Ara
Gümüşhane
Kapalı
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5943 %0.11
49,7040 %0.18
5.749,15 % 0,05
ŞEHRİN GÜLLERİ ONLAR

ŞEHRİN GÜLLERİ ONLAR

YAYINLAMA:

Onlar her şehrin bir yerinde mutlaka varlar. Rabbim onları biryanları eksik yaratırken biz kullarına emanet etmişlerdir. “Görün ve ibret alın” der gibi. 

 

Bu Gümüşhane’de bir zamanlar sembol olan kafası küçük diye garipsediğimiz ancak kocaman yüreği ile içimizi ısıtan, bağrımıza bastığımız, sevdiğimiz, saydığımız, en kötü sözü “Gıggırıyın aldın mı” olan Bıcık Aydın (Salantur) olur. 

 

Ondan sonra belki de üstün zekâsından dolayı sınırı geçen, her sözü bir ibret, her davranışı bir mesaj olan zamanın valisinin arkasından duysun diye; “Şimdi vali bilse ki Hadi’nin harçlığı yok” diyen harçlığı aldıktan sonra da “Bakın ben size demedim mi” diyecek zekâda olan Torullu Hadi (Aydın) olur.     

 

Gümüşhane Valiliği önünde kafasına sekiz köşe kasketi, elinde telsiz gibi taşıdığı cep radyosu ile sala okuyan, yanlış park eden arabalara yol gösteren, bir Cuma namazı sonrası Kemaliye Camii’nden çıkanlara doğru “Boşuna namaz kılıysız. İki kişinin namazı kabul oldu” diye bağıran ve bizleri “acaba” diye suallere gark eden Bahçecikli Selami (Zor) olur. 

 

Ve yine bir zamanlar gözleri az seçtiği için Kemaliye Camii’nin en arka safında namaza duran ancak imamın arkasında bitiren, haliyle bazen kıbleden şaşan ama namazı onun gibi aşkla kılan ince sesiyle hepimizin sevgilisi Mami (Muammer) olur. 

 

Parmağını kıtladığında taşı eline alan, hemen her gün pantolu yırtan, şehre renk veren, Selami’yi gördüğünde uzak durarak onu işaret parmağıyla gösterip “O mu deli, deli” diyen Kovlu Datdav Hamdi olur.  

 

Bir zamanlar Gümüşhane Fatih Parkı’nın müdavimi kulağında kulaklığı TGRT FM’den ilahi dinleyen, üstünde ağırlığına denk kamuflajlı asker montu, altında Trabzonspor forması, elinde bir halıfleks parçası sürekli didiklemekle meşgul, dilinde her daim Allah’ın doksan dokuz ismini zikreden Bayburtlu Ahmet (Şimşek) olur. 

 

Bir bakarsın yürüdüğü yolda hemen herkesi durduran, elindeki telefonda resmini gösterip “Bak hemşerum. Arkamda seksen milyon var. Hepsi beni destekliyor” diyen bir zaman sonra da gördüğü herkese “Namaz kıl hemşerum namaz” diyerek ilahi ikaz da bulunan Torullu Başkan Erol olur.         

 

Ve öte tarafta adı gibi Yusuf yüzlü, bu şehrin belki de en saf en temiz yüreğine sahip, hanımının ellerinden sımsıkı tutan, onu gözü gibi kollayan, bizlere aile kıymetini hareketleriyle bin kere hatırlatan Goryanalı Yusuf (Erdoğan) olur.    

 

Yada bir elinde boya sandığı, diğer kolunda hayat arkadaşı hanımını bir an olsun yalnız bırakmayan, kazandığı parayı ellerine veren Yağmurdereli Cemo (Cemalettin Tosun) olur. 

 

Gümüşhane Merkez Kemaliye Camii’nde namazı beklerken gürültü yapanları sert bir şekilde uyaran, ayağında lastik ayakkabıları, kafasında sekiz köşe kasketi diğer elinde kocaman tespihi ile Bahçecikli Ergün olur. 

 

Elinde mikrofonu bir kenarda oturmuş yanık sesiyle Kerbela ağıdına ses veren Akçahisarlı Uğur olur. 

 

Cebindeki bir kartla Gümüşhane’de ve Trabzon’da otobüse, taksiye, lokantaya, tuvalete ve dahi birçok yere bedava giren çıkan Şiranlı Ahmet olur. 

 

Yüreği koskocaman, gördüğünde size bir kardeş gibi sarılan, hal ve hatırını soran, bir zamanlar bu şehrin sembolü olan Gümüşhanespor’un amigosu, malzemecisi Kelkitli Nevzat olur. 

 

Daha isimlerini saymakla bitiremeyeceğim, Rabbimin onları bizlere emanet ettiği ve benim her daim onlarla hasbihal ettiğim, aklımdan Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin;

 

“Harabat ehlini hor görme Zakir, Defineye malik viraneler var” cihetinden baktığım bu Allah dostlarının yüzünden kim bilir onca bela ve musibetten korunuyoruz.    

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *