Ramazan ve sahada oruç açan futbolcular!

Yine bir ramazan ikliminin içerisindeyiz.

Manevi duyguların pik yaptığı zaman dilimlerini yaşıyoruz.

On bir ayın sultanı diye tanımlanan ramazan ayını iki yıldır gönül dünyamızda buruk geçiriyoruz.

Hayatımızı alt üst eden pandemi kıskacında yaşayabildiğimiz ve de istifade edebildiğimiz kadar yaşamaya gayret ediyoruz.

Bu satırları kaleme alırken telefonla görüştüğüm birçok arkadaşımın virüse yakalanarak perişan durumda olduklarını öğrendim.

Tedbiri başkasından isteyip ancak uygulamada kuralları hiçe sayanların kuralsız davranışları bu mübarek günlerde hepimizi derinden sarsıyor.

Neyse…

Ramazan ayındayız ve yaşam tüm hızıyla devam ediyor…

Bu virüs belası yüzünden gün boyu sabırla beklediğimiz iftar sofralarımızda orucumuzu dostlarla açamamanın hüznü var yüreğimizde.

Özledik toplu iftar açmayı, birlikte dua etmeyi.

Ya teravih namazları.

Sormayın…

Camiler yüzümüze bu senede kapalı.

Alacağın olsun covid!

Aklımızdan hiç çıkmıyor. Teravih namazlarında gök kubbeyi inleten salat ve selamlar.

Saf aralarında dolaşan günahsız çocukların koşturmaları geliyor aklıma…

Ya namaz çıkışı Bedrettin Cami’sinin avlusunda ayak üstü Ahmet abinin ikram ettiği çaylar eşliğinde yaptığımız sohbetler…

Hayırsever insanımızın adeta birbirileriyle yarışırcasına namaz çıkışı yaptığı tatlı ve lokum ikramları geçiyor gözümün önünden…

Özlüyoruz işte…

Yani demem o ki bir yıl boyunca hasretle yolunu beklediğimiz rahmet ayıdır ramazan. Bereket ayıdır. Kuran ayıdır. Zekât ayıdır. Paylaşma ve yardımlaşmanın doruğa çıktığı aydır.

Aynı zamanda empati yapma ayıdır.

Oruç ibadeti ile, bir dilim ekmeğe muhtaç, aç ve yoksul insanımızın yerine kendimizi koyma ayıdır.

İmanın, ibadetin, güzel ahlâkın, ümmet bilincinin ve İslam kardeşliğinin pekiştiği müstesna bir zamandır. 

Müminin bir yandan Rabbiyle olan bağını, diğer yandan kardeşleriyle olan ilişkilerini gözden geçirdiği bir nefis muhasebesi dönemidir.

Gelişiyle memnun gidişiyle mahzun edene sevgili deniyorsa eğer, ramazan mümine sevgilidir.

Ramazan günahkâr bedenlerimize ruhen sıfırlanma ve arınma hissi yaşatır hep…

Hoş geldin ey hoşgörülü insanların mübarek ayı.

Kerim kitabımızın 2.suresi olan Bakara Suresi 185.ayette mülkün sahibi bu ayla ilgili bakın ne buyuruyor:” Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin...” 

İstifade etmeyi Mevla nasip etsin bizlere…

Düşünüyorum da yağmur, yaz sonunda yağıp yeryüzünü tozlardan temizleyip her tarafı nasıl yıkıyorsa, ramazan ayı da biz müminleri günahlarımızdan ve kirlerimizden temizlediğine inanıyorum.

Evet…

Girizgahı biraz uzun tuttuk.

Yazımızın başlığına dönersek.

Ramazan’ın ilk gününde TFF 1.Lig karşılaşmasında ilginç bir an yaşandı.

Giresunspor ile Keçiörengücü maçının 10’uncu dakikasında futbolcular maça verilen arayı fırsat bilerek tuttukları oruçlarını açtı.  

Keçiörengücü’nde bir teknik ekip görevlisinin dört futbolcusuna hurma, su ve muz verdiği yansıdı ekranlara. Kaleci de kale sahasında iftar yapıyor.  

Bu görüntüler yeşil sahalarda pek görmediğimiz karelerdi.

Doksan dakika efor sarf eden birçok oyuncunun bu halini görünce hem sevindim hem de futbol federasyonuna öfkelendim.

Şöyle ki…

Ülkemizde futbol maçlarının yeri ve saatini ayarlayan Türkiye Futbol Federasyonu ramazan ayı içerisinde olduğumuzu biliyor. Oruç tutacak oyuncuları/teknik ekibi/görevlileri  hiç hesaba katmıyor mu? 

Hayır dediğinizi duyar gibiyim. Katsa zaten maç saatini değiştirirdi!

Ama işlerine gelmiyor. Ramazan diye bir derdi yok kocaman(!) adamların.

Yabancı oyunculara gösterdikleri saygıyı ve hoşgörüyü yerli oyunculara çok görüyorlar.

Bu durum, başta yerli oyuncular olmak üzere, ülkemizdeki İslam dinine mensup futbolcuları, teknik ekip ve spor elemanlarını, hatta kulüp başkanı ve idarecileri, hakemleri ve diğer görevlileri, polis teşkilatı gibi daha pek çok birimi, bize göre mağdur ediyor…

Gelin görün ki Hıristiyan futbolcular, özel zamanlarında istedikleri gibi özgürce ülkelerine gidebilirken, Türk ve Müslüman futbolcular, dini vecibeleri yerine getirmekten mahrum kalıyor...

Bu ayıpta Futbol Federasyonuna yeter.

İlginç bir ülkeyiz.

Neyse…

On bir ayın sultanı mübarek ramazan ayı gönlümüze, hanemize, şehrimize, ülkemize hoş geldin…

İnanan, inanmayan, oruç tutan tutmayan, herkese sağlık, huzur, bereket getirmesi dileğiyle...

YORUM EKLE