Ara
Gümüşhane
Kapalı
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5828 %0.06
49,6682 %0.03
5.743,41 % -0,05
Dostluk Çarşısında Vefa Satarım

Dostluk Çarşısında Vefa Satarım

YAYINLAMA:

Geçmişe dair dimağımızdan akıp gelenlerin, aynı zamanda üzerimizde önemli bir tesiri vardır. Dimağımızdan akıp gelenler aydınlatır gönül dünyamızı. Şehrin orta yeri, kocaman tarihi bir çarşı ve zaman, buradaki hanlardan birinde kozasının içine çekilmiş, ağlarını örüyor.


Mesela çarşı kelimesinin bize hatırlattığı nedir diye sorarsanız, doğu şehirlerinde yönetim biriminin hemen yanında yer alan merkezi bir unsurdur. Şehrin toplumsal, ekonomik, idari ve siyasi ilişkileri ile iç içedir. Osmanlı döneminde malların alınıp satıldığı çeşitli pazarlar olsa da büyük şehirlerde çarşı önemli bir merkezdir.


Çarşı terimi Farsça da “ dört taraf “ anlamındaki “ çar- şu “ dan gelmektedir. Osmanlı döneminde önceleri bedesten için kullanılmıştır. Bedestenin ise bezaz-istan’dan veya bezistandan geldiği düşünülmektedir. Bez satılan yer anlamındadır. Çarşı, geçmişte ticari hareketliliğin yaygın ifadesi. Çarşı, çoğumuz için zengin bir öğrenme mekânı olmuştur. Çarşıda her seviyeden insanla yüz yüze gelir hayat tahsil eder, öğrenirsiniz.


Tarihi çarşılar, geçmişin kokusunu bugüne taşıyarak asırlara meydan okuyarak günümüze geldiler. Onların kemerleri, kubbeleri ve kubbelerinde yankılanan kuş sesleri ile canlı ve renkli yaşantılarıyla özlerini korudular. Ayrıca çarşıdan bir vakıf binasına gelir sağlamak amacıyla kurulmuş yerlere ise arastadır. Arasta kelimesinin kökü Farsça olduğu sanılmakta olup, önceleri ordugâhta kurulan pazar anlamına gelir. Dükkânları gezgin satıcılara nispetle her konuda askeri disiplin içerisinde tanzim edilmelerinden ve belli bir düzene koyulmuş olmaları ile ticari hayatlarını sürdürürlerdi.


Eski bir şehirin tarihi çarşısındasınız ve sabahın seher vaktinde nefeslenmektesiniz. Bu tarihi mekânın keyfiyle baş başa kalmak için çarşı esnafının size ısmarladığı çayı yudumlarken birazdan dolaşacağınız, terlikçiler arastası, baharatçılar arastasını yol eylemek için her biri ayrı bir alem olan bu mekanlarda ilahi manayı veren sırrı çözmelisiniz.


Şehrin çarşısının huzurundan tatmalı, senelere meydan okuyan esnafıyla halleşmeli. Avuçları nasırlanmış, saçları aklaşmış, yürekleri temiz lekesiz insanlarla hem dem olmalı ve dar mekânların nasıl da bir anda genişlediğinin farkına varmalı,  yeri dar gönlü geniş insanlara yakından aşina olmalısınız.


Dinleyip anlamaya çalışmalısınız memleket insanını, acıları ve sevinçleri satırlarında terennüm eden türkülerine kulak vermelisiniz. Sonra bu şehirde manevi çarşılar edinmeli, dostluk çarşısına varmalı; dostluk, kadir kıymet nedir, bilmelisiniz. Güzellikler dermeli şaire kulak vermelisiniz…


……

Dostluk çarşısında vefa satarım
Dükkânım var kâr uğramaz yanıma
Ben söz kantarında mana tartarım
Lügatim var sır uğramaz yanıma
                (Talat Ülker)

Kâr uğramayan çarşılarda, vefa ile soluklanmalı vesselam…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *