Teşekkürler Gümüşhanespor

Spor Toto 2.lig Beyaz Grupta mücadele eden temsilcimiz Gümüşhanespor, acısıyla tatlısıyla bir sezonu daha geride bıraktı.

Bir üst lige çıkmış takımdan beklenene cevap veren temsilcimiz, belirli dönemlerde geçtiğimiz sezon olduğu gibi Play-Off heyecanını da zaman zaman bizlere yaşattı. Geçtiğimiz sezonun tek bir özeti vardır. O da temsilcimiz başarılıdır ve teşekkürü hak etmektedir. Parasız, taraftarsız ve yalnızlığa terk edilmiş bir takım bundan daha başarılı olur muydu, onu aşağıda değerlendireceğiz. Kaldı ki, temsilcimiz bütçe ve taraftar olarak bizden daha iyi durumda olan takımları yarışta geride bıraktı. Bunu dahi hak etmeyen bir profil çizen taraftarımız, kahve köşelerinde takımı, yönetimi, futbolcuyu eleştirmekten vazgeçsin.

Şimdi daha başarılı olabilir miydik veya önümüzdeki sezon nasıl daha başarılı oluruz onu irdeleyelim.

Geçtiğimiz sezon Türk futbolunun bazı kronik hastalıklarından maalesef bizde kulüp olarak nasibimizi aldıklarımız oldu.

Bu hastalıkların en başında hiç kuşkusuz transfer geliyor. Tam profesyonelliğin oturmadığı ülkemizde transferler kişilerin iki dudak arasında gelişen bir durumdan öteye geçmiyor. Transferler; Menajerler, yöneticiler, kulüp başkanları, işadamları, arasında çarpık sistemde oldu bittiye geliyor.

İkinci hastalık ise teknik direktör kıyımı. Teknik direktörler, futbol kulüplerinde güçlü olamadığı gibi transfer işlerinde çok fazla söz sahibi değiller. Menajer-Başkan ilişkileri, yönetici-futbolcu ilişkileri transferin boyutunu belirliyor. Gelinen nokta kulüplerin sonu ve kabarık olan borçlar.  Sorumlusu kim. Herkes birbirini suçluyor, kimse başarısızlığı kabullenmiyor ama olan teknik direktöre oluyor. Ve sanki teknik adamın görevden ayrılışı her şeyi bitiriyor gibi gösteriliyor.

Şunu da belirtmekte yarar var. Sezon ortasında teknik direktör Metin İlhan’ın görevine son verilmesinin zamanlaması yanlış olsa da, tercih son derece doğruydu. Çünkü her camianın kırmızı çizgileri ve prensipleri vardır. Ve hiçbir şahıs camialardan daha önemli değildir. Burada düşünülmesi gereken asıl konu, teknik direktörü göndermekten ziyade, o duruma nasıl gelindiğidir.

Aylarca süren koca bir sezon içerisinde mutlak suretle problemler olacaktır. Önemli olan bu süreci lehine çevirecek birikimde yöneticilerin olmasıdır. Futbolun dili farklıdır. Bizim kulübümüzde teknik direktörle o dili konuşacak tek isim maalesef menajer görünüyor. Yönetim kurulu içerisinde üç-beş futboldan gelen kişi olsa eminim Metin İlhan o psikolojiye gelemeyecekti ve sezonu daha yukarılarda bitirecektik. Ahbap-çavuş ilişkisiyle milyonlar kazanan menajerler ve bu işe çanak tutan yöneticiler, bu işe daha ne kadar devam edecek bilmiyorum.  Elbette profesyonel futbolda menajerleri tamamen yok sayamazsınız. Ama bunun dozajını iyi ayarlamak gerekiyor. Menajerin yetki sınırlarını iyi çizemezseniz, geriye dönüp baktığınızda, bir sezonun heba oluşunu ve tonlarca paranın uçup gittiğini pişman gözlerle izlersiniz.

Futbol kulüplerimizi yöneten insanların arasında, futbolun içinden gelenlerin sayısının artırılması başarıyı daha da artıracağı gerçeğini yineliyorum. Umut ediyorum, önümüzdeki günlerde yapılacak kongrede, bu kriter daha fazla göz önünde bulundurulur.

Yukarıda da belirttiğim gibi Haziran ayında kongre yapılacak. Aldığım duyumlar mevcut Başkan İdris Çimen’in yeniden aday olacağı yönünde. Sayın Çimen artık geçtiğimiz yıllara göre çok daha tecrübeli. Bu kongreye öyle balıklama dalacağını düşünmüyorum. Gerekli mercilerden destek sözünü alacaktır. Hatta bu desteklerin sözde kalmaması için de ayrıca tedbirler alacaktır. Çünkü İdris başkan bu yolda, yalnız bırakmadıkları tarafından fazlaca yalnız bırakıldı. Bu yüzden adımlarının daha sağlam olacağı kesin.

Son olarak temsilcimiz Gümüşhanespor’a Başkan İdris Çimen nezdinde tüm yönetim kurulu üyelerine, görev yapan teknik kadrolara, futbolculara ve kulüp çalışanlarına yaşattıkları güzel sezondan ötürü teşekkür ediyor, siyasetin, torpilin ve adamcılığın olmayacağı yeni bir sezon diliyorum.
YORUM EKLE