Temsilcimiz Gümüşhanespor kan kaybetmeye devam ediyor. Özellikle son 7 haftada 13 puan kaybetmesine rağmen iplerin hala kendi elinde olması çok önemli.

Bu 7 haftalık periyotta 1 galibiyet, 5 beraberlik ve bir yenilgi aldık. En önemlisi kendi evimizde son 3 karşılaşmada galibiyeti unuttuk.

Tabi bu sonuçların alınmasında birçok etken var. Sakatlıklar ve kart cezaları temsilcimizin dengelerini baya sarstı. Sakatlıklar ve kartlar futbolun içinde olan şeyler. Ancak bazı kartların çok gereksiz olduğunu ve o derece canımızı yaktığını da hepimiz iyi biliyoruz.

Önemli olan artık çok geriye takılı kalmak değil. Olan olmuş, giden gitmiş. Şimdi önümüzde telafisi olamayan 10 maçlık bir seri kaldı. 5 maç kendi evimizde, 5 maç ise deplasmanda. Bu 10 maçlık seriden en az kayıpla çıkarsak Play-Off hedefini yakalarız.

Yarından itibaren başlayacağımız iç saha karşılaşmalarında sırasıyla; Diyarbakırspor, Mardinspor, Beylerbeyispor, Keçiörengücü ve Isparta Emrespor ile karşılaşırken, deplasman maçlarında; Elazığ Belediyespor, K.Maraş Belediyespor, Sancaktepe Belediyespor, Oyak Renaultspor ve Altınordu A.Ş. ekipleriyle puan mücadelesi vereceğiz.

Tabloya baktığımız zaman evimizde oynayacağımız karşılaşmalar, deplasman maçlarımıza oranla daha kolay görünüyor. Keçiörengücü haricinde bizi Yenişehir Stadyumunda zorlayacak ekip yok gibi. Ancak futbolun kağıt üzerinde değil, sahada kazanıldığını unutmamak gerekiyor.

Temsilcimizin deplasmanlarda aldığı sonuçlar ve iyi futbol umudumuzu daha da artırıyor. İç sahada kayıp yaşamazsak, deplasmandan mutlaka puanlar çıkaracağımızı düşünüyorum.

Sezon başından bugüne kadar geçen sürece baktığımız zaman Gümüşhanespor’un gerçekten alkışlanacak bir performansı var. Şimdi birçok kişi bu görüşe katılmayıp, lider mi veya şampiyonluğumu garantiledi diye şaşırabilir. Biraz hafızamızı yoklarsak, liderlik kadar önemli işler yapıldığı ortaya çıkacaktır.

Şimdi kendi kendimize soralım;

İç sahada takımımızı ateşleyecek ve rakibi baskı altına alacak taraftar desteğimiz var mı? Hayır.

Genç ve dinamik bir yönetim kurulu oluşturulmasına rağmen, kendi içlerinde kenetlenme sağlandı mı? Hayır.

Şehrin dinamikleri diye adlandırılan bireyler, gerekli desteği verdiler mi? Hayır.

‘Hayır’ların bu kadar çok olduğu bir yerde, temsilcimizin hala iplerin kendi elinde olması bence alkışlanacak bir pozisyondur.

Sezon sonunda Play-Off oynarız veya oynamayız, ya da Play-Off’tan bir üst lige çıkarız veya çıkamayız. Sonuç ne olursa olsun benim kriterlerime göre Gümüşhanespor şimdiden başarılı olmuş sayılır.

Sezon başında takım planlaması dahil birçok konuda yanlış yapıldı. Ama İdris Çimen yönetiminden çok daha tecrübeli yönetimlerin yıllarca üst üste bu hataları yaptığını düşününce Çimen’in haklı olarak opsiyonu olduğunu da kabul etmek lazım.

Hep destek, tam destek naralarıyla İdris Çimen’i başkanlık için ikna edenlerin seçildikten sonra yanına bile uğramamaları bir tarafa, kader birliği yapmak için yönetim kuruluna yol arkadaşı diye yazdığı kişilerden Gümüşhane’de ki maçlara dahi gelmeyenlerin olduğuna şahit olduk.

İdris Çimen bu kadar yalnız bırakılmasına rağmen önümüzdeki sezon görevine devam eder mi bilmiyorum ama eğer devam ederse bu hataların çoğunluğunu tekrar etmeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Sonuç olarak yukarıda da dediğim gibi, telafisi mümkün olmayan haftalara girdik. Sezon başından itibaren taraftara yaptığımız destek davetini yapmayacağım. Çünkü boşuna nefes tüketiyoruz. Geriye sadece iyi temennilerde bulunmak kalıyor. Taraftar derken, genelleme yapmadığımı ve il dışında yaşayan hemşehrilerimizi ayrı tuttuğumu yinelemek isterim.

Unutmayalım, ipler hala bizim elimizde.