Yazar
2014 YILINI EHL-İ BEYT'LE UĞURLARKEN...
YAYINLAMA:
Yaklaşık bir aydan fazla oldu Yeni Mesaj Gazetesinin ülke çapında başlatmış olduğu anlamlı bir hizmet var.Gazetenin yazar kadrosu adeta bir seferberlik havasında ülkemizi il il, ilçe ilçe hatta belde ve köy köy dolaşarak "İslamı Kuşatan Fitneler ve Tevhidin Merkezi Ehli Beyt" mayasını Anadolu insanımızın gönül dünyasına nakış nakış dokumaya devam ediyor.
Son günlerini yaşadığımız 2014 yılı içerisinde yakın coğrafyamızda özellikle ortadoğuda din adına (!) işlenen cinayetleri,kafa kol kesmeleri görünce Ehli Beytten ne kadar uzak olduğumuz, dolayısıyla bu kutsal davayı anlamanın ve ona sarılmanın, yolunda yürümenin ne kadar elzem olduğunu bu paneller sayesinde bir kez daha öğrenmiş olduk.
Gümüşhane ve Eskişehir özelinden konuşursak her hafta sonu farklı bir merkezde yurttaşlarımızla bir ve beraber olunuyor. Gümüşhane il merkezinden sonra Torul, Şiran ilçelerimizde yapılan panellerle birlikte halkımızla aramızda dostluk köprüleri kurup geleceğe ümitle bakıyoruz.
Bu paneller sayesinde Ehli Beyt sevgisi böylesi anlamlı buluşmalara ev sahipliği yaparak, sevginin ve muhabbetin gönülden gönüle yol bulup akmasıyla devam ediyor dostlarım.
Peki biz Türk milleti olarak Ehli Beyt ile nerde ve nasıl tanıştık dilerseniz buna bir kaç cümle ile değinelim.
Yüce Türk Milletinin İslamlaşması Ehl-i Beyt kanalı ile olmuştur.
Kerbela’da Hz.Hüseyin’in şehit edilmesinden sonra, Hz. Peygamberin (sav) torunları Türkistan’a göç ettiler. Horasan ve Maveraünnehir’e yerleştiler
İmam-ı Hasan’ın (a.s.) ve İmam Hüseyin’in (a.s.) soyu 8. y.y. başlarından itibaren İran, Horasan, Daylam, Tabaristan, Türkistan bölgesine yayılmışlardır.
Bundan sonra başlayan süreçte ehlibeyt imamlarının Türkleri İslam’a daveti büyük bir muhabbet ile gerçekleşmiştir.
İmam Musa Kazım ve oğlu imam Rıza Horasan bölgesinde yaşamış ve kendileri ve çocukları yerli hakla evlenmişlerdir. İmam Zeynel Abidin’in ve İmam Cafer’in soylarının Türklerle yakın ilişkileri olmuştur. İmam Naki ise Samarra bölgesinde Türklere İslam’ı tebliğ etmiştir.
Yani Türklerin Kuran’ı öğrenmeleri, Hz. Peygamberin sünnetini ve İslam’ı kavramaları hep Ehli Beyt İmamları kanalı ile olmuştur.
Anadolu’nun İslamlaşmasında ve Türkleşmesinde en önemli isim Hoca Ahmet Yesevidir. Yesevi; Belh, Buhara ve Horasan tarafından gelen erenleri bu coğrafyalara yerleştirmiştir.
Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Sarı Saltık, Geyikli Baba, Abdal Musa ve Horozlu Dede gibi alperenleri Anadolu’ya göndermiştir.
Hacı Bektaş-ı veli bu hareketin öncülerindendir.
Soyu baba tarafından İmam Musa Kazım’a (a.s.) uzanmaktadır anne tarafı ise Türkmendir. Anadolu ehlibeyt anlayışı ile önce İslamlaşmış ve sonra Türkleşmiştir. 1071 Malazgirt meydan muharebesi ile maddi fetih yapılmıştır. Manevi fütuhat ise Ehli Beyt soyundan gelen Hacı Bektaş-ı Veli ve alperenler eliyle gerçekleşmiştir. Türk milleti Hacı Bektaş mayası ile İslam medeniyeti, kültürü, maneviyatıyla var olmuştur.
Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu döneminden, Yavuz Sultan Selim zamanlarına kadar geçen süreçte Ehl-i Beytin nefesi himmeti bu coğrafyadayken; bundan sonra ehlibeyte sırtını dönen anlayış Osmanlının da sonunu hazırlamıştır.
Geçmişte olduğu gibi, Türk-İslam dünyasının yeniden gerçekleşecek hakimiyeti, Ehlibeyt merkezli Türk-İslam medeniyetinin yeniden inşası ile mümkündür.
Yazdığı Ehl-i Beyt eserleri, ekibi ile birlikte hazırladığı Ehl-i Beyt kongreleri ve doyumsuz sohbetleriyle Alevi, Sünni, Caferi, Şii bütün Müslümanları Ehl-i Beyt sevgisi etrafında buluşturan Prof. Dr. Haydar Baş icra ettiği rehberlik ile sağladığı birlik beraberlik ile toplumun yolunu aydınlatan irşat görevlisidir. Kendisine milli ve dini bütünlüğümüzü sağladığı ve bizleri Ehl-i Beyt gemisine bindirdiği için şükranlarımı sunuyorum.
