ESKİŞEHİRDE REFERANDUM İZLENİMLERİ…

Bu satırları kaleme aldığım birkaç saat öncesiydi. Eskişehir kent merkezinde kurulan “Evet-Hayır” çadırlarının önünden geçerken gördüklerim dikkatimi çekti.
“Evet” çadırlarından çıkan vatandaşlarımız “Hayır” çadırlarını ziyaret ederek karşılıklı görüş alış verişinde, ellerinde telefonları ile öz çekim yapıyorlardı.
Daha düne kadar birbirlerini hainlikle itham eden hastalıklı bir zihniyetin geldiği bu nokta önemliydi.
Belli ki söylenen o çirkin yakıştırmaların, sözlerin yanlış olduğunu anlamış olmalılar ki böyle bir görüntü verilmeye başlandı tüm yurtta.
İl Merkezinde birbirine çok yakın mesafede kurulan iki çadırdan yükselen müzikler yoldan geçen vatandaşların da hayli dikkatini çekmiş olmalı ki çadırlar etrafında kalabalık topluluklar gözüme ilişti.
Ellerinde Türk bayraklarıyla çadırlar arasında mekik dokuyan yurdum insanını görünce inanın çok mutlu oldum.
Bu sürecin ilk başladığı gergin günler yerini uzlaşıya, barışa ve kardeşliğe bırakmışa benziyor.
Özlediğimiz ve beklediğimizde bu tablo değil mi? dostlarım. Aksi davranış söyleyen kimin işine yarar?
Eskişehir de gördüğüm bu tablo inanıyorum ki yurdun dört bir yanında da böyledir.
Son günlerde yazılı ve görsel basından gördüğümüz kadarıyla Eskişehir milletvekilleri adeta bir birlerine nazire yaparcasına referandum çadırlarını ziyaret ederek, kamuoyuna birlik beraberlik mesajları veriyorlar.
Bu görüntüler; biraz geç kalınsa da, referandum süreci boyunca hasar gören toplumun sosyal fay hatlarındaki kırılmaların, kutuplaşmaların ve dahi ayrışmanın panzehri dostlarım.
Geriye dönüp baktığımızda doksandört yıllık cumhuriyet tarihinde tüm zorlukları birlik ve beraberlik ruhu ile aşıp bugünlere gelmedik mi?
Anayasa değişikliği içeriğine hiç girmeden birbirimizi anlamaya, saygı göstermeye, kısaca bu coğrafyada var olmak istiyorsak bu milli ve manevi bağların güçlü olmasına ihtiyaç var.
Görüşü ne olursa olsun sorumluluk sahibi kişilerin daha duyarlı davranarak karşısındakini ötekileştirip ayrıştırmadan, kırıcı tartışmalara girmeden, muhatabını incitmeden hareket etmelidir. Evet diyende Hayır diyende bu vatanın evladı.
Dört tarafı hainlerle çevrili Anadolu coğrafyasında bu ruha ihtiyaç var.
Eğer etrafınızda bu türden insanlar varsa kısa zamanda yanınızdan yörenizden uzaklaştırmanız tavsiyemdir dostlarım.
Eskişehir seçim süreçlerinde gösterdiği diyalog ve hoş görüsü ile Türkiye’ye örnek olabilecek nitelikte bir şehirdir.
Yunus Emre’nin “sevgi ve hoşgörü” kenti Eskişehir, birbirine zıt düşüncedeki bireylerin birbirine karşı saygı ve sevgi duydukları demokrasinin -diyebilirim ki- doya doya yaşandığı kentlerin başında gelir.
Eğitim seviyesinin üst düzey olduğu kentte, hiçbir zaman siyasi rakibini mağlup ederek savaş kazanmış komutan edalarını göremezsiniz.
Sosyal ve kültürel hayatın yoğun yaşandığı Anadolu’muzun orta yerindeki bu medeniyet kentinde, tüm seçimler neşe ve olgunluk içerisinde geçmektedir.
Yaklaşan referandum sürecini de bu düşünce düzleminde görmekteyiz.
Referandumda evet veya hayır demek bir tercihtir. Ama herkesin kişisel tercihi. Aynı zamanda bir sorumluluktur.
17 Nisan sabahı sonuç ne olursa olsun aynı komşularımızla, aynı sosyal ve kültürel çevremizle ve dahi iş arkadaşlarımızla yüz yüze geleceğiz.
İşte o gün geldiğinde keşke söylemeseydim diyebileceğiz tutum ve davranışlardan uzak durmak dileklerimle Hünkâr Hacı Bektaşi Veli’nin anlamlı bir sözüyle yazımızı tamamlayalım. “İncin sende incitme…”
Bu anlamlı cümleyi referandum günlerinin son saatlerinde önümüze koyarak, çevremize karşı sorumluluğumuzun farkında, ülkemizin birlik ve beraberliği için kadim medeniyetimizin, şanlı Türk tarihimizin bize öğrettiği öğretiler ışığında şartlar ne olursa olsun incinsen de incetme diyoruz….

YORUM EKLE