Ara
Gümüşhane
Kapalı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5359 %0.07
49,6539 %0.06
5.778,15 % 0,44

GÜVEN VE ÜSLÛP SORUNU

YAYINLAMA:

Sanırım son dönemlerde güveni sorun hâline bizler getirdik. Güven güvenmemiz gereken, inanmamız gereken duygularımızdan bir tanesiydi bir zamanlar. Ne olduysa artık sorun teşkil ediyor her birimizin hayatında kime nasıl güveneceğimizi kiminle ne şekilde bir iletişim süreci, ilişki süreci yöneteceğimizi bilemez olduk. Bunun kişisel sebeplerinin yanı sıra -toplumsal sebepleri de oldukça fazla. Toplumun. Birbirine olan güveninin yitirilmesi insanların kendilerine olan güvenlerini yitirmesi ve karşısındakini bir hiç olarak görmesiyle aslında hepimizin süreci başladı. Aslında sorun tamamen kişiseldir. Bence farklı fikirleriniz varsa, dönüş işlerinizi beklerim tabii ki. Biz toplum olarak bayılıyoruz. Şahsi sorunlarımızı başkalarına yansıtmaya, onların canını sıkmaya. Sonra oldukça bir pişmanlık duygusuna kapılıyoruz ama iş işten geçmiş oluyor çoktan. Hepimiz biliriz, bazı çorbalara limon sıkılmaz ama ısrarcı bir şekilde limon sıkılmaması gereken çorbaya limon sıkanlarımız var. Eeee sen öyle önüne gelen her çorbaya limon sıkarsan bir gün birileri gelir senin çorba kasene kaşığını sokar. Bilinçsiz yaptığınız her işini size geri dönüşü çok bilinçli olur. Ben x ben y yiyim ama ben seni istediğin için geldim ve seninleyim. Sorunlarınızı çözerken başkalarına yıpratmadan başkalarını değersizleştirme eden sorun ve problemlerinizi odaklanırsanız daha az yıpratıcı bir süreci atlatmış olursunuz. Herkesin sorunu var, herkesin problemi var. Peki bu kimi ne kadar ilgilendiriyor? Sizin hayatın ne kadar içinde olduğunuzla ilgili. Ben ben ben ben nereye kadar, ben nereye kadar? Bir yerde durmak lazım. Bir yerde biz diyebilmek lazım. Bunun için de kapasite lazım. Kapasite için bol bol eğitilmek, öğretilmek okumak lazım. Söz konusu bilim, edebiyat. Olduğunda bir sessizlik kaplıyor, sohbet ortamına ama durum, söz konusu olan dedikodu olduğunda bütün ağızlar açılıyor, hep beraber görüyoruz. Mesela ben görmekle kalmıyor, kahkahalarla gülüyorum bazı şeylere. Peki ya sen? 

 

Vazgeç gönül benden gel artık olalım biz

Vazgeç gönül hep senden artık olmalıyız ikimiz

 

Kimse sizden herhangi biriyle ruhlarımızı birleştirmeniz istemiyor. Toplum sizden iyi niyet istiyor. Toplum sizden merhamet bekliyor doğa sizden insanlık istiyor. Hadsizliğin adı bugün çok sinirliydim oldu terbiyesizliğin adı. Gerginim oldu. Hepsini topladım ama bir sene olmadı.

 

Herkesi öyle istediğiniz gibi kafanıza göre iletişim kuramazsınız. Herkesle konuştuğunuz gibi diğer olan herkesle konuşamazsınız. Herkes kafanızda kim mesela? Ayşe ile konuştuğun gibi Fatma ile konuşamazsın, Fatma ayla konuştuğun gibi de Elifle konuşamazsın.

 

Nedir? İnsanın insandan istediği

Hoş bir sohbet belki bir çiçek bahçesi 

Nedir ki senin benden beklediğin?

Bir kuru ekmek belki üç gün bekletilmiş su

 

 

Nedir? Dedi sende olup bende olmayan

Belki bir tas belki bir tarak.

Neydi aramızdaki husumet? 

Belki bir bakmak belki uzun uzun bakışmak. 

 

Sen miydin beni şikâyet eden yaratana? 

Yoksa ben miydim seni hep isteyen şikâyet ettiğin o yaratandan

Güven dediğini yasla sırtını bana.

Bir döndüm ne dağ var arkamda ne bir mağara.

 

Hangi çiçeği sevdiysem elimde kaldı.

Ne zaman bir sen sevdiysem içimde kaldı.

Bitmek bilmedi, hırsların öfkelerini içindeki nefretlerini

Bitmek bilmedi benim seni boş yere sevişlerim.

 

Satırlar anlatamaz sana olan güvenimi kendine olan, güvensizliğini anlatmaya. Ama doğru olan bir şey var. Toplumda uyum içinde yaşamak zorunda olduğumuzu unutmayacağız. Unuttuğumuz noktada hırpalananız üzülürüz, sarsılırız, küseriz, içimize kapanırız. Bu da bambaşka sebeplere bambaşka hastalıklara yol açar. Üslup diyorum veli efendi üslup üslubu güzel olanın dili güzel olur, sohbeti güzel olur. Bahçesi bol çiçekli olur, üslubu kötü olanın içi çürümüş olur, kokmuş olur, üslup diyorum Veli Efendi insanı insan eden, bedene can verendir. Birine güvenmek için çabalamak çok boş kişi önce kendine güvenmeli. Kendime güvenmedim ki başkalarına güvenmek için sebeplerim, nedenlerim ve gerekçelerin oldu. Önce kendine güven ve güvenin bir sorun değil aslında öncelikli bir duygu olduğunu düşün hatırına uygula. Veee sonra önce kendine güven.

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 1 ay önce
Mükemmel bir kalem Fatma hanım
BEĞENME
0
CEVAPLA