Ara
Gümüşhane
Hafif kar yağışlı
-4°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,9259 %0.13
50,6303 %-0.18
6.250,52 % 1,29
MEÇHUL EMMİ

MEÇHUL EMMİ

YAYINLAMA:
Çökmüşsün duvar dibine
Derdin nedir Meçhul Emmi
Yaşlar birikmiş gözüne
Derdin nedir Meçhul Emmi
Sebahattin ŞENEL

Uzaktan geldiği belliydi. Sırtındaki çuvalı yavaşça yere indiriverdi. Besbelli memleketten torunlarına bir şeyler getirmişti. Yorgun dizleri kapının eşiğinde iki büklüm olmuş nasırlı elleri evin kapısının ziline dokunuverdi. İlkin kapı açılmadı. Yine zile uzanıverdi elleri istemeden. Yine açılmadı ve tam dönecekken kapı büyük bir hışırtıyla sessizliğini bozdu mahallenin. İçeriden çıkan insan azmanı besbelli evladı olmalıydı. Homurtulu ve kaba bir ses tonuyla bağırdı;

“Ne var niye geldin. Ben sana bir daha gelme demedim mi?”

Yaşlı babanın başına yıkıldı koca dünya. Gözlerinden yaşlar oluk oluk dökülüverdi nurlu yüzüne. Ölse de keşke görmeseydi bu hali. Kapıyı büyük bir gürültüyle suratına kapatan evladının ardından bakakaldı çaresizce. Ve o yorgun bedeni yığılıverdi adeta kapının eşiğine.

Tüm olanları karşı apartmanın penceresinden biri vardı izleyen. Gözyaşlarını saklayarak merdivenleri üçer beşer atlayarak dikiliverdi uzaktan gelen bu garip Tanrı misafirinin başucunda.

Amca buyur” dedi. “Evim şurası biraz soluklan istersen.

Amca yaşlı gözlerini sesin geldiği yöne çevirerek elini uzatan tanımadığı adamın ellerinden tutarak doğruldu ve peşi sıra yürüyüverdi. Ayaklarının ucuna basarak mahcubiyetle girdi kapıdan içeri. Hoş geldin diyerek amcayı oturtan şahıs biraz sonra amcanın karnını bir güzel doyurduktan sonra temiz çamaşırlarından vererek bir güzel banyo yaptırdı. O gece temiz bir yatakta mışıl mışıl uyuyan amca ertesi sabah yemek masasının üzerine bir kâğıt iliştirerek adeta sırra kadem bastı. Sabah uyandığında;

“Oğlum Rabbim seni asla darda bırakmasın, birini bin eylesin” diye yazan kâğıdı gözyaşları içinde okuyuverdi.

Ve bu olaydan bir hafta sonra memleketine geri dönen amcanın tüfeği boğazına dayayıp intihar ettiğini öğrenince gözlerinde oluk oluk yaş dökerek aldı eline sazını ve adını bile öğrenemediği amcaya Meçhul Emmi diye yüreğinin yangınını döküverdi.

Çökmüşsün duvar dibine
Derdin nedir Meçhul Emmi
Yaşlar birikmiş gözüne
Derdin nedir Meçhul Emmi

Meçhul Emmi Sivaslıydı. Evini ona açan ise Gümüşhaneli Ozan Sebahattin Şenel’di. Babasına kapıyı açmayan vefasız evladın hayatı da o günden sonra tam bir ibretlik hal almıştı. Hanımı mahallenin tüpçüsüyle kaçmış ve geride kalan evlatlarından da hayır görmemişti.

“Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama, onlara tatlı ve güzel söz söyle.” (İsra / 23)
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *