TEMA'dan Çevre Günü Açıklaması

TEMA Vakfı Gümüşhane Temsilcisi Yusuf Oral, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle yaptığı açıklamada Gümüşhane’nin gerek yönetimlerin denetim yetersizliğinden, gerekse duyarsız insanların varlığından ciddi manada çevre sorunu yaşadığını, riske atılan insan sağlığı ve biyolojik yaşamın dikkate alınmadığını söyledi.

TEMA'dan Çevre Günü Açıklaması
TEMA Vakfı Gümüşhane Temsilcisi Yusuf Oral, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle yaptığı açıklamada Gümüşhane’nin gerek yönetimlerin denetim yetersizliğinden, gerekse duyarsız insanların varlığından ciddi manada çevre sorunu yaşadığını, riske atılan insan sağlığı ve biyolojik yaşamın dikkate alınmadığını söyledi.

Üzerinde yaşadığımız toprakların tüm canlılarla beraber ortak yaşam alanı olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Oral, “Mevcutta devam eden madencilik faaliyetleri bunun bir göstergesi olup , sektörde kullanılan kimyasallar ciddi manada tehdit oluşturmaktadır. Örneğin atık barajı aylar önce dolmasına rağmen üretime devam edeilen Karamustafa köyü madeninin halen faaliyete devam etmesi ilgili müdürlüklerin ve Vadide dilden dile dolaşan atıkların dereye verildiği söylentisine rağmen tepki göstermeyen vadi halkının sorumsuz davranışından ibarettir. Biyolojik çeşitliliği korumak adına üst düzey önlemler almamız gerekirken yok ettiğimiz ve endemik bir türümüz olan  Mastra Çok Gözlüsü kelebeği de mastra madeninin verdiği tahribatın sadece bir örneğidir. Mevcutta bu kadar madencilik faaliyeti sürdürüldüğü halde ilimizin maden sahası ilan edilmeyen dağı kalmadığı gibi bu sahalar tüm doğa turizimimizi tehdit eder duruma gelmiştir.  Özellikle İkisu-Tarsun arasında bulunan köy halkı etkileri derinden yaşamakta ve insanların tedirginliği her geçen gün artmaktadır. Altın madenciliğinin yanı sıra ilimiz genelinde her geçen yıl sayısı artmaya devam eden taş ocakları da çevresel etkilerine bakıldığında büyük tahribatlara yol açmaktadır. Özellikle akşam saatlerinde üretimlerini hat savhaya ulaştıran bu tesisler çıkan toz için önlem almamakta ve yakınında yaşayan insanlar bu duruma ne yazık ki duyarsız kalmaktadırlar. Madencilik faaliyetlerinin yanında yapımına devam eden ve yapılması planlanan HES'ler de ilimizi ciddi manada çevresel felakete sürükleyen bir diğer unsurdur. Kopuz vadisini mahfeden bu sektör gözü Artabel Tabiat Parkının eteklerine yani Çit Deresi ve Musalla Deresine dikmiştir. Artabel Tabiat parkının ilanında yer alan Bölgenin Hidrolojik Yapısına Dokunulamayacağna uluslar arası sözleşmelerde dikkat çekildiğini belirterek, Vadinin suyuna göz dikenlerin bu durumu göz önünde bulundurmaları gerektiğini hatırlatmak isteriz. Yenilenebilir enerji olarak sadece suyu görenlerin doğaya verdikleri tahribatı göz önünde bulundurmaları gerektiğini belirtmek isteriz.” dedi.

İl genelinde yapılan ve yapına devam eden taşkın koruma ve dere ıslahı çalışmalarınında plansız bir şekilde sürdürüldüğünü, derelerde devam eden biyolojik yaşamın göz önüne alınmaksızın dere kenarları ve tabanlarının betonlaştırıldığını ifade eden Orak, “Bu durumda yine gerek proje aşamasında gerekse de uygulama kısmındaki  denetimsizliklten meydana gelmektedir. Devam eden madencilik faaliyetleri arıcılığı son yıllarda ciddi manada zarara uğratmıştır. Arıcılık Faaliyeti ile ilgilenen tüm hemşerilerimi duyarlı olmaya davet ediyorum. Arıcılıkla beraber şehir ekonomisinde büyük bir paya sahip olan pestil köme sektörününde benzer duyarlılığı göstermesi gerektiğini, Aksi halde Siyanür Göllerinden oluşan bir ilden insanların ürün almaktan imtina edeceğini belirtmek isterim. Son olarakta tarım , özelliklede organik tarım faaliyetlerini sürdürenlerin çevresel sorunlarımız noktasında hassasiyet göstermeleri gerektiğini belirtmek istiyor, bu kadar kimyasal kullanımının içinde organik tarımdan bahsetmenin sadece kendimizi kandırmak olduğunu belirtmek istiyorum.” diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 05 Haziran 2014, 21:51
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER