TERÖRÜN RENGİ VARDIR

Vardır tabii olmaz mı?

Kan kırmızıdır terörün rengi.

Ulusu yoktur, cinsiyeti de.

Öyle gözle filan da seçilmez.

Tarifi vardır ama. Nasıl mı?

Anlatayım anladığımca…

Bir bebek gelir dünyaya ilkin. Elleri, ayakları, dudakları kıpkırmızı. Ciğerparedir. Emanettir. Şükrederler Allaha. Ya büyür gonca gül olur, belinde al kuşağı, ya büyür yiğit olur, sonunda varacağı yer peygamber ocağı.

Derken vakit gelir, asker eyler ana evladını.

Evlat kurbandır vatana, elinde kınaları. Rengi belli, kırmızı…

Oğul varır asker ocağına. Bu defa bir emanet verirler ellerine can pahasına.

Şanlıdır bayrak… Rengimiz yine kırmızı.

Günler geceleri, yazlar kışları geçer.

Yiğitlerin adı değişir.

Yiğitlerin yaşı değişir.

Emanet hiç değişmez.

Kıymetlidir. Çünkü her şey o kırmızıda gizlidir.

Hem bayraktır, hem topraktır, dirliktir, birliktir, millettir…

Öyle ucuz şey mi bayrak? Geldiğimiz yeri gösterir. Bizi buraya getirenleri, nelerle getirdiklerini ve gerekirse nelerle feda edilebileceğini…

Oysa feda edilir mi bayrak? Hangi yiğit etti ki?

Dikilirler ananın kapısına, zira evladı da gitmiştir şehit atalarının yanına. Vücuda giren kurşundur, çıkansa ananın gözyaşıyla aynı; tabutuna sardıkları şanlı bayrağın alı

Kan kırmızı…

(Doğanlar ya gonca gül ya yiğit oluyorsa bu teröristler ne oluyor demeyin, ben o grubu insan sınıfına sokmuyorum.)
YORUM EKLE