Ara
Gümüşhane
Parçalı az bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,3736 %0.37
45,6125 %0.64
4.282,77 % -1,05

İDARE MARİFET İSTER

YAYINLAMA:

İdarecilik, Belki de yaşadığımız ülkede en büyük mağduriyetlerimizin temelinde yer alan konudur. 

Yusuf Has Hacip,  Bey özelliklerini sayarken, onların Affedici, Cömert, Sabırlı, Vefakâr, Faziletli, Mütevazı, Tok gözlü ve hayâ sahibi, Kötü alışkanlıklardan kendisini uzak tutan, Tatlı dilli ve Soğukkanlı gibi birçok vasıf sıralar. Eğer bunlar bir beyde bulunursa yönettiği halk huzur ve refah içiresinde yaşar. Ancak eğer bunlardan taviz vermeye başlar ya da dışında iş yaparsa açlık, sefalet ve yok oluş kaçınılmazdır. 

Yahu bu özellikler Orta Çağ feodal beylerinin özellikleri, biz modern bir dönemde yaşıyoruz, bu devirde bu özellikleri bir insandan beklemek yanlıştır diyenler olabilir. 

Demeleri de normaldir. 

Türkiye’de idareci vasfında olanlarda yukarıda saydığımız özelliklerin hepsini bünyesinde barındıran kişi sayısının azlığı bizleri bunların uygulanamayacağı hissiyatına yönlendirebilir. 

Gerçi yukarıda saydıklarım “Bey” vasıfları. İdareci kavramı ise daha yeni bir kavram. Temelde “Bey” kavramının daha da daraltılmış hali, lakin aranılan vasıflar bakımından ikisi arasında hiçbir fark görmüyorum. 

Kökeni Arapça olan İdare kelimesi aslında “ Devir” kökünden türetilmiştir. دور yani dönmek sözcüğünün if’al vezninde çoğuludur. Bizim ülkemizde kelimelerin kullanımı çok enteresandır. İdareci TDK anlamına göre “ Yöneticilik, İdare edebilme durumu” olarak tanımlanırken kelimenin kökü dönme eyleminden gelmektedir. Türkiye’de de dönebilme vasfı olanların idareci yapıldığı düşünülürse idareci “ Yani iyi dönen” diyerekten bir nükte yapmak fikrimizin izahı bakımından hoş karşılanacaktır diye düşünüyorum. 

Peki, Türkiye’de adil yöneticiler ile diğerleri arasında ayrımı nasıl yapacağız diye soranlar olacaktır. Bunlar içinse 10 özellik sayacağım. 

-Kötü Yöneticiler ihtişamı sever, iyi yöneticiler doğallığı sever. Bu alçak gönüllülüktür.  

-Kötü Yönetici akıntıya karşı yüzer iyiler ise akıntıyla uyum içinde. Bu Bilgeliktir.

-Kötü Yönetici ağırdan alır, plansız iş yapar işini savsaklar iyiler ise hızlıdır ve planlıdır. Bu Liderliktir.

-Kötüler insanları ilişkilerine göre kullanır, iyiler ise yeteneklerine ve hak ettiklerine göre. Bu değerlendirebilme berisidir. 

-Kötüler çok düşünür karar veremez, ancak iyi yönetici istişare eder, çıkan kararın arkasında durur. Bu kararlılıktır. 

-Kötüler gösteriş yapanları sever, iyiler ise yeteneğe büyük saygı gösterir. Bu hakkaniyettir. 

-Kötüler bir uzağa bakar, bir yakına. İyiler ise her ikisini birden gözetir. Bu adil olabilmektir.

-Kötüler kötü sözleri dinler, iyiler ise kötü sözlerin ardındaki niyeti araştırır. Bu anlayabilmektir. 

Kötüler siyah ile beyazı ayırt edemez, iyiler ise bütün renklere hâkimdir. Bu muhakeme edebilme becerisidir. 

-Kötüler idare ederken sadece yönettiği kişilerin kendilerine söylediklerine inanır ve iş yapar, İyiler ise araştırır ve doğru olana göre iş yapar bu da hassasiyettir. 

Şimdi size soruyorum. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin. Sizi yönetenlerden hangisi yukarıdaki özelliklere sahip. 

İdare ettiği adamın şerrinden korkup görevini yapamayan adamların idareci olduğu memlekette istemesiniz de çöküş kaçınılmazdır. 

Gerçi bizi idare edenlerde bizim ortalamamız kadar… Vatandaşla idareci arasındaki tek fark dönebilmek noktasındaki hız farkı. Gerisi tamamen aynı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *