Ara
Gümüşhane
Kapalı
-0°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7091 %0.02
50,2315 %0.01
5.906,59 % -0,04

Ömrümüzün Bereketi

YAYINLAMA:

Bu yazımda niyetim Bosna’daki hikayemizin serencamını yazmaktı, ancak geçtiğimiz hafta bir hanımefendi ile tanışma saadetine eriştim ki Bosna yazımı yazmayı tehir etmek zorunda kaldım. Evet bir hanımefendiden bahsedeceğim sanat tarihçisi bir profesör, mütehezzip, yazar, akademisyen ama hepsinden önemlisi  tüm davranışları ile bir İstanbul hanımefendisi… Çiçek Derman

Çiçek Derman 1945 yılında Ankara’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümünden mezun oldu. Bunun yanında Rikkat Kunt ve Ord. Profesör Süheyl Ünver’den ders aldı. Ama benim anlatmak istediğim Çiçek Derman’ın hayat hikayesi değil. Üsküdar’da yapılacak bir söyleşisi için bir saat evvelden kültür merkezine gittiğimde Çiçek Hanım ordaydı söyleşiye kadar bir saat boyunca bir masa etrafında samimi bir muhabbet bahşetti bizlere. Şimdi söyleşisinde çok önemli gördüğüm birkaç noktayı aktarmak istiyorum.

Hoca-Talebe İlişkisi

İnsanı anne ve babası gökyüzünden yeryüzüne indirirmiş ancak hocası tekrar elinden tutarak onu gökyüzüne çıkarır dermiş hocası Süheyl Ünver.  Eski insanlar bir talebe görünce hangi hocadan  feyz alıyorsun evladım diye sorarlarmış sohbet bitince de Allah feyzini artırsın evladım diye mukabele ederlermiş. Çiçek Derman’a göre bir yıl bir hocadan bir yıl başka hocadan ders alınmaz tabiri caizse hocaya bağlanılır ve ölüm ayırana kadar asla ondan ayrılmaz hatta onları ölüm bile ayırmaz talebe hocanın yaşayan mirasçılarından birisi haline gelir hoca ile talebe arasında bu kadar kuvvetli bir bağ vardır ancak bu bağ kurulmadan önce geçilmesi gereken bazı evreler vardır.Hoca talebe adayını o fark etmeden sürekli imtihan eder hatta şöyle bir misal verirlir; karlı bir kış günü Fatih’ten Üsküdar’a gelen bir talebe kapıyı çalar ancak camdan dışarı bir baş uzanarak şöyle der hoca bugün evde yok talebe geriye döner ancak hoca evde yok diyen hocanın kendisidir burada talebenin heveskar değil talepkar olup olmadığını anlamaya çalışır eğer talebe sınavı geçerse hoca tüm bildiklerini talebesine aktarır.

Hiçbir Şeyi Siz Talep Etmeyin

Çiçek Derman bir üniversiteden orada akademisyenlik yapması için teklif almış ancak iki defa bu teklifi reddetmiş üçüncüde ise eşi Uğur Derman Beyefendiye söylemiş ve Uğur Bey şöyle cevap vermiş: ”Sen hiçbir şey talep etmedin teklif onlardan geldi artık bu talebi Hak’tan bil ve onu geri çevirme”. Çiçek Hanım söyleşi boyunca bu hususa çok fazla değindi ve kendisi için ne kadar önemli olduğunu belirtti.

Sanat Ve İnsan

Söyleşinin konusu estetik ve sanat sohbetleriydi o sebeple bu konuda çok fazla önemli husus vurgulandı. 

Sanat insana hayat verir ancak neticeye ulaşmak için sizin de ona hayatınızı vermeniz gerekir.

Sanat en nihayetinde bir vasıtadır insanı insan kılmak için bir vasıtadır.

Gelenekli sanatların tamamı birbirini tamamlayıcı niteliktedir; hat, müzik tezhip, mimari.

Sanatı üzerinde taşımak çok zordur yürüyüşünüze, konuşmanıza dışarıdan bakanlar evet bu bir sanatçıdır demelidir.

Gelenekli sanatların aktarılması için olmazsa olmaz şeylerden birisi feyzdir.

Büyük sanatkarlar sanatlarını ibadet eder gibi icra ederlerdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *