Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7078 %0.01
50,2018 %0.06
5.909,06 % 0,12

TANRININ ELİ

YAYINLAMA:

Yıl 1986,

Dünya kupası çeyrek final maçında Arjantin İngiltere ile karşılaşmıştır. Karşılaşma sonunda Arjantin İngiliz milli takımını elerken karşılaşmadaki ilk gol efsane futbolcu Maradona’dan gelmişti. Bu golün daha sonra kamera kayıtları incelendiğinde elle atıldığı tespit edilmişti. Diego Maradona’ya bu durumu sorduklarında aldıkları cevap ise ilginçti;

“ Tanrının Eli”

Bu olay, Arjantin’de makul karşılandı ve meşru görüldü. Çünkü İngiltere düşmandı ve düşmana karşı her yol mubah bir hareketti. Öyle ya da böyle Falkland’ın intikamı alınmıştı.

Ve “ Tanrının eli” dokunduğu her suçu aklardı.

Siyasette öyle değil mi? Hitler sıkıştığında eline İncil alıyordu. Rus çarları ya da modern dönemin diktatörleri hepsi ne zaman sıkışsa Tanrı hep bir kurtarıcı oluyordu. Antik çağdan bugüne kadar değişmeyen bir şey varsa o da insanın din karşısında takındığı tutum ve Tanrıya biçilen roldür. Amerika’da meydana gelen olaylarda bile başkan Trump eline İncil almış ve kiliseden poz vermişti.

Dünyada ve konumuzun asıl noktası olan Türkiye’de de siyaset uzun zamandan beri Maradona usulü yapılır oldu. Amaca ulaşmak için her yol mubah sayıldı. Gelinen son noktadan baktığımızda, 28 Şubat’ın mağdurları bir daha mağdur olmamak için her yolu mubah sayan bir çizgide ilerlemeyi kendilerine ufuk çizgisi tayin ettiler.

Bir şekilde karşısına düşman çıkıyordu Türkiye’deki iktidarın. Önce Ergenekon Balyoz sürecindeki paşalar ( 28 Şubat artıkları), bir dönem Türk milliyetçileri, son zamanlarda FETÖ örgütü. Sanırım artık bu durumda geride kaldı. Yeni düşman çok uzaktan değil kendi içinden çıktı. İyi günde kötü günde, amaca giden yolda yapılan her işi mubah görenler sanırım artık ayrışmıştı. Parti içi rahatsızlık sanırım ayrılmayı tetiklemişti.( Görünen sebep)

Evet, Deva ve Gelecek Partilerinden bahsediyorum. Benim için ikisi arasında pek bir fark yok. Çünkü her ikisi de aynı fikri kaynaktan beslenen şahıs ve zümrelerin oluşturduğu siyasi temsil noktaları. Lakin cevap vermeleri gereken bir soru var.

Siyasetin tövbesi maziyi siler mi?

Bugüne kadar atılan gole “ Tanrının eli” diyerek yol yürüyenlerin, bugün o gol el ile atılmıştı demesi neyi değiştirir ?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *