Ara
Gümüşhane
Kapalı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5359 %0.07
49,6539 %0.06
5.778,15 % 0,44
Çocuk Hakları Günü Mü? Hangi Hak? Hangi Koruma?

Çocuk Hakları Günü Mü? Hangi Hak? Hangi Koruma?

YAYINLAMA:

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü…
Kutlama mı? Ne kutlaması?
Hemen hemen her gün televizyon haberlerinde onlarca çocuğumuzun vahşice katledildiğini izliyoruz. İki gün üzülüyoruz, üçüncü gün unutuyoruz. Toplum olarak acıya değil, duyarsızlığa alışıyoruz. Kanıksıyoruz! Ve en korkuncu da bu: Çocukların canı yanarken biz sıradan bir haber başlığı gibi izlemeye devam ediyoruz. Bir çocuğun susması, kaybolması, öldürülmesi normalleştiği anda, insanlığın bütün temelleri çökmüş demektir.

Dünyanın dört bir yanında çocuklar hâlâ ölüyorsa, hâlâ korkuyorsa, hâlâ sokaklarda, savaşlarda, madenlerde, tarlalarda kaybolup gidiyorsa… kimse kusura bakmasın ama bugün kimsenin gülmeye, tebessüm etmeye bile hakkı yok. Çünkü ortada koruyabildiğimiz bir hak yok; koruyamadığımız çocuklar ve koruyamadığımız hakları  var.

Yıllardır “eğitim, eğitim” diye haykırıyoruz. Boşuna değil. Çünkü çocuk haklarını korumak, çocukları korumak ancak eğitimli ailelerin ve bilinçli toplumların yapabileceği bir iştir. Her şey evde başlar. Peki biz ne yapıyoruz? Daha kendi evinin içinde söz hakkı verilmeyen, susturulan, fikri sorulmayan bir çocuğa dışarıda nasıl hak aratacağız? Çocuğun duygusunu yok sayan bir aile, onun insan olduğunu unutmuş demektir. Böyle yetişen bir çocuk, yarın toplumdan adalet bekleyebilir mi?

En acısı ise şu:
Bu ülkede ve dünyanın pek çok yerinde hâlâ kız çocukları çocuk yaşta evlendiriliyor. Daha oyuncaklarını bile bırakmamış bir kız çocuğuna “gelin” deniyor. Bu sadece bir suç değil; insanlığın alnına sürülmüş kara bir lekedir. Çocuk yaşta evlendirilen bir kızın elinden alınan şey yalnızca çocukluğu değil; geleceği, özgürlüğü, kimliğidir. Biz bu utancı silemediğimiz sürece çocuk haklarından söz etmek, kağıt üstünde cümle kurmaktan öteye gitmez.

Mutlu büyüyen, sevgiyle beslenen, değer gören çocuk; yarın kendi haklarını da başkasının haklarını da sonuna kadar savunur. Çünkü sevgi görerek büyüyen çocuk adalet ister. Çünkü güvenle büyüyen çocuk haksızlığa sessiz kalmaz. Ama önce biz yetişkinler ayağa kalkacağız. Önce biz bu düzenin karşısına dikileceğiz. Haklarını koruyamadığımız çocukların sırtına “gelecek nesil” yükünü bindirmeyeceğiz.

Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü…
Evet, bugün hatırlama günü. Ama daha önemlisi:
Yüzleşme günü. Utanç günü. Hesap verme günü.

Çocuklar ağlarken, çocuklar ölürken, çocuklar susturulurken hiçbirimizin vicdanı rahat olamaz.
Unutmayalım: Bir ülkenin gerçek gücü ordusunda, ekonomisinde, teknolojisinde değil; çocuklarını ne kadar koruyabildiğinde saklıdır.

Ve biz…
Çocuklarımızı koruyamadığımız her gün, geleceğimizi kaybediyoruz.

Yazar-Şair 
Ülker Sadık

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *