Ara
Gümüşhane
Kapalı
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,7078 %0.01
50,2018 %0.06
5.909,06 % 0,12

KİMSE(SİZ)LİK

YAYINLAMA:

Tek okulu olan köylerin karları daha beyaz yağar. Az insan olur o köylerde karlar daha az ezilir daha az çamurlanır. 

Hayli zamandır iki lafı bir araya getiremeyen, duyguları şehirlerin kalabalıklarına karışmış, gücü kuvveti alınmış ,çok kalabalık olan ama yalnız insanlar topluluğuyuz. Toplasan iki kişi eder miyiz bilmiyorum. Var olmanın değeri yok olunca, sağlığın değeri hasta olunca anlaşılırmış. Kendimizde şükredecek bir şey bulamayınca şükre tabi dertler sararmış insanı. Şükrü unutanın hayatında imtihanlı yollar açılırmış.

Ne zaman dalsak  uzaklara hep geçmişe gitmiyor muyuz? Yaşarken kıymetini bilemediğimiz geçmiş zamanların geçmişleri var. Her günün bir gün öncesini arattığı dünya denen dönme dolapta dönüp duruyoruz. Şimdi kaloriferli evlerde oturup sobaları özlüyoruz. O zaman hayal kurmakla geçen günlerimiz, ısınan bedenlerimiz,tertemiz ruhlarımız vardı. İnsanın ruhu karanlığa hapsolunca ışığını ararmış. Çok eskilerin gaz lambaları bir odayı, bir evi ve evin bütün ahalisinin hayallerine  ışık tutardı. Üzerine portakal kabuğu konulan, fırınında kestanenin piştiği o sıcak ve  derin sobaların hasretindeyiz. Hasretliğimiz yaratılıştan. Yoğrulduk ,yorulduk ama bir türlü var olmanın hamurunun tam  kıvamına gelemedik. Ya suyumuz ya o unumuz ya da tuzumuz fazla ya da eksik geldi.

Mutluluk tarifini şükre tabi bir duayla tattık.Ancak aynı özden meydana gelen bedenlerin karanlık ve aydınlık yüzlerini gördük ve hislerini tattık.İnsanın  insana yük olmadığı bir gerçeklikte ,bu  bedenin  de bize mülk olmadığını unutana kadar yaşarız sadece. 

Şu kalbimizi yoran ne varsa kalp taşıyanlara aitti.Bir kalbi benzeri yaratılışta başka bir kalp kırıyor, insana ait malı yine insan çalıyor, insana ait bedeni yine insan toprağa düşürüyordu. Kendine benzeyeni sevmeyen tek varlık insan olsa gerektir. 

Halbuki sevmeyi de bilen tek varlık insandır.İçgüdüsel bir hareket kabiliyeti ile değil bedeni ,aklı ve yüreği ile hareket etme lüksüne sahip yaratılmışların en canlı temsilinin elbette güzel yönleri de var. 

Merhamet, sevgi, dürüstlük, vefa, özlem, paylaşmak işte bunları toplasan başka bir yaratılmışta bulamayız. Bulmak için aramak istemek lazım. Aramak için adım atmak lazım.Her şey sende gizli her şey bende gizli. Bizi biz  yapanı bulursak kendimizi de bulacağız.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *