Ara
Gümüşhane
Kapalı
3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28

BAŞKENT'TE DÖRT MEVSİM, TÜRBİNLER BOŞ HER MEVSİM

YAYINLAMA:
Takvim yapraklarına göre geçen hafta sonu kış soğuklarının sonu olacaktı. Eskilerin bir bildiği varmış demek ki demeden kendimizi alamadık. Geçen hafta sonu Ankara'da dört mevsimi birden yaşadık. Çankaya'nın arka sırtlarında kar lapa lapa yağdı üzerimize, dikmene doğru geçerken dolu, dolu dolu yağdı. Anıtkabir'e geldiğimizde Güneş yüzünü bize göstermişti. Eskişehir yolunda ise yağmur sicim gibiydi. Bu yıl Ankara'da hiç böyle bir hava yaşamamıştık. Yine O gün Gümüşhane Torul Gençler Birliği'nin Milli Piyango ile voleybol maçı vardı ve Türbinler yine sessizdi, böyle bir sessizlikte nereye kadar...

Cumartesi Günü Voleybol 1.ligindeki temsilcimiz Gümüşhane Torul Gençler Birliği'nin maçı vardı. Maçtan önceki gün Türker Yeniçeri kardeşimiz yine her zamanki gibi mesaj atarak tüm hemşerilerini maça davet ediyordu. O gün bizim bacanak ve baldız İstanbul’dan ziyaretimize gelmişlerdi. Bacanağı ve çocukları alıp maça gittik. (Misafir var deyip bahanelere yatmadık) Türbinlerde 20-25 kişi ya vardı ya yoktu. Hiç bir maçı es geçmeyen İfran Turgay, Sabri Balaban, Türker Yeniçeri her zamanki yerlerindeydiler. Evren Özdemir, Mutlu Gürler, Baki Turan Tuncel, Erol Tekçe yan yana oturuyorlardı. İzmir'den Ankara'ya gelmiş olan değerli hemşerimiz Erdem Üçüncüoğlu da hemen önümüzde "Haydi Torul "diyerek tempo tutuyordu. Ankara'daki Gümüşhaneliler için bu kadar az bir sayıda taraftar-seyirci topluluğundan çok daha fazlası olmalıydı, her zaman ki türden ifadelerle ama eldeki mevcut buydu. Gerçi takımında coşkulu oynadığı söylenemezdi. Onlarda kazanma adına az bir inanç olmuş olsaydı türbinlerdeki 25 kişinin aslan kesilmesi içten bile olmazdı. Ha bu seti alırız ha öbür seti derken vasatın altında bir oyun ile mağlup oluyorduk. Başkent'teki son maçtan yenik ayrılıyorduk. Yenik ayrılan sadece voleybol takımı değildi. Başkent'teki tüm hemşeri dernek, vakıf, hemşeri vs. lerde sahadan yenik ayrılıyordu.

2-5 Mayıs tarihleri arasında Ankara'da meydanlara çıkacaklara o zaman soracaklar, Türbinlerde 20-25 kişinin olduğu maçlarda sizler nerelerdeydiniz? İşimiz gücümüz olabilir o gün müsait olmayabiliriz ama her seferinde de olmaz ki... Biri olmaz öbürü olur yine de Türbinler boş kalmazdı. Başka zamanlarda fotoğraf karesine girebilmek için kafasını sağdan soldan sokmaya çalışanlar için o gün o türbinlerde hiç olmayacak kadar geniş bir alan vardı. Birileri orda olmadığı için araya kafa sokmaya gerek yok diye düşünülüyorsa artık onu da dar kafalılara sormak gerekir... Bu bir utanç mıdır? Evet, O da anlayana. At deriliyim diyene söz nafile...

Sevgi ve saygılar...
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *