Ara
Gümüşhane
Az bulutlu
-0°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7031 %0.23
50,1678 %0.06
5.902,25 % 0,77
ANA NE DEMEK

ANA NE DEMEK

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

“Cennet annelerin ayakları altındadır”
Hz. Muhammed (SAV)

 

Geçtiğimiz günlerde kendisini dünyaya getiren, yediren, içiren, altını temizleyen, okullar okutan ve diploma sahibi eden can parçası olan annesini hunharca bir şekilde tasarlayarak camdan atan bir kız evladın (!) haberleri ile yüzde doksan dokuzu sözüm ona Müslüman olan ülkemizden sadece bir haber olarak tarihi kayıtlara geçti. 

 

Zira anneye ve kadına en önemli değeri veren mensubu olduğumuz İslamiyet’in olduğunu hepimiz biliyoruz. Zira Efendimiz Hz. Muhammed (SAV);

 

“Cennet kadınların değil annelerin ayakları altındadır” diye buyurmuş.  

 

Bir insanın annesini öldürmeyi düşünmesi ve öldürmesi inanın en vahşi insanları bırakın diğer canlıların dahi tevessül edecekleri bir vahşet değil. Ama geldiğimiz günümüz Türkiye’sinde öylesine akıl almaz vahşetlere şahit oluyoruz ki şaşırmadık dersek inanın.  

 

Ancak bu üçüncü sayfa haberlerine baktığınızda göreceğiniz ilk durum şudur ki her vahşetin altında cehaletin ve milli-manevi değerlerin eksikliğinin olduğudur. 

 

Annem babamın ikinci hanımı. Altı yaşında kardeşi Elbeyi ile geçirdiği menenjit hastalığı yüzünden konuşma ve işitme yetisini kaybetti. Ama ben ve beş kardeşim ömrümüz boyunca annemizin bu engelli durumunu hiç hissetmedik dersek inanın.  

 

Annem Halime’nin onunla birlikte geçen 40 yıllık zaman zarfında hep üstümüzdeki elini, ardımızdaki gücünü hissettik. Saygıda ve sevgide asla kusur etmedik. Trabzon Arafilboy Mahallesi’nde her ne kadar adımız “Lâlın oğlu” olarak çıksa da ben hayatım boyunca babamın sepet hamalı olmasından ve annemin el kapılarında temizlikçi olarak çalışmasından zerre utanç duymadım. Zira kitaplarımın hemen tamamında ki ithaflarımda;

 

“Bu eserimi Trabzon’da hamallık yaparak iki eşine ve on çocuğuna helal lokma yediren babam Hamal Hoca Ahmet’e, el kapılarında temizlik yaparak bizleri büyüten işitme ve konuşma engelli annem Halime Hayal’e ithaf ediyorum”  ibaresini göreceksiniz.  

 

Evet, anne Türk ve İslam toplumlarının en çok değer verdiği bir obje olarak değerler üstündedir diye biliyoruz. 

 

O halde içinde besleyerek büyüttüğün, can ve kan verdiğin, uğruna kendinden feragat ettiğin, hayatını onların üzerine dizayn ettiğin, büyüttüğün, okuttuğun, evlendirdiğin, onların çocuklarına (torun) dahi baktığın o varlık neden bir canavar hüviyetine bürünerek seni öldürebilir, camdan atabilir, uykunda boğabilir? 

 

Bütün bu soruların cevabının sizler de çok iyi biliyorsunuz ki; kendinizin ve evlatlarınızın kursağından geçirttiğiniz lokmaların helal veya haram olduğunun altındaki sebepte gizli olduğu gerçeğidir. 

 

Her şey size, bize bağlıdır dostlar. Anne kavramı bütün kavramların üstündedir bizler için. Öyle gördük, inandık ve iman ettik. 

 

14 Kasım’da toprağa verdiğim sevgili eşimin iki evladı olan oğlum ve kızım annelerinin özellikle çileli geçen son sekiz senesinde annelerine öyle hizmet ettiler ki Rabbim’e binlerce kez şükrediyorum. 

 

Anne ve babalarınıza yaptığınız veya yapacağınız her davranışın ve hizmetin aynısını sizlerde evlatlarınızdan göreceksiniz. O halde şükürler olsun ki kutsal dinimizin gereği olarak bırakın annelerimizi camdan atmayı onlara “öf bile demeyin” diye emreden bir güzel dinin mensuplarıyız. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *