlendiği misyon, dağınık ve birbirinden kopuk halde bulunan Müslüman ülkeler için bir umut ışığı olmuştur.  İster istemez batılı dış güçler Ortadoğu’nun ve Müslüman ülkelerin tekrar Türkiye çatısı altında bir birliktelik içerisinde birleşme ihtimalini bile dile getirmekten korkar olmuşlardır. Trump'ın röportajında da belirttiği gibi ABD kendi içinde birçok iç sorunlarla karşı karşıyadır. Keza aynı şekilde Avrupa ülkeleri İspanya, İtalya, Yunanistan gibi ülkelerde birçok kere halk olayları cereyan etmektedir. İngiltere’nin birlikten ayrılma kararı alması da Batıdaki çatlağın büyüklüğünü artırmıştır ve attırmaya da devam edecektir.
Bu sebeple ABD ve batılı güçler Ortadoğu’da güçlenen ve barış ortamı içinde olan bir Türkiye’yi istemeyeceklerdir. Bunu yıkmak için gerek terör örgütleri gerek illegal yapılanmalara destek ile olsun gerekse finansal oyunlar ile bizi ve bölgemizi karıştırmak için ellerinden geleni yapacaklardır.”
Sn. MALLI’ya söyleşi için teşekkür ediyoruz.
Sevgi ve Saygılar.

YORUM EKLE