Karamsarlığa gerek yok

Geçtiğimiz hafta sonu evinde konuk ettiği Ümraniyespor ile golsüz berabere kalarak son altı maçında beşinci beraberliğini alan temsilcimiz Gümüşhanespor, şampiyonluk yolunda önemli bir avantaj kaybetti.

Yalnız, dediğimiz gibi sadece avantaj kaybetti. Hala kozlar bizim elimizde. Hiçbir takımdan beklentimiz yok. Biz kendi karşılaşmalarımızı kazandığımız zaman zaten Play-Off’un içinde olacağız. Bu yüzden karamsarlığa kapılmanın gereği yok.

Futbolda bazı alışkanlıklar alınan sonuçlarla kronikleşir. 3-4 hafta mağlup olursunuz, ondan sonra ne kadar iyi oynarsanız oynayın uzun süre kazanamazsınız. Kırmızı beyazlı temsilcimiz de, son 14 karşılaşmasında yenilgi yüzü görmedi. Bizde de yenilmeme alışkanlık oldu.

Bu durum elbette bir takım için önemli ama hedefleri olan bizim gibi ekipler, kaybetmedikleri karşılaşmaların çoğunluğunu kazanmak zorundadır. Bizim avantaj kaybetmemizdeki en önemli etken bu çoğunluğu yakalayamamamız oldu. Kaybetmediğimiz 14 karşılaşmanın yedisini kazanamamışız.

Bu istatistik sadece son karşılaşmalarımızda değil, lig genelinde de göze çarpıyor. Sezon genelinde aldığımız 12 beraberlikle Lüleburgazspor (14) ve Elazığ Belediyespor’un (13) ardından ligde en çok beraberlik alan üçüncü takım konumundayız.

Bu beraberlikler içinde son aldıklarımız şanssızlık ve hatalardan oluştu. Beşikdüzüspor deplasmanında son dakika kaçan penaltıya futbol şanssızlığı diyebiliriz. Takımımıza katıldığı günden itibaren önemli katkılar sağlayan Umut, penaltı atışından yararlanamadı. Bu tür şanssızlıklar futbolda var. Dünyanın en büyük yıldızları bile çok önemli karşılaşmalarda penaltı kaçırabiliyor. Bu yüzden çok takılı kalmamamız gerekiyor.

Son Ümraniyespor karşılaşması ise, Bay geçtiğimiz haftanın ardından yaşanan tempo kaybı ve kenar yönetimin hatalı değişiklikleri beraberliğin en önemli etkenleri oldu.
Nasıl yöneticiler, futbolcular ve hakemler hata yapıyorsa, illaki hocalarda zaman zaman hata yapacaktır. İnsanoğlunun olduğu her yerde hatalar olacaktır. Galip hocanın da hata yapma hakkı vardır. Sırf bir hata yaptı diye yargılamak yanlış olur. Bu hatanın takımımızın isteksiz oyununa çare olamamanın çaresizliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bir canlılık yakalanabilir diye yapılan hamleler tutmayınca önümüze hata olarak çıktı. Bunda da takılı kalmamamız gerekiyor. Çünkü önümüzde birbirinden zorlu dört karşılaşma var.

Bu dört karşılaşmadan ikisi kümede kalma mücadelesi veren Gebzespor ve Lüleburgazspor ile birisi ise bizim gibi Play-Off hesabı yapan Sandıklı Belediyespor ile diğeri ise Kastamonuspor ile. Özellikle son haftaya girilmeden oynayacağımız üç rakibinde bizim gibi puan kaybına tahammülü yok.

Bu karşılaşmalar öncesi zaman, içimizde hata veya suçlu aramak değil, kenetlenip birlik olma zamanıdır. Kırmızı beyazlı temsilcimiz zor diye addedilen birçok karşılaşmayı kolaya çevirmeyi başarmıştır. Çünkü o kapasite ve kalite bizde fazlasıyla var.

Bu hafta sonu deplasmanda karşılaşacağımız Gebzespor’u hocası ve bazı futbolcularından dolayı iyi tanıyoruz. Bu avantajın yanı sıra, her zamanki gibi İstanbul ve İzmit’teki hemşehrilerimizin tribünde vereceği gerçek destek bir başka avantajımız olacaktır.

Gerçek destek demişken, Gümüşhane’de oynadığımız karşılaşmalarda hala seyirci desteğinden mahrum kalmamızın izahını hala anlamış değilim. Son Ümraniyespor karşılaşmasında takımımızın bir kıvılcım, kendilerini ateşleyecek bir desteği beklediği o kadar açık ki. Ama gelin görün ki, taraftarımız sahada mücadele eden futbolculardan daha fazla tutuk. Sesleri ne zaman çıktı? Maç bitiminde belki de sahanın en mazlumu hakeme küfür ederken.

Evimizde oynayacağımız iki karşılaşma kaldı. Hiç olmazsa bu iki karşılaşmada varlığımızı hissettirelim. O zaman takımımız hedefine ulaşacaktır. Emin olun.
YORUM EKLE