2014 yılını Ehli Beyt panelleriyle uğurlarken bizler, mezhebi ne olursa olsun ışığını Ehl-i Beytten ve onların varislerinden alan samimi Müslümanlarız. Rabbim Onlara layık eylesin.
--------
2015 Yılının sağlık ve mutluluk getirmesi dileklerimle yeni yılınızı tebrik ederim.
Son günlerini yaşadığımız 2014 yılı içerisinde yakın coğrafyamızda özellikle ortadoğuda din adına (!) işlenen cinayetleri,kafa kol kesmeleri görünce Ehli Beytten ne kadar uzak olduğumuz, dolayısıyla bu kutsal davayı anlamanın ve ona sarılmanın, yolunda yürümenin ne kadar elzem olduğunu bu paneller sayesinde bir kez daha öğrenmiş olduk.
Gümüşhane ve Eskişehir özelinden konuşursak her hafta sonu farklı bir merkezde yurttaşlarımızla bir ve beraber olunuyor. Gümüşhane il merkezinden sonra Torul, Şiran ilçelerimizde yapılan panellerle birlikte halkımızla aramızda dostluk köprüleri kurup geleceğe ümitle bakıyoruz.
Bu paneller sayesinde Ehli Beyt sevgisi böylesi anlamlı buluşmalara ev sahipliği yaparak, sevginin ve muhabbetin gönülden gönüle yol bulup akmasıyla devam ediyor dostlarım.
Peki biz Türk milleti olarak Ehli Beyt ile nerde ve nasıl tanıştık dilerseniz buna bir kaç cümle ile değinelim.
Yüce Türk Milletinin İslamlaşması Ehl-i Beyt kanalı ile olmuştur.
Kerbela’da Hz.Hüseyin’in şehit edilmesinden sonra, Hz. Peygamberin (sav) torunları Türkistan’a göç ettiler. Horasan ve Maveraünnehir’e yerleştiler
İmam-ı Hasan’ın (a.s.) ve İmam Hüseyin’in (a.s.) soyu 8. y.y. başlarından itibaren İran, Horasan, Daylam, Tabaristan, Türkistan bölgesine yayılmışlardır.
Bundan sonra başlayan süreçte ehlibeyt imamlarının Türkleri İslam’a daveti büyük bir muhabbet ile gerçekleşmiştir.
İmam Musa Kazım ve oğlu imam Rıza Horasan bölgesinde yaşamış ve kendileri ve çocukları yerli hakla evlenmişlerdir. İmam Zeynel Abidin’in ve İmam Cafer’in soylarının Türklerle yakın ilişkileri olmuştur. İmam Naki ise Samarra bölgesinde Türklere İslam’ı tebliğ etmiştir.
Yani Türklerin Kuran’ı öğrenmeleri, Hz. Peygamberin sünnetini ve İslam’ı kavramaları hep Ehli Beyt İmamları kanalı ile olmuştur.
Anadolu’nun İslamlaşmasında ve Türkleşmesinde en önemli isim Hoca Ahmet Yesevidir. Yesevi; Belh, Buhara ve Horasan tarafından gelen erenleri bu coğrafyalara yerleştirmiştir.
Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Sarı Saltık, Geyikli Baba, Abdal Musa ve Horozlu Dede gibi alperenleri Anadolu’ya göndermiştir.
Hacı Bektaş-ı veli bu hareketin öncülerindendir.
Soyu baba tarafından İmam Musa Kazım’a (a.s.) uzanmaktadır anne tarafı ise Türkmendir. Anadolu ehlibeyt anlayışı ile önce İslamlaşmış ve sonra Türkleşmiştir. 1071 Malazgirt meydan muharebesi ile maddi fetih yapılmıştır. Manevi fütuhat ise Ehli Beyt soyundan gelen Hacı Bektaş-ı Veli ve alperenler eliyle gerçekleşmiştir. Türk milleti Hacı Bektaş mayası ile İslam medeniyeti, kültürü, maneviyatıyla var olmuştur.
Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu döneminden, Yavuz Sultan Selim zamanlarına kadar geçen süreçte Ehl-i Beytin nefesi himmeti bu coğrafyadayken; bundan sonra ehlibeyte sırtını dönen anlayış Osmanlının da sonunu hazırlamıştır.
Geçmişte olduğu gibi, Türk-İslam dünyasının yeniden gerçekleşecek hakimiyeti, Ehlibeyt merkezli Türk-İslam medeniyetinin yeniden inşası ile mümkündür.
Yazdığı Ehl-i Beyt eserleri, ekibi ile birlikte hazırladığı Ehl-i Beyt kongreleri ve doyumsuz sohbetleriyle Alevi, Sünni, Caferi, Şii bütün Müslümanları Ehl-i Beyt sevgisi etrafında buluşturan Prof. Dr. Haydar Baş icra ettiği rehberlik ile sağladığı birlik beraberlik ile toplumun yolunu aydınlatan irşat görevlisidir. Kendisine milli ve dini bütünlüğümüzü sağladığı ve bizleri Ehl-i Beyt gemisine bindirdiği için şükranlarımı sunuyorum.
2014 yılını Ehli Beyt panelleriyle uğurlarken bizler, mezhebi ne olursa olsun ışığını Ehl-i Beytten ve onların varislerinden alan samimi Müslümanlarız. Rabbim Onlara layık eylesin.
--------
2015 Yılının sağlık ve mutluluk getirmesi dileklerimle yeni yılınızı tebrik ederim.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *