GÜMÜŞHANE-BAYBURT ÜZERİNE

Babaannemin Bayburtlu olmasından olsa gerek ki Bayburtlululara karşı her zaman bir sempatim olmuştur. Ne zaman bir Bayburtlu hemşerimle karşılaşsam aklıma onlara yakıştırılan fıkralar gelir. Çoğu yakıştırma olan bu fıkralar aslında Bayburt için bir kültürel obje ve değerdir. Bayburtlularda bunun farkında olacaklar ki bu tür obje ve değerleri çok yerinde kullanmakta ve değerlendirmektedirler.

Ben ne zaman bir Bayburtlu görsem hemen kendisine dönerek derim ki;

“Siz bizim koskoca bir ilçemizdiniz. Şimdi küçük bir ilsiniz. Mutlu musunuz?”

Gümüşhane 15 Şubat Çay Ocağına Bayburtlu bir grup gelmişti. Hiç unutmam en öndeki Bayburtlu garsona şöyle seslenmişti;

“Hemşerim habu arkadaşlara çay getür, tezeyse been de getür!”

Bayburtlular her olayı bir fırsata dönüştürmekte son derece zekiler ve bu durumu Bayburt lehine çevirmekte mahirler. Örnek isterseniz okuyun o zaman. Bayburtlu sanatçı Ercan Saatçi zamanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ulaşarak;

“Efendim vakti zamanında Bayburt’a Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konser yapmak için gelir. Konser sonunda televizyon için röportaj yapan arkadaş halkımıza mikrofon tutmuş konser ile ilgili duygu ve düşünceleri alıyor. Mikrofonu yaşlı bir Bayburtluya uzatan muhabir;

“Nasıl efendim orkestrayı nasıl buldunuz?” diye sorduğunda amcamız da;

“Volla kardaşım. Bayburt Bayburt olalı beyle zulüm görmedi” demiş. Şimdi efendim aynı orkestrayı ve sizi Bayburt’umuza bekliyoruz demiş. Ve Abdullah Gül en yakın zamanda orkestra ile birlikte Bayburt’u ziyaret etmişti.

Gümüşhane 15 Şubat ile Bayburtspor maçı Gümüşhanespor’un 7-1 lik skoru ile bitmişti. Bayburt’a dönen taraftara başka bir Bayburtlu maçın skorunu sorunca bizimki;

“Valla toprağım. Yedi dene yedük emme bi denede bastuk” demiş.

Gümüşhane SGK Müdürü Aytaç Üzülmez beni her gördüğünde hemen atılır ve;

“Allahıyin seversen biyen Bayburt fıkrası anlatma” derdi ama dayanamaz hemen bir tane isterdi. Bende; Müdürüm inanmayacaksın ama Bayburt’ta şu olayı yaşadım. Mezar yapımı için Bayburt’ta siparişi verdik Çoruh Lokantasına gidiyoruz. Plakası 69 T 0029 olan taksiyi görünce yanımdakine;

“Aha bir hemşerimize rast geldik” dedim. Taksici ne dese beğenirsiniz;

“Niye biyen sögirsen!”

Vallahi yaşadıklarımı yazsam bir kitap olur. Müdürümde gitmiş Bayburt’ta o taksiciyi bulmuş bu olayı anlatmış. Taksici bu sefer de; “Vallaha biyen iftira ediyir. O gerten de degül” demesin mi?

İşin şakası ben kendileriyle bu kadar barışık, memleketine bu derece bağlı, kültürlerine sahip çıkan ve bu kültürü yaşatan Bayburtluları inanın çok seviyorum. İnsan onurunu kırmayan ve yüzümüzde bir tatlı tebessüm bırakan bu güzel hatıraları inşallah ileride kitap yapmayı düşünüyorum.

Tüm İslam ve Türk âleminin mübarek Kadir Gecesi’ni tebrik ediyor; dünyanın dört bir köşesinde akan mazlumların kanı içinde tüm zalimlerin boğulmaları için bu kutsi gecede tüm inananları samimi bir duaya bekliyorum.