SAKİN ŞEHİR (Cittaslow) ÇARE OLUR MU ..?
Gümüşhane’miz ekonomik alanda sürekli geri gidip, istihdam alanlarına bağlı olarak nüfusta sürekli azaldığı için, şehir yönetimde söz sahibi olan siyasetten bürokrasiye herkes çeşitli çözüm yolları sunmaktadır. Son olarak GTO başkanımızın, TOBB toplantısında sorunları ve çözüm yollarını anlattığı sunumu büyük destek gördü. Umarız ki fiili olarak ta sorunlara el atılıp çözümler sağlanır. Aksi halde şehrimiz süratle küçük ve sakin şehir olacaktır. Peki dünyada ve ülkemizde birçok şehri kalkındıran, gerçek anlamda bir “Sakin Şahir” olmayı düşünmeli miyiz?
Sakin Şehir ya da uluslararası adıyla Cittaslow, 1999’da İtalya’da başlayan ve tüm dünyaya yayılan bir hareket olup, şehirlerin yavaş, sürdürülebilir, yaşanabilir ve kimliğine sahip bir yapıda gelişmesini hedefler. “Hızlı yaşam, tüketim çılgınlığı, kimliksiz kentleşme” yerine; Yerel kültür, Doğa dostu gelişme, Kaliteli ve huzurlu yaşam hedeflenir.
Cittaslow Olmak İçin 70’ten fazla kriter olup başlıca başlıcaları şunlardır:
Çevre Politikaları başlığı altında kaliteli hava, su, toprak temizliği, geri dönüşüm ve enerji verimliliği sağlanmalıdır.
Kentsel yaşam kalitesi sağlanmalı, gürültüsüzlük, akışkan trafik düzeni, estetik mimari, yeşil alanlar olmalıdır.
Geleneksel ürünlerin korunması ve yerel pazarların desteklenmesi sağlanmalıdır.
Misafirperverlik ve toplum katılımı sağlanıp, yerel halkın kararlara aktif katılımı olmalıdır.
Akıllı Teknoloji ile Dijital hizmetlerin doğayla uyumlu şekilde entegre edilmesi sağlanmalıdır.
Sakin Şehirin avantaj ve getirilerinin başında turizmde patlama gelir. Çünkü belli yaş üzeri turistler sakin, özgün, doğayla iç içe tatil yerleri aramakta olup, sakin şehir unvanı, özellikle Avrupa’da büyük turizm çekim gücü yaratmıştır.
Örneğin Seferihisar Türkiye’nin ilk Cittaslow’u olup, unvan sonrası turizm geliri 10 yılda 6 kat artmıştır. Yine Artvin Şavşat bu sayede turizmini ve gençlerin geri dönüşünü çok artırmıştır.
Bu unvan sonrasında yerel üreticiler ve esnaf öne çıkar. Yöresel ürünler değer kazanır (örneğin: reçel, el yapımı ürünler, yöresel tekstil). Kadın kooperatifleri, ekolojik pazarlar gelişir.
Özellikle gençlerin büyükşehirlere göçü yavaşlar. “Küçük yerlerde kaliteli yaşam” algısı oluşur. Uzaktan çalışanlar, dijital göçebeler için çekim merkezi olabilir.
Sakin şehir unvanından sonra hava ve su kalitesi artar. Gürültü, kirlilik, trafik azalır.
Belediye hizmetleri daha doğa dostu hale gelir. Ayrıca kent kimliği ve kültürel miras korunup mimari gelenekler, mutfak kültürü ve kent folkloru korunup geliştirilir.
Betonlaşma yerine estetik ve özgünlük teşvik edilir.
Türkiye’deki Cittaslow Şehirlerin başlıcaları
İzmir Seferihisar, Sakarya Taraklı, Artvin Şavşat, Isparta Yalvaç, Ordu Perşembe’dir.
Gümüşhane Merkez ve ilçeleri havası, suyu, bakir doğası, yaylaları, olmayan sanayisi, sessizliği, geleneksel mutfağı ve küçük ölçekli yerleşimleriyle bu unvana çok uygun bir adaylardır.
Özellikle Torul ilçemiz, havaalanına yakınlığı, İpek yolu güzergahında ana yollar üzerinde oluşu, ortasından geçip ilçeyi güzelleştiren Harşit Çayı, Cam Seyir Terası, Karaca Mağarası, Zigana Dağı, Limni gölleri, Artabel Tabiat Parkı, yaylaları, şelaleleri ve yeşilin her rengini görebileceğimiz harika tabiatı ile Cittaslow için pilot bölge olabilir. Torul sakin şehir unvanını alınca, başta merkez ilçe olmak üzere diğer ilçelerde bundan faydalanacaktır. Tabii bunun için tüm şehir ve bölge halkı toplu olarak, büyük bir işbirliği gerekmektedir.
Gittikçe sakin bir şehir olma yolunda ilerlediğimiz gerçeği karşısında, Sakin Şehir unvanı alarak bu durumdan fayda sağlayalım mı, ne dersiniz?