Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7078 %0.01
50,2018 %0.06
5.909,06 % 0,12

ÖĞRETMEN OLMAK

YAYINLAMA:
Önümüzdeki hafta salı günü öğretmenler gününü kutlayacağız. Bu nedenle bu  günkü yazımız geleceğimizin mimarı olan öğretmenlik mesleği üzerine olacak.Şimdiden bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.

Kalkınmış ve gelişmiş ülkeleri incelediğimizde görürüz ki; Onlar kalkınma süreçleri boyunca en büyük ve en önemli yatırımı insana yapmışlardır. İnsanın yaratıcı gücü ise eğitimle şekillenmektedir. Ülkenin uygar, mutlu ve kalkınmış bir düzeye gelebilmesi ve orada daimi kalabilmesi öğretmene verilen değerle doğrudan ilişkilidir. Çünkü öğretmenler eğitimin şah damarı, kökeni ve vazgeçilmezidir.

Öğretmen, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür, nesiller yetiştirmek için kendisini bu yola en iyi bir şekilde hazırlamalıdır. Her dokunduğunu ülkemizin kaderinde söz sahibi yapabilmek için, bütün alanlarda yeniyi, eskiyi; uzağı, yakını; ileriyi, yabancıyı, farklıyı aramak, bulmak için didinmek, iğne ile kuyu kazmak zorundadır. Yetiştirdiği öğrencilerini, kendisinden daha üstün niteliklerle donatmak zorundadır. Ancak o zaman milletimiz yarına bugünden daha güçlü ulaşabilir.

Dünyanın dört bir yanından en iyi otomobillerin en iyi özelliklerini toplayıp farklı parçalardan oluşan bir makine yapsanız, sonuçta çalışan bir makine yerine parça koleksiyonu elde edersiniz. Çalışan bir makine olması için tüm parçaların yerli yerine oturmuş ve uyum sağlamış olması gerekir. Bu parçaların birinin uyumsuz olması o aracın düzgün çalışmasını engeller. Bir okulun çalışanlarının bu örnekte olduğu gibi kendi içinde uyumsuz olması halinde sistemin oluşması beklenemez. Uyum sağlandığında sistemden söz edilebilir. Bu parçaların birinin olmaması veya uyum içinde çalışmaması halinde düzgün çalışan bir eğitim sisteminden bahsetmek mümkün değildir. Sistemin oluşumunda en önemli olanı amaçtır. Amacı gerçekleştirecek olan ise öğretmenlerdir. Kendi eksiğini gören ve onu tamamlayan bir öğretmen, başarıya adaydır. Öğretmen, öğrencileri ve çevresi için bilgi kaynağı olmadıkça, onlar üzerinde olumlu etkiler oluşturamaz. Öğretmenlik aynı zamanda devamlı bir öğrencilik demektir. Günümüzün bilgi çağı olduğu düşünülürse öğrendiğimiz bilgiler her yıl eskimekte, eski bilgilerde artık değerini yitirmektedir. Onun için öğretmenin sürekli kendini yenilemesi bir zorunluluktur. İdeal öğretmen bilgilerine güvenme yerine, kimseyi küçümsemeden herkesten alması gereken birikimlerin bulunduğunun bilincindedir.
Yüzyıl öncesine gitsek ve baksak bu günkü gelişmeleri hayal bile etmemiz mümkün olamazdı. Telefon, radyo, televizyon, bilgisayar kanalıyla ses ve görüntülerin dünyanın öbür ucuna hatta uzaya gönderilmesi durumu, insanların birkaç saat içinde okyanus aşırı yolculuklar yapabilmeleri gelişmelerin geldiği durumu göstermektedir. Kişiler çalıştıkları ve uzmanı oldukları alanlarda bile kendilerini hızla yenilemek zorundadır. Artık diplomasını alıp duvara astıktan sonra hiç kitap okumayan mesleğini sürdüremez. O meslekte başarılı olamaz ve öğrencilerini istenilen anlamda yetiştiremez. Kendini yetiştirmeyen ve yükselmeyen başkalarını da yetiştiremez, yükseltemez.
Maalesef bazı öğretmenlerimizin kendilerini yenileme ihtiyacı duymamaktadırlar. Okullarından mezun oldukları bilgileri 10-20  yıldır değiştirmeden anlatan öğretmenler olduğunu da biliyoruz.Her gün kendini yenileyen öğretmenlerin de  toplumda var olduğunu ve bu öğretmenlere ne kadar  ihtiyacımız olduğunu da  biliyoruz. 21. Yüzyılda çocuklarımızı yerinde saydıracak değil, ufuklarını açacak öğretmenlere ihtiyacımız var. Gelişmiş dünyaya mutlaka ayak uydurmak istiyorsak sürekli gelişen bilgi kaynaklarını yakından ve ilgiyle takip etmek zorundayız.

Öğretmen, başarma ve dünyayı değiştirme konusunda yürekten gelen bir güce sahip olması gerekir. Aksilikler ve hayal kırıklığı karşısında sabırlı, azimli ve toleranslı olması gerekir. Öğretmen üretken olmalı. Kişilere, durumlara ve beklenmedik olaylara uyum sağlamalı. Az imkânlarla çoğu başarmalı. Pes etmemeli ve iyimser olmalı. Makul hedefler çizmeli. Zamanı yönetmek gibi görevleri varken kendisini yenilemeyip, geliştirmeyip, en son okuduğu kitabı bile hatırlamayarak geçiriyorsa gelecek endişesi taşımamamız imkânsız olacaktır. Bu özelliklere sahip öğretmenlerimizin sayısını arttırdığımız zaman geleceğimize güvenle bakabiliriz. Yoksa karşısına çıkan en ufak engellemeye ve sıkıntıya bile katlanamayan yapıdaki insanlarla geleceği şekillendirme düşüncesi, hayalden ileri gitmeyecektir kanaatindeyim.

Öğretmen alçakgönüllü olmalı, modern bir insan olmalı, cesaretli olmalı, çevresindekileri peşinden sürükleyebilmeli, etkileyebilen, yönlendirebilen, ikna edebilen biri olmalı, genel kültür sahibi olmalı, güzel konuşmalı, herkesi olduğu gibi kabul etmeli, her olaydan ders çıkarabilmeli, insan sevgisine sahip olabilmeli, hukukun üstünlüğünü kabul etmeli, insan haklarına saygılı olmalı ve insanlara hak ve özgürlüklerini bilerek davranmalı, demokratik değerleri bilmeli, devletine, dinine, milletine, örf ve adetlerine saygılı ve bağlı olmalı, iyi bir eğitim almış olmalı, bilimsel araştırmalara açık olmalı, fikir ve ideolojilerin esiri olmamalı, hiddet, şiddet gibi unsurlardan uzak olmalı. Hasılı kelam öğretmen, mükemmel bir insan olmalı.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *